Yankılar da, değerlendirmeler de hâlâ sürüyor… Bir Erdoğan – Putin zirve buluşması daha gerçekleşirken devreye konulan geçen haftaki provokatif zamanlama, gerçekten yorumlara oldukça açık… Ankara’nın Kahraman kazan ilçesindeki TUSAŞ tesislerine 23 Ekim Çarşamba gün öğleden sonra patlayıcılar ve otomatik silahlarla düzenlenen saldırı, gündeme bomba gibi düşen cüretkâr olay olarak algılanırken, terörün şeytani amaçlarına ilişkin de yığınla kınayıcı yorum tetiklendi…
Bu terörist hamlenin terörle ilgili Ankara konuşmalarını izlemesi zamanlama faktörünün altını çizen en önemli olgu… Ankara, teröre karşı yeni bir Kürt açılımını daha tartışmaktadır bilindiği gibi… Bu tartışmalara ve düşünce yakınlaşmalarına karşı provokasyon yapma gereğini duydu düşman mihraklar…
*
Dahası, tüm ülke çeşitli şiddet olayının sarmalındayken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli toplumsal barış adına, “terör lideri” olarak bilinen “Apo” namlı Abdullah Öcalan’ı, hakkındaki tecrit kararı kaldırılırsa, TBMM çatısı altında terörü bitirdiğine ve PKK terör örgütünü dağıttığına ilişkin açıklamada bulunmaya çağırdı… Ve Bahçeli kendisinden beklenmeyen bu çağrısıyla tarifsiz sansasyon yarattı…
İşte tüm bu yankılara verilen özel bir şiddet mesajıydı Türkiye’nin en duyarlı yerlerinden birine, TUSAŞ’a yöneltilen o hain terör baskını… Mesajdan çıkan anlam artık iplerin Öcalan’ın elinde olmadığına ve bölücü terörün sürdürüleceğine dairdir… Burası kesin…
Türkiye’ye karşı bölücü terörü yönetenler şeytani bölücü stratejilerini duyumsattılar… Kandil’in Abdullah Öcalan’ı da dinlemeyeceği kan ve ateşle belirtilirken, terör Türkiye’nin dışına, Suriye ve Irak topraklarına sürülse de, gerektiğinde Türkiye’ye sızmaların olacağı, ABD ve İsrail’in desteklediği PYD ile PKK’nın hep var olacağının sözüm ona uyarısı yapıldı…
*
Ne var ki, Türkiye’nin her kesiminden yükselen güçlü tepkisel sesler, hain terör hamlesini şiddetle lanetleyip kınarken, Türkiye’ye ve Türkiye’nin topyekün insanına karşı projelendirilen hain emperyal stratejilere de geçit verilmeyeceğinin çok anlamlı vurgusunu içeriyor…
*
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TUSAŞ’a yöneltilen terör saldırısını, bulunduğu cezaevinden, özenle seçtiği barışçıl sözcüklerle kınarken; “Barış isteyenlerin sesinin, kimden gelirse gelsin bu defa bastırılmasına asla izin vermeyeceğiz… Barış arayışlarını itibarsızlaştırmaya, iradesiz kılmaya yönelik hiçbir yaklaşımı kabul etmeyeceğiz.” diyordu…
Hainlerin kanlı mesajına karşı, büyük ve güçlü Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci kuruluş yıl dönümünde koro halinde yükselen öfkeli sesler, ülkenin esenliği için birlik ve beraberlik adına çok önemli ve umut vericidir… Terörün yılan başı, destekçileri kimler olursa olsun, sonunda ezilecek ve gündemden kaldırılacaktır.
Ahmet Tolgay
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
Yorumlar kapalı.