Ahmet Tolgay

Pazartesi notları







   KIB-TEK SANCISI: KIB-TEK’e Avrupa standartlarında yeni araç takviyesi yapıldı… Hayırlısı olsun… Ve dileyelim ki, dünyamızın ve hatta dünya teknoloji tarihinin boyuna zarar eden ve biteviye borç batağında yüzen tek elektrik üreticisi olan KIB-TEK’in hizmetleri de her anlamda Avrupa standartlarına yükselsin… Şimdilerde, tamamen yerlerde sürünen ve çağdaş zamanımıza göre ilkel bir hizmete talim ediliyor… Durumdan yakınmayan tek bir KKTC yaşayanı yoktur… Son fırtınada saatler boyu süren elektrik kesintileri yine KIB-TEK isyanlarını doruğa çıkardı… KIB-TEK ekipleri ülkenin her yanındaki yüzlerce arızaya ve yardım çağrısına yetişebilmekte hayli zorlandı… “Yedek santral” dedikleri sistemi de devreye koydukları halde çarpıcı elektrik krizini bertaraf edemediler… Ülkenin her yanından acı sitemler ve hatta feryatlar yükseldi… Bu ülkenin kronikleşen elektrik sorununa kalıcı bir çözüm bulunmadan hiç kimse Avrupa standartları düşleri kurmasın sakın…
*
   PROJELENDİRME KISIRLIĞIMIZ: Uzatılan sürenin dolmasına bir hafta kaldı… Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği, “Belediye ve Köylerin Altyapı Yatırımlarına Katkı Projesi” için teklif çağrısı süresinin 16 Aralık Pazartesi gününe dek uzatıldığını duyurmuştu… Besbelli yeteri kadar proje sunulamadı ki başvuru süresi uzatıldı… Uzatılan sürede ilgili adrese proje yağacağını da sanmıyorum!..
Maalesef öteden beri böyle bir basiretsizliğimiz var işte… İlk kez de olmuyor… Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin ülkemizin ihtiyaçları adına gönderdikleri proje kaynakları proje hazırlanıp sunulamadığından dolayı süresi dolunca geri Ankara’ya dönmektedir… Aidiyetsizlik, liyakatsizlik ve duyarsızlık bu boyutlara kadar gelmişse çok yazık ve vay halimize…
“İlk kez de vuku bulmuyor bu utanç hadisesi” dedim ya… Misal: Mehmet Ali Talat’ın Cumhurbaşkanlığı dönemiydi… Özel bir görüşmemizde “Devlet birimlerimiz proje yapacak elemanlardan yoksun olduğu için Ankara’dan gelen proje kaynakları hiç dokunulmadan maalesef geri dönüyor” demiş ve ben de aldığım bu duyumu gazetemde eleştirel bir köşe yazısıyla duyurmuştum…
Demek ki, o günlerden bu yana proje kısırlığımızda olumlu bir değişim yok!… Şimdi gündemdeki bu proje teşvikleri, 2024 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamında yürütülüyor… Kaynağı tamamen hibe formatında takdime hazır olan bu program, belediye ve köylerin altyapı yatırımlarına katkıyı öngörmektedir…
Yeni taşındığım mahallenin bazı alt yapı sorunları var… “Acaba bu sorunların çözümü adına bir proje hazırlayıp ben de Büyükelçiliğin kapısını 16 Aralığa kadar çalsam mı?” diye düşünüyorum!..
*
   EŞREF SAAT: “Peeeee!” der Kıbrıs Türkü bu gibi durumlarda… Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişken, BM Genel Kurulu, İsrail-Filistin sorununun “iki devletli çözüm”ü için konferans düzenleme kararı aldı… Sanki soykırımcı Siyonist yayılmacılık ortada bir Filistin bıraktı da, iki devletli çözümü görüşeceklermiş!…
Peki, Kıbrıs sorununun çözümü için neden iki devletli konferans çalışması yapmazlar?.. Enosis’çi yayılmacı Rum – Yunan ırkçılığının o eşref saati yakalayıp KKTC’yi ve halkını Kıbrıs haritasından silme hamlesinin gerçekleşmesini mi bekliyorlar?.. Tıpkı Filistin’de olduğu gibi!.. O zaman mı uygun görecekler “iki devletli çözüm” konferansını?!..
Ve biz Kıbrıs Türkü: O eşref saatin nasıl beklendiğini önümüzdeki capcanlı olgulara bakarak hiç, ama hiç unutmayalım… 15 Temmuz 2016 hain Fetö darbesi gerçekleştiğinde Kıbrıs’taki Rum serüvencilerin ellerini ovuşturarak dediklerini mıh gibi beynimize çakalım: “Saldırıya geçip hem Türk askerini ve hem de Kıbrıslı Türkleri denize dökmenin tam zamanıdır!..”
Eşit ve egemen iki devletli çözüm tezinde direnenlerimizin temel amaçlarından biri de işte o Enosis’çi ve yayılmacı serüvencilere bekledikleri eşref saati sunmamak adınadır…
*
   TRAFİK KARMAŞAMIZ VE NEDENLERİ: Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, bir TV programında yeni araç kayıt verilerini paylaşarak, 2024 yılının Ekim ayına kadar, yani sadece 9 ay içinde 21 bin 520 yeni aracın kaydedildiğini açıkladı… Her yönden dökülmekte olan trafik alt yapımız bu inanılmaz pompalamaya nasıl dayansın ki?.. Ve feci trafik karmaşamız nasıl durdurulabilsin ki?.. Bu ülkede en gerçekçi trafik çözümü çağdaş anlamda bir toplu taşımacılık düzenidir… Bunu herkes bilir, ama çeşitli nedenlerden kimse bu çağdaş çözüme el atmaz…

Pazartesi notları
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.