KKTC MERKEZ BANKASI VE ŞEFFAFLIK: KKTC Merkez Bankası, 2023 Yılı Faaliyet Raporu’nu Banka’nın web sitesinde yayımladı geçen hafta… İsteyen oradan inceleyebilir… Rapora göre Merkez Bankası 2023 yılında 5 milyar 291 milyon TL kâr etti, Bankanın aktif toplamı önceki yıl sonuna oranla 2023 sonunda yüzde 102,5 artarak 107.365,2 milyon TL’ye yükseldi. Bankadan yapılan açıklamada, 2023 yılında da düzenleme – denetim faaliyetlerinin ve mevduat sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması yönündeki çalışmaların sürdürüldüğü belirtildi.
Şimdi gelelim önemli bir noktaya: 2023 yılında, Banka Yönetim Kurulu kararı ile Bankacılık Yasası ve Uluslararası Bankacılık Birimleri (UBB) Yasası çerçevesinde yedi banka ve bir Uluslararası Bankacılık Birimi’nden savunma talep edildiği de belirtiliyor bu açıklamada… Verilen bilgi şu ki, bunlardan üçünün inceleme süreci 2024 yılına sarktı… İki banka ve bir UBB uyarıldı… İki bankaya ise idari para cezası kesildi…
Peki, uyarılan ve ceza alan bankalar hangileridir?.. Bunların da açıklanması şeffaflığın, mevduat sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasının gereği değil mi?.. Şeffaflık, caydırıcılığı ve duyarlılığı da getirir… Hiçbir banka sorgulanma, cezalanma ve raporlara geçme durumlarına düşmez o zaman…
*
MEVSİM DEĞİŞİKLİKLERİ, KÜRESEL ISINMA, KURAKLIK VE SU: Yazın bu kavurucu günlerinde dünyanın çeşitli köşesinden büyüyen küresel susuzluğa dair kötü haberler alınıyor… Hatta komşumuz Rum’dan da… İklim değişikliklerinin yol açtığı kuraklık yüzünden yağışların azalması bir yana, yeryüzündeki on milyonlarca küp su da aşırı sıcaktan buharlaşıp gidiyor…
Su konusundaki değirmenini Anadolu’dan gelen taşıma suyla döndürmekte olan KKTC, yerel su kaynaklarını koruyup geliştirme konusunda oldukça yetersiz… Anadolu’dan gelen ve “Asrın Projesi” olarak adlandırılan bereketli su, 50 yıl sürelik bir projedir ve bu sürenin 9 yılı da zaten aşılmıştır…
Kaldı ki, Anadolu’dan gelen suyun her an kazalara uğraması olasılığı da var… Nitekim geçmiş yıllarda deniz altı borulardaki kopma nedeniyle aylarca susuz kalmıştık… Yakın geçmişte ise pompalama istasyonundaki bir arıza bizi birkaç günlüğüne yerel kaynaklarımıza mahkûm edince iki elimiz böğrümüzde kalmış, ülkenin her yanından “susuzluk” feryatları yükselmişti…
Yaşamsal ihtiyacımızın ancak yüzde 40’ını karşılayabildiği söylenen o yerel kaynaklarımız, maalesef o oranı dahi su tüketimimize sunamamıştı pompa arızasının sürdüğü birkaç gün boyunca…
Türkiye’nin de giderek kuraklığın ve susuzluğun sarmalına girdiğine dair haberleri es geçemeyiz… Bu haberler, 50 yıllık Asrın Su Projesi’nin de Türkiye’nin olası sıkıntıları nedeniyle sarsılabileceğinin sinyallerini taşıyor, maalesef…
Yerel su kaynaklarımız bağlamında planlı ve programlı önlemler almakta gecikmek, gelecekte KKTC’yi Kerbala’ya dönüştürebilir… Aman bu konuya çok dikkat… Sıfır su savurganlığı modunda olmalı ve yerel kaynaklarımızı ıslah etmeliyiz…
*
KARAGÖZLÜ’LER GEÇTİ BU KARAGÖZ DÜNYADAN: Geçen hafta 9’uncu Leymosunlular Etkinliği Girne Antik Liman’da düzenlenirken; O, Leymosunluları ağlatarak yaşama veda ediyordu… Karpaz doğumlu olmasına karşın yaşamının en güzel günleri yuvasını da orada kurduğu Leymosun’da geçmişti: Hasan Karagözlü… 20 Aralık 2023’de bir kalp krizinin darbesiyle aniden yitirdiği biricik oğlu Uğur’a kavuştu Hasan abimiz şimdi…Yaşamda her şeyi olan oğlunun yokluğuna ancak 8 ay dayanabildi… Ve sevenlerine, kaç zamandır mahkûm olduğu hasta yatağında veda etti…
Leymosun göçmeni Karagözlü, emekliliğinden önce etkin olduğu hizmet günlerinde kendini topluma rol model, sevecen, espritüel ve yardımsever dost canlısı bir bürokrat olarak tanıtmıştı… Geniş ve sımsıcak bir çevresi vardı…Sohbetlerin aranan adamı ve neşesi idi… Çevresinin genişliği de bu yüzdendi… KKTC Cumhurbaşkanlığı kadrosu yönetici elemanlarındandı…
Merhum Rauf Denktaş iş yoğunluğu içinde bunaldığında biraz soluklanabilmek için “Çağırın bana Hasan Karagözlü’yü” derdi… Hasan Karagözlü’ye bu çağrı ulaştığında o, bazen bizim hisar üstü Başbakanlık ofislerinde, bizimle günlük sohbetindeydi… Karagözlü ile kısa ve esprili sohbetinden sonra neşesini bulur ve topladığı enerjisiyle yeniden yoğun işlerine eğilirdi Denktaş…
Baba Karagözlü’den sonra oğul Uğur Karagözlü de “Özel kalem Müdürü” olarak Denktaş’ın maiyetine katılacaktı…
Son tahlilde diyeceğim o ki, olumlu ve sevecen izleriyle unutulmaz Karagözlü’ler geçti bu dünyadan… Baba – oğul olarak.. Geçici yaşamı, geçerken deldiğine boş vererek ve her koşulda neşeye ve mutluluğa dönüştürerek, keyifle ve neşeyle tüketmişlerdir o hep pozitif konumlarında…
Vefalı anılarda yaşayacaklar… Işıklar yoldaşı olsun sonsuzlukta buluşan baba ve oğulun…
*
YAPAY ZEKÂ BİZİM SİYASETE DE GELECEK: Siyasetteki zekâ boşluğunu yapay zekâ mı dolduracak?.. Böylesi bir çağdaş gelişme akla pek de uzak bir olasılık değil artık… En sonunda havlu atan Joe Biden’ın yarıştan çekilmesiyle birlikte gündeme gelen Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in yapay zekâ ürünü videosunu Elon Musk paylaşınca, büyük kaygılar ve yankılar oluştu Amerika’da… Yapay zekâ siyasette de kullanılır ve siyasi kimlikler ve de oyunlar yapay zekânın yaratıcılığına havale edilirse vay dünyanın haline!…
Makro düşünceden mikro düşünceye dönelim mesela ve yapay zekâ müdahaleli bir KKTC siyaseti tahayyül edelim biz de!… Bizim siyasi figürlerimiz ve siyasi oyunlarımız yapay zekâ dünyasında!… Vay, vay ki, vay da yine vay!…
Ahmet Tolgay
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
Yorumlar kapalı.