Ahmet Tolgay

“Sosyal konut” denildiğinde anımsananlar






İlk temel, isabetli bir seçimle Güzelyurt’ta atılarak, yıllar sonra yeniden sosyal konut projelerine start verildi… Gerçekten önemli ve hayırlı bir hamle… Dilerim bu hamle hedeflerine ulaşır ve bir başarı öyküsü olarak sosyal tarihimizdeki yerini alır… Çünkü ülkenin gittikçe büyümekte olan acil konut ihtiyacı işte ortadadır…
Sterline endeksli inşaat sektöründe dar gelirli insanlarımız için ev sahibi olabilmek artık olanaksız gibi… Bu yazıyı tuşladığım sırada sterlinin beher değeri 52 TL’yi aşmış durumda…  Türk lirasına haklı olarak güvenemeyen müteahhitler kendi sektörlerinin geçerli para birimini sterlin olarak çoktan belirlediler… Bu sektörde para birimi olarak TL geçerli değildir artık… Kaç tane müteahhit batmış, Lefkoşa Eski Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları’nın Haspolat’daki en son sosyal konut projesinden ev edinen kaç kişi taksitlerle başa çıkamamıştır…
En son 2021 yılında sosyal konut projelerine el atılmış, ama yeterli kaynak bulunamadığından o defter kısa sürede kapatılmıştı… Şimdi yenden açılan bu defterin kaynak konusunda sıkıntı yaşamaması en içten dileğimizdir…
*
Yıllar öncesinde kalan geçmiş sosyal konut başarı öykülerinde bu işlerin nasıl yürütüldüğünün araştırılıp araştırılmadığı da şahsım tarafından merak konusudur… Efsane sendikacımız Necati Taşkın “sosyal konut” denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biridir… Bu projeleri başarıya ulaştırabilme adına bu idealist insanımız  kendini feda etmişti… Çünkü 12 Ocak 1983 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdiğinde Gazimağusa’ya inşa edilecek sosyal konutlarla ilgili temas ve görüşmeler için yola çıkmıştı…
Geçmiş çalışmalardan ve deneyimlerden bilgi edinebilme adına Necati Taşkın’ın sosyal konut projelerinde birlikte çalıştığı Lütfi Özter, Halil Bilener ve Mustafa Tolga ile yoğun görüşmelerim olmuştu… Özter ve Tolga maalesef artık yaşamda değiller… “Efsane Sendikacı Necati Taşkın” adlı biyografik kitabımı yazarken konuştuklarım arasında bulunan ve o günlerde Kıbrıs Türk Emekliler Derneği Başkanı da olan merhum Mustafa Tolga, TÜRK SEN’in sosyal konut projelerine el atması gündeme gelince kurulan İŞ KOOP’un etkin üyeleri arasında yer almıştı… Nitekim, TÜRK SEN’li sendikacılar Lütfi Özter ve Halil Bilener’den sonra 1983’de İŞ KOOP başkanlığına seçilen de Mustafa Tolga olmuştur… Tamamlandığında 300’e yakın ailenin barınağı olan ve gelişen çevresiyle albenili bir başkent varoşu yaratan Taşkınköy, işte Necati Taşkın ve arkadaşlarının kurduğu o iş bilir İŞ KOOP’un ürünüdür…
*
Bir sosyal konut başarısı olan Taşkınköy’ün yaratılış öyküsünü Mustafa Tolga’dan şöyle dinlemiştim:   “Türkiye’yi ve birçok Avrupa ülkesini gezen Necati Taşkın,  oralardaki sosyal konut projelerini de hayranlıkla inceliyordu. Bu projeleri Kıbrıs’a taşıyarak evsizleri ev sahibi yapmayı kafasına koymuştu. İŞ KOOP’un kurulmasıyla bu ukdesini gerçekleştirmiş olur. Üyelerimizi en ehven koşullarda ev sahibi yapacaktık, ama başlangıçta büyük bir ilgi göremedik. Çekingenlik vardı. Bu çekingenliğin kaynağındaki birinci etken güvensizlik, ikincisi ise halkın Türk Barış Harekâtı’ndan sonra terk edilen Rum evlerine kolayca ve bol miktarda kavuşmasıydı. Ne var ki, alınan göçlerle de hızla büyümekte olan nüfus, konut sıkıntısının eli kulağında olduğunu bize duyumsatmakta ve Necati Taşkın’ın sosyal konut projesinin öneminin altını çizmekteydi.
Projeyi uygulamak üzere Lefkoşa varoşlarında devletten temin ettiğimiz arazi, o günün koşullarında kuş uçmaz, kervan geçmez son derece engebeli bir araziydi. Lefkoşalılar, toz – toprak – çamur içinde olan  oralara gitme eğiliminde değillerdi.”
Kendi üyelerinin başlangıçtaki ilgisizliği üzerine kurdukları kooperatifi üye olmayan halka da açtıklarını, güvensizliği aşmak ve çekingenliği ortadan kaldırmak adına, Necati Taşkın hariç, kendilerinin de evlere talip olduklarını belirten Tolga şu açıklamaları yapmıştı bana:
“Örneğin projenin 62 numaralı evi benimdir. Kendi evim olduğu halde bu şekilde projeye katkı koydum. Temeller atılmaya, evler yükselmeye başlayınca ilgi de giderek arttı. Maliyetlerin düşük olması için elimizden geleni yaparken, kaliteden ödün vermemeye de özen gösteriyorduk. Sosyal konutların ucuz malzemeyle yapılması gerektiğini savunanların karşısına çıkıyor,  bu projenin örnek bir proje olacağına, o nedenle kaliteyi ön planda tutmamız gerektiğine vurgu yapıyorduk. Devletin Emlak ve Malzeme Dairesi elindeki inşaat malzemeleriyle ve ehven fiyatla bize epey destek verdi… Malzeme temini için kooperatifimiz adına taş ocağı ve mobilya atölyesi gibi tesisler kurduk ve çalıştırdık. Projemiz tamamlandığında bu tesisleri özel sektöre satarak ekonominin gelişmesine katkı koyduk. Örneğin taş ocaklarını Levent Şirketi, mobilya atölyesini ise Özok Grubu alarak buraları geliştirdiler, önemli üretim ve istihdam alanı haline getirdiler.”
Taşkınköy İlkokulu’nun kuruluşu hakkında da merhum Tolga’nın bana anlattıkları ilginçti… Aktarıyorum:
“O bölgeye bir de ilkokul gerekirdi tabii ki… Binayı bize devlet yaptı. Ama gelgelelim, okul derslere başlayacak, hâlâ öğrencisi yok. Herkes çocuğunu Lefkoşa’daki okullara götürmeyi tercih ediyor. Ben ev ev dolaştım, aileleri ikna ettim ve 67 çocuğun okula kaydını bizzat gerçekleştirdim. Okulun açılışı işte o 67 çocukla yapıldı.”
*
Ne kadar acıdır ki, Necati Taşkın, en büyük hayali olan sosyal konut projesinin tamamlandığını göremeden o feci trafik kazasında yaşama veda eder. Tolga’nın bu konuda hüzünle dedikleriydi bana:
“Sendikal faaliyetlerde olduğu gibi Necati Taşkın hiçbir özel işini ya da istencini bu projeye  karıştırmadı. Bizim yoğun girişimlerimizle evlerden birini onun dul eşi Hale Hanım’la iki erkek çocuğuna tahsis ettik. Tabii ki Hale Hanım’ı kooperatifimize üye yaparak ve evin taksitlerini de ondan düzenli olarak alarak… Yine karar aldık ve projenin tümüne ve de ilkokula Necati Ağabeyin adını verdik. Taşkınköy’ün ve Necati Taşkın İlkokulu’nun kimlikleri böyle belirlendi.”

 

“Sosyal konut” denildiğinde anımsananlar
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.