Ahmet Tolgay

“Mona Roza”: Şiirlere ilham veren kadının ölümü






Aydın bir cumhuriyet kadını olan Muazzez Akkaya Giray’ın ölümü, Türkiye’de kültürel yaşamın en çok konuşulan ve yazılan konularından biri oldu hafta içinde…  Bayram günlerine romantizmin hüznünü bulaştıran bir olaydı bu ölüm…
Türk edebiyatının unutulmaz aşk şiiri “Mona Roza”ya ilhamını ve adını veren, Sezai Karakoç’un “Mona Roza” adlı ünlü şiirinde akrostişle ölümsüzleştirdiği, Cemal Süreya’nın ise uğruna soyadından bir harfi çıkardığı ve hakkında nice dizeler döşediği Muazzez Akkaya Giray’dı yaşama veda eden…  95 yaşında İstanbul’da hayata gözlerini yuman Muazzez Hanım, yaklaşık bir yıldır safra kesesi kanseriyle mücadele ediyordu. Cenazesi, Kurban Bayramı’nın son günü, 9 Haziran’da İstanbul’da kaldırıldı…
*
Son söyleşisini ODA TV ile yapan Muazzez Hanım, şu açıklamada bulunmuştu:
“Sınıf arkadaşlarımdılar… Cemal Süreya cebime şiirler koyardı boyuna… Sezai Karakoç ise daha ısrarcıydı… Mona Roza’yı okuldaki şiir gecesinde okuduğunda valla yine de yakınlık duyamadım Karakoç’a… Ama şiir çok ünlendi… O derin acısına ben sebep olmadım inşallah. Keşke o kadar bağlı olmasaydı bana… Evlenmemiş olmasına da üzüldüm gerçekten…”
Bir yaygın söylenti de şu: Muaazzez Hanım bir gün çok kırgın Sezai Karakoç’un yanına gelir. Artık ünlü bir şair olan ona, aşkının hâlâ devam edip etmediğini sorar. Bu sefer Sezai Bey “Benim aşkım seninkini geçti” deyip onu reddeder… Ve rivayet o ki, Muazzez Hanım gördüğü tepkiden dolayı orada bayılır…
Türk edebiyatının ilginç öyküleri bunlar…
*
Mülkiye Mektebi’nin yatılı sınavını kazanan ilk kız öğrenci olan ve avukat olarak başarılı bir kariyere imza atan merhume Muazzez Hanım, Türk edebiyatının iki büyük şairi Sezai Karakoç ve Cemal Süreya ile aynı sınıftaydı ya… İki şair, sınıfın güzel kızı Muazzez için “Ona aşkımızı duyurduğumuzda kaybeden soyadından harf silecek”  iddiasına tutuşur… Muazzez Hanım’ın aşkını ikisi de kazanamadı maalesef… Cemal Süreya, “Süreyya” olan soyadından bir “y” harfini çıkardı… Karakoç ise soyadını “Karaoç” diye değiştirmese de, yaşamı boyunca hiç evlenmedi…
*
Çok önemli iki şair ruhun oluşmasına katkı koyan Muazzez Hanım, 1954’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Hazine avukatlığı yaptı. Orhan Giray ile evlenip 3 çocuk büyüttü. Görevi gereği Türkiye’den uzak kaldı… Tel Aviv’de uzun yıllar yaşadı… Yaşam ve sinerji dolu, donanımlı bir Cumhuriyet kadını idi… 82 yaşında bir reklam filminde oynadı… Cenazesi 9 Haziran Pazartesi günü ve unutulmaz Mona Roza şiirinin belleklerdeki yankısıyla kaldırıldı…
*
Türk aşk edebiyatının en güçlü şiirlerinden olan ve kıtalarının ilk harfleri “Muazzez” akrostişini içeren Mona Roza’nın son dizeleri şöyle:
“ …Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza / Henüz dinlemedin benden türküler / Benim aşkım uymaz öyle her saza / En güzel şarkıyı bir kurşun söyler / Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza / Artık inan bana muhacir kızı / Dinle ve kabul et itirafımı / Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı / Alev alev sardı her tarafımı / Artık inan bana muhacir kızı / Yağmurlardan sonra büyürmüş başak / Meyveler sabırla olgunlaşırmış / Bir gün gözlerimin ta içine bak / Anlarsın ölüler niçin yaşarmış / Yağmurlardan sonra büyürmüş başak / Altın bilezikler o kokulu ten / Cevap versin bu kuş tüyüne / Bir tüy ki, can verir gülümsesen / Bir tüy ki, kapalı geceye güne / Altın bilezikler o kokulu ten Mona Roza / Siyah güller, ak güller / Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak / Kanadı kırık kuş merhamet ister / Ah senin yüzünden kana batacak Mona Roza / Siyah güller, ak güller…”
Muazzez Hanım’ın şair sınıf arkadaşları Cemal Süreya 1990’da, Sezai Karakoç ise 2021’de yaşama veda etti… Muazzez Hanım’ın etkisiyle üretilen şiirleri yaşıyor ve yaşayacak…

“Mona Roza”: Şiirlere ilham veren kadının ölümü
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.