VUDA’NIN TÜRK MALLARI: Ergün Vudalı’nın Güney’deki köyünü ziyaret ettikten sonra paylaştığı gözlem ve duygularıdır:
“Bugün sevgili Vuda köyümdeyim. Evimiz yıkılmış yerine eczane inşa edilmiş… Köyün hemen hemen tüm tarla bahçe harman futbol sahası yeni evlerle dolu. Mesarya ve Karpaz göçmenlerinin çoğu Vuda’ya yerleşmiş… Köy Larnaka’ya 5 dakika mesafede. 1974 öncesi 800 civarı nüfusun 650’si Türk, 150’si Rum idi… Şimdi 3000 küsur ve hep Rum…”
*
“İSKELE” DEDİKLERİ: Gelelim 5 dakikalık mesafedeki o güzelim Larnaka’ya… Hani bizim “İskele” dediğimiz kente… Kâmran Aziz, “Vurgunum İskele’nin sahiline” der o çok ünlü Kıbrıs güzellemesi şarkısında…
Kâmran Hanım’ın vurgun olduğu o İskele sahilinin tapusu genellikle Türklerde…
Kuzey’de Rumların tapusunda olan taşınmazlar Türklerin Güney’de bıraktıkları tapulu taşınmazlardan çok olabilir… Ama nüfus mübadelesi ile Güney’de terk edilen Türk taşınmazlarının değeri çok yüksek… Hem tarımsal ve hem de yerleşim bağlamında…
Mesela son günlerde gündeme gelen ve Güney Kıbrıs’ı hayli karıştıran Larnaka’daki taşınmaz Türk malları… Bilhassa deniz kenarındaki, tarihi kalesi de olan geniş Türk mahallesinden başlayarak Makenzi namlı dünyaca ünlü bölgeye dek uzanan mıntaka paha biçilmez değerde… Özellikle Makenzi’de son günlerde patlayan skandal, bu bölgedeki Türk mallarının paha biçilmez değerini vurguluyor… Fırsatçı Rumların yıllık 500 Euro’ya kiraladıkları Türk mallarını ayda 4000, ya da 5000 Euro’ya yabancılara kiralamaları ciddi tartışma konusu oldu…
Geçmişte Baf’taki Türk malları da, benzeri skandalların konusu olmuştu… Çok iyi anımsıyoruz o doyumsuz yağmanın yankılarını da…
Rumların uluslararası Larnaka ve Baf Havaalanları da Türk arazileri üzerine konuşlandırıldı… İstimlâk edilip çeşitli amaçla kamulaştırılan Türk malları ise saymakla bitmez…
*
FESTİVALLERİN ANASI: Bu arada Türklerin “İskele” dedikleri Larnaka’da girişimci Türk aydınlar ilk kültür festivalini düzenleyip gelenekselleştirmişlerdi yıllar önce… Bu bağlamda Mustafa Güryel’i, İsmail Bozkurt’u, rahmetliler belediye başkanı Temel Bey’le milletvekili Halûk Avni’yi, İskele Festivallerinde yıldızları parlayan sunucular Hüseyin Kanatlı ile Bülent Günkut’u saygı ve takdirle anarım… İlk Kıbrıs Türk Güzellik Yarışması da İskele Festivali’nde yapılmış ve sürdürülmüştü…
Kayıtlara geçmesini isterim ki, İskele Festivali günümüzde yapılmakta olan tüm bölge festivallerinin anasıdır… Denize hasret Lefkoşalı Türklerin de sürekli akınına uğrayan ünlü İstanbul Plajı Makenzi efsanesinin başlangıcındaydı… Nice toplumsal anımızın yankıları var İstanbul Plajı’nda… Rahmetli avukat Yılmazoğlu’nun film setlerinin de kurulduğu şirin plaj oteli de Makenzi’nin önemli değerlerindendi… Ne durumda acaba şimdi o butik sahil oteli?.. *
KOLOKASTAKİ SKANDAL: Uzun yıllar belediyecilikle uğraşmış ve Lefkoşa Türk Belediyesi’nde asbaşkanlık yapmış Semavi Aşık’tan gelen mektuptur… Teşekkürlerimle sunuyorum:
“Kolokas saplarının kolokastan daha ağır olduğunu yazdınız haklı olarak…1989 yılına kadar kolokas saplarının kontrolünü belediyeler yapmaktaydı. Tamamen partizan bir yaklaşımla, dönemin Lefkoşa Belediye Başkanı Mustafa Akıncı’nın yetkilerini kırpmak maksadıyla yapılan yasal düzenleme ile bu yetki belediyelerden alınarak Ticaret Dairesi’ne verilmiştir. Ticaret Dairesi’nin 24 saat hizmet verecek yeterli personelinin bulunmaması nedeniyle de taaa o zamandan aksaklıklar başlamıştır…”
*
UYUŞTURUCU ADASI: Bangkok-Dubai-Larnaka güzergâhını izleyerek Larnaka havalimanına ulaşan 18 yaşındaki bir İngiliz kadın yolcunun valizinde, ihbar üzerine, 43 naylon paket içinde 26 kilo marihuana ele geçirildi… Kurye kadın ile uyuşturucuların alıcısı olduğundan söz edilen 29 yaşındaki bir Kıbrıslı Rum tutuklandı… Olay “uyuşturucu kaçakçılığında bir rekor” olarak sunuluyor…
Evet, Kıbrıs uyuşturucu yağmuru altında… Rum komşu bu ölümcül yağmurun da bir dizisini yapıp zaten ele geçirdikleri NETFLIX’de bunu dünyaya yayınlamayı düşünmezler mi?.. Emin olsunlar FAMAGUSTA’dan çok daha fazla ilgi toplayan bir dizi olur… Uyuşturucu kâbusu tüm dünyanın sorunu çünkü…
*
BİR CASUSUN İNFAZI: Norveç’te, “Rus casusu” olarak eğitilen beyaz balinanın, silahla vurularak öldürüldüğü belirlendi… Hayvan Hakları Savunucuları anında ayağa fırladılar!.. “Hvaldimir” olarak adlandırılan ve eğitildikten sonra donatıldığı cihazlarla Norveç sularına bırakılan balina, üstelik nesli tükenmekte olan, insanlara dost, zararsız ve sempatik beyaz balina grubundandır… Nadir bir deniz canlısı…
İnsanlar hayvanları pis işlerine alet etmesinler… Onların ve paha biçilmez doğa değerlerinin infazlarına neden oluyorlar görüldüğü üzere…
Ahmet Tolgay
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
Yorumlar kapalı.