Ahmet Tolgay

Sevgi emektir / Överken yermek / Elektrik tasarrufu






SEVGİ EMEKTİR, KARŞILIKLI EMEK: Ülkemizde boşanma sayıları her geçen gün artarken, gazetemiz KIBRIS, toplumumuzda aile kurumunun çökmekte olduğunu rakamlarla duyurdu bir süre önce…
Evet, ailelerimiz çatır çatır çökmekte… Zaten tüm çöküntülerimiz o kurumun çatırdayarak çökmesiyle başladı… Lütfen buna dikkat buyrulsun…
2023 yılında boşanan çift sayısı ilk kez 1000’i geçti… 2023’te bin 223 evlilik gerçekleşirken, bin 148 çift de boşandı… Bakalım 2024’de bu sayılar ta nereye varır…
Toplumsal yaşamda aile kurumunun önemi büyüktür… Yaşanmakta olan yoğun aile çöküntüleri diğer ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de bir aile bakanlığı oluşturulmasını gündeme getiriyor gerçekten…
Evlilik kurumu sevgi üstüne kurulur… Sevgi ise emek ister, karşılıklı emek… Evlilik, sevmeyi, saymayı, sadakati, paylaşımı, katlanmayı, fedakârlığı ve çiftlerin birbiri için yaşamasını gerektirir… Sağlam nesiller öylesi bir çatı altında yeşerebilir ancak…

Cengiz Aymatov, bir aşk öyküsünün ve bu öyküde oluşan aile yuvasının inişlerini ve çıkışlarını anlatırken, klasikleşen şu sözcükleri kurdu:
“Sevgi neydi?… Sevgi iyilikti, dostluktu… Sevgi, emekti… Sevgi neydi?.. Sevgi, dostça uzanan insan eliydi… Sevgi neydi?.. Sevgi, sahip çıkan o sıcacık insan eliydi, sevgi iyilikti…” (Selvi Boylum, Al Yazmalım)
*
   ÖVERKEN YERMEK / NAZIM VE KISAKÜREK: Sert bir eleştiriyi bu denli nezih biçimde yapabilme yeteneği kime nasip olabildi ki Nazım Hikmet Ran Usta’dan başka?… Överken nasıl da yeriyor… Kadife eldivenli yumruğunu nasıl da atıyor…
Hikmet’in, Türk edebiyat tarihine geçen, Necip Fazıl Kısakürek’e yazdığı o eleştiri mektubudur:
“Sevgili Necip; ismin temiz demek, ‘necîb’ temiz demektir benden iyi bilirsin… Necip’i necis yapma. Sen en cihanşumül eserlerini beş parasız Paris sokaklarında dolanırken vermiş bir şairsin… Cebin para para olacak diye, ruhun pare pare olmasın. Bilirim; kalemin kıvraktır, lisanın çeviktir… Bilirim; üç satırda ruh üflersin kâğıda… Bilirim bir yazsan parçalarsın edebiyatın Çin Seddi’ni… O lisan-ı mücerred dilinle Babıali yokuşunun yollarını yalaman beni kahrediyor Necip…
Sevgili Necip, inandığın Allah’ın aşkına, o kudretli kalemini iktidara payanda yapacağım diye cami direğine çevirme… o kudretli kelimelerini üç kuruşa parselleme… Üç tanesi üç kuruş etmeyecek ciğersizlere… Sevgili Necip, elinde sur-u israfil var, onu borazana çevirme. Eski dostun, Nâzım.”
*
   ELEKTRİĞE AVRUPALI BAKIŞ: İngiltere’deki akademisyen dostumuz ve hemşerimiz, yazar  Şöhret Başaran Howells, hep gündemin baş sıralarında olan elektrik sorunumuza değinen mektubunda, tasarrufun öneminin de altını çiziyor… Teşekkürlerimle Şöhret Hanım’dan işte o anlamlı satırlar:
“KKTC’de hava kirliliği yapan Teknecik elektrik santrali bence şu andaki en önemli sorunlardan birisi. Elektrik sıkıntısı olduğu ve halkın çok acı çektiği de doğru. Ancak bunun suçunu nüfus artışına bağlamak bence tartışılabilir… Benim Kıbrıs’ta yaşadığım dönemlerde edindiğim bazı izlenimler var.
Birincisi sokaklarda ve özellikle şehirlerarası yollarda örneğin Lefkoşa – Girne boyunca sürekli lâmbalar yanıyor. Bu hiçbir Avrupa ülkesinde ve İngiltere’de yoktur. Sadece kavşaklar ve çemberler aydınlatılır. İki şehir arasındaki yollarda uzaklığı 50 km. de olsa aydınlatma yoktur. Sadece yollarda kedi gözü vardır. Elektrik sıkıntısı olduğu dönemlerde sokak lâmbaları saat 10.30’da söner ve etraf zifiri karanlıktır. Her yol aydınlatılsa buna devletin bütçesi yetmez ki…
İkincisi ve daha da önemlisi, evlerde aşırı bir klima kullanma alışkanlığı vardır. Hem evler buzdolabı gibi soğutulur, hem de her oda soğutulur.
Benim Kıbrıs’ta yaşadığım yerde, yazın mahalleli ayda 5000-9000 Türk Lirası elektrik parası veriyor diye hep şikâyet eder. Ben ise ayda en fazla 1500-2000 Türk Lirası veririm. Neden mi? O şikâyet edenler 24 saat her odada klima çalıştırırlar ve evde olmadıklarında bile klimalarını söndürmezlermiş, ev ısınmasın diye!.. Biz klimamızı sadece oturduğumuz odada çalıştırırız. Gece yatacağımızda ise klima kapanır. Pancur ve camlar kapalı diye ev sabaha kadar serin kalır.
Bunu tanıdıklarıma söyledim ‘Sen keyfimize mi karışıyorsun’ diye de azarlandım.
İngiltere’de her evin ne kadar elektrik, su veya gaz kullanabileceği hesaplanmıştır. Bunun üzerine çıktın mı uyarı alırsın. Hatta bizde yazları ‘hose ban’ dedikleri su hortumuyla  araba yıkama ve bahçe sulama yasağı vardır, 11 ay ülkeye yağmur yağdığı halde. Arabayı bir lenger suyla yıkarız. Bahçeyi de ancak lengerle su taşıyıp azar azar sularız.
Yani söylemek istediğim şu ki, biraz da insanlarımızın aşırı derecede elektrik kullananları biraz dikkat etse bu kadar da elektrik kıtlığı olmaz gibime geliyor. Selâm ve saygılar Ahmet Tolgay Bey…”

Sevgi emektir / Överken yermek / Elektrik tasarrufu
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.