Ahmet Tolgay

Rum planına karşı fiiliyat / Neriman Cahit






RUM PLANINA KARŞI FİİLİYAT: Kıbrıs sorunu henüz çözümlenememişken Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin mülkiyetle ilgili tutuklamalarının uluslararası barınma, kullanım ve yatırım haklarına aykırı olduğu gün gibi ortadadır… Ama Kıbrıs Türk halkını uluslararası toplumdan izolasyonlarıyla dışlayanlar karşısında hadi geliniz de bu haklarımızı savununuz bakalım…
Göz göre göre soykırıma maruz kalan Filistin halkının yaşam haklarını savunamaz duruma getirilişi, uluslararası hukukun çağdaş fecaatini yansıtan güncel trajedidir… Kıbrıs Türk halkı eğer bu adada Filistinlilerin trajedisini yaşamıyorsa bu şansını tek bir olguya borçludur: Anavatanı Türkiye’nin güvencesine…
Bu koşullarda Nikos Hristodulidis Rejimi’nin mülkiyet üzerinden başlattığı ve Rum mallarıyla ilgisi olan herkesi “potansiyel suçlu” konumuna getiren baskıcı siyaset gündemdeki yerini ağırlaştırarak sürdürecektir… KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da işaret ettiği gibi bu KKTC’ye, halkına ve de KKTC’ye yatırım yapan ya da yapmayı düşünenlere karşı bir terör saldırısıdır… KKTC’de ekonomiyi ve yaşamı durdurma planıdır…
Bizi bitirme amaçlı bu plana ancak fiiliyatla karşılık verebiliriz… KKTC, Kıbrıs sorununa siyasal çözüm umutlarını da tümden yok eden bu terör saldırısına karşı hiç de seçeneksiz değildir aslında… En kısa sürede ne yapılması gerektiğine dair gerçekçi bir seçenek, düşünen kafalarda su yüzüne çıkmaya başladı…
Şöyle ki: Rum’un “malımdır” dediği ve İTEM yasasına göre sahiplendirilen tüm taşınmazların koçanları, Cumhuriyet Meclisi’nden ivedilikle geçirilecek bir yasa ile çok uzun vadeli kira sözleşmesine dönüştürülmeli ve her mala da sembolik bir kira konulmalı…
Rum’un Güney’deki Türk mallarına uyguladığı sistem de kira değil mi zaten?…
Rum mülkiyet sisteminde geçerli olan kira, KKTC mülkiyet sisteminde ve uluslararası hukukta da neden geçerli olmasın?..
Kim sesini çıkarabilir, kim itiraz edebilir ki buna?..
100 yılı, hatta 300 yılı öngören kira sözleşmelerinin koçandan ne farkı olur?..
Böyle bir sistem değişikliğine KKTC’den de bir itiraz yükselmez…
Çivi çiviyi söker ve Rum çivisini sökecek Türk çivisi de derhal bu hamleye geçiş olmalıdır…
***
NERİMAN CAHİT: Alzheimerle olan mücadelesini kaç yıldır kendi köşesinde sürdüren kadim dostum Neriman Cahit’in vefat haberini aldığımda yüreğime saplanan sızıyla “acıları bitti o güzel insanımızın” dedim… Çok güzel anılar, çok güzel eserler, çok güzel gazete ve dergi yazıları… Toplumsal hafızamıza bıraktığı unutulmayacak ve hep ilham verecek mirastır tüm bunlar…
Eğitimci kimliğini içtenliği ve zengin erdemleriyle harmanlayan, bir dönem sendikacılık da yapan Neriman Cahit “Şirretleştiğim anlar çok oldu be Tolgay, ama hiçbir şirretliğim haksız değildir doğrusu” dedi bana bir sohbetimiz sırasında… Beğenmediği durumlarda ve insan manzaralarında elini havada savurur “sittir et gitsin” diyerek o olumsuzlukları önemsizleştirirdi… Tanıdığım en dürüst birkaç solcudan biriydi… Solun ne anlama geldiğini ve nasıl uygulanması gerektiğini çok iyi bilirdi…
Vefasızlığa lanet yağdırırdı… Şimdi Gönyeli Belediye Bulvarı üzerindeki anayolda bulunan öğretmen evleri konutunda köpekciğiyle baş başa iken sık sık görüşürdük… Komşu sayılırdık o dönemler… Benim Ortaköy’deki evim de onun evinin birkaç sokak ötesindeydi…

 

Derken, hastalığıyla birlikte o konuttan ayrıldı ve hiç görüşemez olduk… Hastalığıyla mücadelesini üzülerek dinledim hep…
Tanıdığım en başarılı röportaj yazarı oldu… Genç gazeteciler için ders nitelikli röportajlar… Kültür yazarlığının ise hasını sergiledi… Mevcudu çoktan tükenen “Yeşilrmak’tan Dipkarpaz’a: DERE TEPE KIBRIS” adlı kitabımı baskıya hazırladığımda “Kıbrıs sevdasını vurgulayan bir tümce isterim senden… İç kapağa koyacağım” dediğimde hiç duraksamadan şu dizesini seslendirdi:
“Bu sevda sevda / Köpük köpük, masmavi Akdeniz / Bu yeşil, yemyeşil doğa / Bu kuş… Bu çiçek… / Bu arı… Bu kelebek / Bunca delisi börtü böcek / Tepeden tırnağa bu güzel toprak / Tepeden tırnağa sevmek…”
Ve o kitabımın iç kapağına coşkuyla koydum bu dizeyi… Basılan kitabı kendisine götürdüğümde şahsına özgü sevinci ve mutluluğu doruk yapmıştı yine, ki unutamadığım anımdır…
Yazarlık ve şairlik yaşamı boyunca bir dolu esere imza attı… Ama, edebiyatımızın ve araştırmacılığımızın klasikleri arasına giren, yerinde yaptığı derinlikli araştırmaların ürünü sayılan  “Araplara Satılan Kızlarımız” en çok basılan ve en çok okunan yapıtı oldu… Filistin’i de ziyaret etmişti araştırmalarını yaparken…
İyi ki hastalığı Filistin’in güncel dramını izlemesine izin vermedi… Yoksa daha erken vefat ederdi acısından…
1937 Kırnı doğumlu olan Neriman Cahit, sevdasını eserleriyle kanıtlayan bir Kıbrıs âşığı olarak silinmez damgasını güzel adamıza eylemleri ve eserleriyle vurdu… Ruhu şad, mekânı cennet olsun…

Rum planına karşı fiiliyat / Neriman Cahit
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.