MİNİ YORUM: Ülkeye gelen yabancı sürücülerin çok iyi şoför de olsalar, ehliyet alırken ki standartlarının bilinmediğine işaret ederek, “Yollarımızda güvenlik tehlikesi arttı” uyarısında bulunan Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Zeki Avcı’dan trafiğimiz konusunda işte bir tam isabet daha… Gerçekten de bu yabancıların methaldar olduğu kaza sayısında korkunç artış var… Özellikle de kiralık araç, ya da lüks araç sürer bunlar… Aman ha, o araçlara da, içindekilere de çok dikkat!..
***
* Muhaceret Dairesi’ne işlem yapmaya giden kimi yabancı, orada yapılan tespitte “kaçak” olarak tutuklanıyorlar… Be ama, bunlar kaçak olduklarının bile farkında değiller mi yani?..
* Hecesi tek, sevimsizliği oldukça pek o sözcük: Zam!..
* Bir örgüt, bir otel salonunda topladığı vatanseverlere ödüller vermiş. Kutlarım ödüle layık görülenleri, ama bir salona sığmayacak kadar vatansever zenginliğine sahip olduğumuz da kesindir…
* KKTC’de zengin olmak için çalışmaya hiç de gerek olmadığı kavramını yaşam biçimine dönüştürenler çoğaldıkça, ülkenin üretimsizlikten beslenen kara delikleri de çoğalıp büyümektedir… Sahtekârlıklar profesyonelleştikçe tufeyli bir nüfus her yanda dal – budak salmaktadır… Gören gözün kılavuza ihtiyacı yoktur…
* Zamları yapanlarda hiç mi insaf kalmadı?.. Yüklenen zamlar yüzde yüzün üstünde genellikle… Olmaz ki… Böyle de olmaz ki!..
* İstikrar istiklal kadar önemlidir… İstikrar olmayan yerde istiklal tehlikededir…
* Yırtık büyüdükten sonra yama vurması güç olur…
* Tuvalet kâğıdına zam üstüne zam… İnadına zam… Tuvaletlerde artık duvara asılmış gazete kâğıtları görürsek hiç şaşmayacağız…
* Trodos’tan soğuk haber: Trodos’a gezmeye giden 20’li yaşlarda 8 Türk genci sopalar ve taşlarla saldıran bir grup Rum’un şiddetine maruz kaldı… Yaralanmaların da olduğu olayın ayrıntıları bir korku filmini çağrıştırır…
* Vahim bir olay… Ama bundan daha da vahimi yardım istedikleri Rumların bu savunmasız gençleri kâbusun ortasında yüzüstü bırakmaları…
* Çizgisi net insanları beğenirim. O çizgi hangi yönde olursa olsun. Çizgisi bulanık olanlar midemi bulandırırlar…
* Sırf vefa ve minnet kazanma adına bir şeyler yapacaksanız hava alırsınız… Çünkü ne vefanın, ne de minnetin zerre kırıntısı kaldı…
* Asıl yasal olan, hakkımızı helal edebildiğimiz işlerdir… Yasal olmuş da, helal olmamış neye yarar ki?..
* Şans her zaman gülmez… Çoğu zaman somurtur, ya da sırıtır… Ve de ağlatır da…
* Karmaşık duygular karışık çoban salatasına benzer… İçinde biberin acısı da vardır ve bizi fena acıtır.
* Haftanın öğüdü Stefan Zweig’ten: Her şeyi içinize atarsanız boğulursunuz. İçinizi boşaltınız…”
* Demiş ki; “Eğer sizi üzen kişilere hala selâm verebiliyorsanız, bu vicdanınızın sadakasıdır.” Hz. Mevlâna.
* Büyük harflerle yazılması gereken: BİLGİYE ULAŞTIKÇA CEHALETİMİZİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ DE ANLARIZ…
* Temel’in dünyası… Temel hamsiyi hiç sevmezmiş… Olacak şey mi bu?.. “Sen nasıl Karadenizlisin, hamsi sevilmez mi?” diye sorgularlar onu… Yanıt verir Temel: “Anam beni Karadeniz’de değil, Akdeniz gezisi sırasında doğurdu da…”
* Ve dizeler… Cahit Irgat’tan: “Başımı rakı değil döndüren / Bu öğle sıcağında, / Ekmek kokusundan da güzel / Alnının ter kokusu…”
Yorumlar kapalı.