Birleşmiş Milletler açıklamasına göre “Gazze, bir çocuk neslinin tamamını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya…”
Irkçı, faşist ve yayılmacı İsrail Rejimi de aynen bunu yapmak istiyor zaten…
Da, bu feci gerçeği dünyaya açıklayana bakınız siz: Birleşmiş Milletler!.. Tarihin en büyük yıkımını yapan İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tüm üyelerinin istenci ve onayı ile hazırlanan “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ni yayınlayarak misyonuna başlamış olan şu Birleşmiş Milletler!..
Hani nerede kaldı o en insancıl bildirge ve nerede kaldı o bildirgeden kaynaklanan insancıl misyon ve de insancıl sorumluluk?..
Böylesi insanlık fecaatlerini durdurabilme, barışçı bir dünya yaratabilme ve öylesi bir dünyayı sürdürebilme adına kurulmuş olan anlı – şanlı örgüt!.. Birleşmiş Milletler!… Şimdi çıkmış dünyanın karşısına ve İsrail’in yapmakta olduğunun Filistin halkının kökünü kurutmak anlamına geldiğini duyuruyor elleri – kolları bağlı olarak!..
Vay be!.. Bin kere pes yani!.. Ve soykırımcı İsrail’e milyonlar kere lanet!..
Bir halkın kökünü kuruturcasına soykırım uygulamak!.. Soykırımın böylesine Nazi Almanya’sı bile başvurmamış ve gaz odalarına gönderdiği Yahudiler arasında özellikle çocuklara yönelen bir seçim yapmamıştı…
***
Benjamin Netanyahu’nun otoriter ve acımasız başkanlığındaki İsrail Rejimi şu anda tarihin en ağır insanlık suçunu işlemektedir… “Tek dişi kalmış canavar” olarak tanımladığımız o sözde Batı medeniyeti ise buna seyirci kalmakla yetinmiyor… Planlı – programlı soykırım operasyonlarını fasılasız yürütebilmesi için İsrail faşist, ırkçı ve yayılmacı rejimine en yok edici silahlarını veriyor… En başta ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve diğerleri…
Cehenneme dönüştürülen Gazze’deki soykırımın katmanları ve azmettiricileri işte bunlardır… Trajikomedi şurada ki, bunlar, çocuk katliamını dünyanın dikkatine getiren BM’nin en etkin üyeleri… Ve hatta bazıları BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri…
Dünyanın ve insanlığın güvenliği kimlerin eline emanet imiş!..
Netanyahu kabinesinin bakanları dünyanın gözü önünde açıklamalar yaparak hedeflerinin Filistinlileri o coğrafyadan kazımak olduğunu duyurmaktan çekinmiyorlar… Alt yapısı tümden yok edilen bir toprak parçasında aç, susuz, ilaçsız, barınaksız, korunaksız, anasız – babasız bırakılan çocuklar topluca kıyımdan geçirilirken bunun mazereti ve gerekçesi olarak “Hamas’ın bugünkü savaşçıları dün öldürmediğimiz çocuklardır” diyen Yahudi yetkililere tanık olunuyor…
Yahudi ordusu sadece Gazzeli Filistinlilerin değil, insanlığın da amansız katili bir savaş makinesine dönüştürüldü…
***
Kanıtlanmış lanetli kuraldır ki, unutulan ve önemsenmeyen soykırımlar tekrarlanır… Bu konuda yakın tarihe bakalım: Kıbrıs’ta ENOSİS’i gerçekleştirmek adına Türklere karşı soykırım uygulandığı planlarıyla, kanıtlarıyla, söylemleriyle ve somut toplu mezarlarıyla ortadadır…
Dünyaca görmezlikten gelinen ve unutulan soykırımların tekrarlandığı gerçeğini vurgulayan biz Kıbrıslı Türklerin trajedisi… İşte daha sonra Boşnak halkına karşı özellikle de Srebrenitsa’da uygulanan soykırım… Ve işte aylardan beridir Gazze’deki Filistinlilere karşı sürdürülmekte olan amansız soykırım… Dünya ilgisiz kalınca soykırımlar silsilesi sürüp gider böyle…
Belirtmeden geçilemez ki, tüm bu soykırımların acısını biz çok iyi biliriz… Çünkü dünyanın görmezlikten geldiği ve unuttuğu bir soykırımın mağdurlarıyız Kıbrıs Türkleri olarak… Bu ölümcül mağduriyetten kurtulabilmemiz yarın 50’nci yıldönümünü kutlayacağımız 20 Temmuz mucizesi sayesindedir… Hoş gelişler ola 20 Temmuz…
Yorumlar kapalı.