Ahmet Tolgay

Pazartesi Notları: Gündemin utancı kadına şiddet







KADINLAR KORUNAMIYOR: Gittikçe artan şiddetin kol gezdiği bir dünyadayız… Şiddet, insan yaşamının her alanında karşılaşılan ve dünyada giderek önemli duruma gelen bir “toplum sağlığı” sorununa dönüştü… Şiddet aynı zamanda çok ciddi bir insan hakları ihlalidir.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla tüm dünya bu en yaygın insan hakları ihlalini irdeledi ve çeşitli ülke iz bırakan etkinliklere sahne oldu…
Birleşmiş Milletler’in paylaştığı yeni rakamlara göre, 2023 yılında erkekler tarafından öldürülen 85 bin kadının yüzde 60’ına eşleri veya aile üyeleri kıydı… BM’ye göre bir kadın için en tehlikeli yer ne yazık ki kendi evi… Rapordaki sayılar buzdağının görünen kısmı olarak nitelenirken, öldürülen kadınların önemli bir kısmının cinayetten önce yetkililere şiddet gördüklerini bildirdiği buna rağmen devlet tarafından korunamadıkları aktarılıyor… Yetersiz cezalar algısının, kadına şiddeti artırdığına dair haklı düşünceler var… Ülkelerin ilgili ceza yasalarını gözden geçirmeleri istenci yankılar yaratmaktadır…
*
ÜLKEMİZDEKİ DURUM: KKTC olarak bizim de bu şiddet dünyasının mensubu olduğumuz ülkemizde artan şiddetten anlıyoruz…
İşte bu şiddet dünyasında sivrilen başlıklardan biri de kadına şiddet…Dünya genelinde her üç kadından biri yaşamı boyunca en az bir kez fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalırken, bizdeki durumlar ne?…
KKTC’de 11 ayda polise yansıyıp kayda alınan 913 kadına yönelik şiddet vakası yaşandı… Ya kolun kırılıp yen içinde kaldığı durumlar?.. Buz dağının su yüzüne çıkmış ucudur bize sunulan bu resmi ve acı rakam aslında!.. Polis kayıtlarına geçmeyen kadına şiddet olayının sayısı tabii ki bilinemez…
Kadın sığınma evleri açacak durumlara gelmemiz vahametin boyutunu gösteren bir diğer durum… Da bu sığınma evlerine kaçabilmeyi başaran kaç kadın var?.. Şiddete maruz kalan her kadın güvenliğe kaçabilmeyi başarsa bu sığınma evleri yeter mi bu kaçışa?..
*
TV DİZİLERİNİN OLUMSUZ ETKİSİ: Sözlü, psikolojik ve fiziksel şiddet!. Kimi zaman medyaya da yansıyan cinsel şiddet… Nedir bu gittikçe büyüyen şiddet dalgasını tetikleyen faktörler? Öykülerinde şiddeti ön palana çıkartarak reyting sağlamaya çalışan TV dizileri mi? Üzerinde dikkatle durmamız gereken bir fenomen bu.
“Kadına şiddet” konusu gündemin baş sıralarına yükselirken, Türkiye’de Türk televizyon dizilerindeki kadına yönelik şiddet sahneleri araştırmaya konu oldu. Güvenilir anket kurumu KADEM tarafından yürütülen araştırmanın sonuçları, dizilerde kadına şiddete yönelik çarpıcı istatistikler ortaya koydu… Bu son araştırma, 2023-2024 yayın sezonunda televizyon ve dijital platformlarda yayınlanan en popüler 14 diziyi ele aldı. Toplamda 3 bin 13 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit edildi. Bölüm başına düşen kadına yönelik şiddet sahnesi en fazla olan dizi ise “Kızıl Goncalar” oldu… Bunu, milyonlarca izleyicisi olan diğer diziler izliyor adları da sıralanarak…
*
   GÜNEY KIBRIS’TAKİ TABLO: Yanı başımızda bir AB ülkesi var, güya feodalizmden arınarak  AB’nin kriterleri içinde yaşayan: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi… Gelin görün ki Kadına şiddet konusunun Güney Kıbrıs’ta da çok vahim boyutlarda olduğu resmi verilerle ortaya kondu. Son beş yılda Güney Kıbrıs’ta 12 bin 544 aile içi şiddet vakası kaydedilirken, 22 de kadın cinayeti işlendi… Rum toplumunda da yerleşik töreler var… “Namus Cinayetleri” başlığına konu olabilecek türden… İhaneti kanla temizlemeye adanmış zihniyetin tezahürleri sıkça ortaya çıkmakta…  Onların da bizdeki gibi kadın sığınma evleri var mı, bilmiyorum… Araştırılmaya değer…
Şiddet ve cinayetlerle ilgili o çarpıcı rakamlar, Rum Adalet Bakanlığı ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nun geçen hafta düzenlediği ortak basın toplantısında açıklandı. Etkinlikte, “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Mücadele” kampanyası da kamuoyuna tanıtıldı.
Yürürlüğe konulan bu kampanya, “Toplumsal cinsiyet şiddeti gözlerden saklanıyor” sloganıyla farkındalık yaratmayı hedefliyor… Bu slogandan da anlaşılacağı gibi resmi kayıtlara geçenlerin yanında, gözlerden saklanan daha nice şiddet olayı var AB’li Rum toplumunda da…
Geçen haftanın içinde Güney Kıbrıs gündemini sarsan çarpıcı bir şiddet olayına da değinmeden geçilemez: Okul arkadaşına dayak atmasını durdurmaya çalışan dört öğretmenini döven bir ilkokul öğrencisine dairdir bu olay… Kontrol edilemeyen ve durdurulamayan nasıl bir öfke ve zorbalıktır bu?..

*
AKRAN ZORBALIĞI: İnsanlarda saldırganlık büyük ölçüde öğrenmeyle ilgilidir. Öğreti de çocuklukta ve hatta aile içinde başlatılır… Çocuğa saldırganlığın kabul edilebilir olduğunu öğreten her şey, her gösteri, her hareket, her söz ve her eğilim  saldırganlığı artıracaktır…  Toplumsallaşmada önemli olan, çocuklara kesinlikle saldırmamayı öğretmektir… Bunu henüz başaramadığımızın göstergesi gittikçe artmakta olan akran zorbalıklarıdır… Sanırım akran zorbalıklarının dökümü de yakın zamanda araştırmacılarımız tarafından önümüze konulacaktır…

Pazartesi Notları: Gündemin utancı kadına şiddet
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.