Ahmet Tolgay

Pazartesi notları






SAİT GÜVEN VE SELİM İLERİ’NİN VEDALARI: Geçen haftanın izdüşümlerini içeren notlarımın en acılarından ikisi Sait Güven’le Selim İleri’nin vedalarına dairdir… Eski Milletvekili,  Cumhuriyet Meclisi eski Başkan Yardımcılarından Dt. Sait Güven ağabeyimizin yaşamını yitirdiğine dair haber toplumda bir hüzün rüzgârının esmesine neden oldu….
Siyaset tarihimize kıymet kazandıran saygın, seçkin ve dürüst kimliklerden biri olan Sait Güven’e Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcılığı, Cumhuriyet Meclisi Başkan Vekilliği ve hatta durum gereği Cumhurbaşkanı Vekilliği yaptığı dönemde özel kalem müdürlüğünde hizmet etmek bürokrasi yaşamının onurlarından biridir…
Sevgi, hoşgörü, saygı ve iyilik duygularıyla yüklü bir kimliğin sahibi olarak tanınan Dt. Sait Güven, siyasal sorumluluk ve saygınlığın kendi alanında ve döneminde korunması ve güçlendirilmesi için özveriyle çabalarda bulunmuş bir seçilmişimiz idi… Tertemiz bir kariyerin ve ismin sahibidir… Siyasetin katı ahkâmları içinde aşamadığı ya da kendisine ters gelen durumlarda “Böyle olmaması gerekir” sitemi ve kırılganlığıyla gözyaşlarına hakim olmadığına tanıklığım çoktur…
O, adı ile müsemma, güven duygusunu sürekli telkin edip duyumsatan ve bu kibar özelliğiyle saygınlığını biteviye yücelten siyaset ve tıp insanımızdı…
1938 yılında Limasol’da doğdu… İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olduktan sonra bir müddet Limasol’da serbest hekim olarak çalıştı. Daha sonra, sağlıkta devlet hizmetine girdi ve 1978 yılında emekli oldu. 23 Haziran 1985 tarihinde yapılan genel seçimlerde kendisini sevenlerin teşviki ile Ulusal Birlik Partisi’nden Girne milletvekili seçildi. Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu…
Bir hüzün rüzgârı da Selim İleri’nin hiç beklenmeyen vefat haberiyle tetiklendi… Kıbrıs kökenli olduğu çok az kişi tarafından bilinen ünlü yazar ve eleştirmen Selim İleri geçen Çarşamba sabahı İstanbul’daki evinde geçirdiği ani rahatsızlık sonrası kaldırıldığı hastanede 75 yaşında yaşama veda etti…
İstanbul’un Kadıköy semtinde Kıbrıslı Türk bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen yazara, Kıbrıs’ı fetheden Osmanlı Padişahı Sultan Selim’in adı ailesi tarafından özellikle verilmiştir… Kıbrıs’ta da yetiştirdiği öğrenciler bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Kıbrıslı Türk Profesör Hilmi İleri’in oğludur…
Lisedeki öğretmenleri, tanınmış edebiyatçılar Vedat Günyol ve Rauf Mutluay’ın teşvik ve etkisiyle edebiyata yöneldi… Lise ikinci sınıftayken Peride Celal’in “Dar Yol” (1949) romanından esinlenerek yazdığı “Unutulmak” adlı ilk romanının yayımlanmasını sağlamak için yayınevlerini ısrarla dolaştı, fakat reddedildi. Yayınevlerinin kitaplarını basmak için peşinden koçacağı aşamaya daha zaman vardı… Kendini fark ettirmek için sanat dergilerine yöneldi…1967’de “Savaş Çiçekleri” adında bir öyküsü “Yeni Ufuklar” adlı dergide yayımlanınca dikkatleri çekti… 1968’de, edebiyatçı öğretmeni Vedat Günyol’un da yardımıyla öykülerinin yer aldığı “Cumartesi Yalnızlığı / Güz Notları” adlı kitabı yayımlandı ve bu eserini merhum babasına ithaf etti.
Sinemaya ilgisi büyüktü… 1970’lerin başında tanıştığı film yönetmeni Halit Refiğ’in teşvikiyle senaryo yazmaya başladı. Önemli yönetmenler tarafından filme alınan çeşitli senaryosu Türk sinema sanatına değer kattı… 1971’de “Cennetin Kapısı” adlı ilk senaryosu ile başlamıştı onun bu Yeşilçam serüveni… 1973’te “Destan Gönüller” adıyla ilk romanı yayımlandı. “Dostlukların Son Günü” adlı öykü kitabının 1975’te yayımlanmasının ardından 1976’da Sait Faik Öykü Ödülü’nü kazandı. Günümüze kadar çeşitli türlerde birçok eser veren Selim İleri, gazetelerdeki eleştirileri, röportajları ve televizyon programlarıyla da dikkati çekti…
Sait Güven’in cenazesi KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde, Selim İleri’nin cenazesi ise İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenlerden sonra toprağa verildi… Ruhları şad, mekânları cennet; aile bireylerinin ve sevenlerinin başı sağ olsun…
***
KAYIT DIŞI BARONLARI: TC Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçenlerdeki bir açıklamasında; “Yeni düzenlemelerimizle çok kazanıp az ödeyenlerden 120 milyar TL topladık” dedi…
Kayıt dışı KKTC ekonomisinin yüzde 60’ın üstünde olduğunu en fazla KKTC’nin Maliye Bakanlarından duyarız… Kayıt dışılığı asgariye indirmek adına projelendirilecek gerçekçi ve tutarlı mali hamleleri biz ne zaman göreceğiz kendi ülkemizde peki?..
Yahu, bizim bu kaotik ülkede devletten daha zengin konuma gelenler var ki, sıradan vatandaşın bu devlete ödediği vergiyi bile vermezler… Devlete layık gördükleri minicik vergiler yayınlanan vergi listelerinde, ultra lüks yaşamları ve kazançları ise gözler önünde bu kayıt dışı baronlarının…
***
“BELCASTRO” ADLI BİR KÖY: İtalya’nın güneyinde yer alan ve ülkenin en yoksul bölgelerinden biri olan Calabria’daki Belcastro köyünün belediye başkanı Antonio Torchia, “Acil tıbbi müdahale gerektirecek herhangi bir hastalığa yakalanmayı” yasakladığını açıkladı… Şaka değil, aynen böyle… Gerekçesi de en yakın acil müdahale biriminin köyden 45 km. uzakta olması… “İtalyan aklı” deyip gırgıra almayalım sakın… Bu eksantrik karar tabii ki ilgiyi Belcastro köyüne yönlendirecek şimdi… Deniz kenarında şirin bir konuma sahip olan bu köy, belki de İtalya’nın tıp merkezlerinden birine dönüşür ve sağlık tıp turizmi ile ihya olur!..

Pazartesi notları
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.