Ahmet Tolgay

Seni anlatabilmek, seni






* Şok bir yumruk gibi inen yenidoğan skandalı, toplumca altında ezildiğimiz olay oldu… 20 günlük Mihrimah bebeğe rahmetler, tüm sorumlulara lanetler dilerim…
* Hasta hakları yasamız yok, ama dernekleri ve edebiyatı var!..
* Gittikçe yoğunlaşan trafik kazalarında alkol ön sırada… Yolları alkol ve kanla yıkanan bir ülke!.. Ha, bir de yollarımızda uyuşturucu kol gezer… Onu da unutmayalım… Trafik değil, çılgınlar cehennemi!…
* 2 bin 500 adet uyuşturucu hap kaçakçı kadının iç çamaşırında bulundu… Diyeceğim o ki, bu tür hapların hangi şartlardan geçerek ağızlarına girdiğini de ilgililer kulaklarına küpe yapsınlar…
* Trafikte 480 bin adet vızır vızır araç varmış… Araç sayımızı biliriz de, nüfus sayımızı bilmeyiz…
* Başkentin otopark sorununu çözmekle yükümlü belediyemiz, bu sorunla uğraşacak yerde uygunsuz ya da yasak yerlere aracını park etmek zorunda kalanlara yüklü cezalar yazıyor… Başkentte yeterli   otopark yok, var olan otoparkların ücreti de artık ateş pahası!..
* Çanakkale -Vadili maçındaki o şiddet… Maçın orta hakemi, bir oyuncu tarafından, yüzüne çift tekme atılması suretiyle ağır şekilde darp edildi… Spor mu yapıyoruz, yoksa savaş mı?.. Şiddetin sarmalı bu boyutlara gelmemeli… Eskiden “hakeme renga” deyip olayı kapatmak anılarımızda kalan sözlü taciz şekliydi futbol sahalarında…
* Üretici açıklamasıdır ki, KKTC’de zeytinyağı fiyatları bin TL’yi bulabilirmiş… Altın suyu mübarek, altın!..
* Yeni Devlet Laboratuvarı inşası için imzalar atıldı… Cayır cayır yak, yık, yok et, yıllarca ihmal et ve şimdi yenisini yapmaya koyul… Peki, olası failler nerede?.. Ki, haklarındaki tevatürler çeşitlidir ve de ürperticidir…
* “Önce Ekmekler Bozuldu” Oktay Akbal’ın ünlü toplumsal eserinin adıdır… Eğer günümüze dek yaşasaydı, daha nelerin de nelerin bozulduğunu görüp çok fena bozulacaktı ve çok fena yazacaktı Oktay Akbal merhum…
* Güney Kıbrıs’taki “Retail Zoom” anketinin sonuçlarına göre gelmiş geçmiş en dürüst Rum cumhurbaşkanı yüzde 52’lik oranla Glafkos Klerides… Evet, o kadar dürüst idi ki “ben sizin güvenliğinizi sağlayamam” gerekçesiyle Türk milletvekillerini Temsilciler Meclisi’nden kovma cüretini göstermişti!..
* Yunanistan’da papazlar, gece kulübünde kara para aklama skandalına karıştı… Din adamlarıyla ilgili skandallar artık kimseyi şaşırtmıyor… Olağan rezillikler!..
* “Naim Kasım”, Hizbullah’ın yeni lideri olarak açıklandı… Açıklamasalar olmaz, ille de açıklayacaklar… Şimdi o da İsrail’in boy hedefi!..
* Umutsuz vakalara ve faktörlere umut hakkı mı tanınır?..
* Robot süpürgeler küfrediyormuş… Çevre kirliliği onları da isyan ettiriyor… Çevremizi temiz tutalım… Yoksa küfürle yetinmeyip saldırıya da geçecek bu öfkeli robotlar!..
* İnsanların üstüne yürünürse kaçmazlar… Onlar da karşı yürüyüşe geçerler… Herkesin nasıl biri olduğu, karşısındaki kişiye bağlı… Yüzümüzü aynaya gösterdiğimiz gibi görürüz…
* Hayatın katı gerçekliği büyüyü bozan etkendir…
* Demiş ki; “Beni korkutan kötülerin baskısı değil iyilerin kayıtsızlığıdır.” Martin Luther King.
* Haftanın öğüdü Bukowski’den: “İnsanların, senin hakkında ne düşündüklerini önemsemeyerek, ömrünü uzatabilirsin.”
* Büyük harflerle yazılması gereken: HERKES KENDİ İŞİNİ BİHAKKIN YAPSA, İŞLER TIKIRINDA GİDER…
* Temel’in dünyası: Rize’deki şenlikte oradakileri tutup tutup denize atmaktaymışlar… Oradaki turist “Ne yapıyorsunuz böyle?” diye sorunca, kendisine yapılan açıklamadır: “Temel atma töreni yapıyoruz…”
* Ve dizeler… Ahmet Arif’ten: “Seni, anlatabilmek seni / İyi çocuklara, kahramanlara / Seni anlatabilmek seni / Namussuza, halden bilmeze / Kahpe yalana…”

Seni anlatabilmek, seni
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.