
FERDİ TAYFUR TEVAZUUN DA KRALIYDI: Kendisine, filmlerinden dolayı çok sevdiği sinema ve tiyatro sanatçısı Ferdi Tayfur’un adını layık gören Adanalı işçi babasını çocuk yaşta kan davasında yitirmişti… Adana’nın tarım alanlarında işçi olarak çalışırken halkının acılarını da belleğinde ve yüreğinde biriktiren, Anadolu müziğinin Yaşar Kemal’i gibi bir figürdür o…
Ne kadar ve ne emsalsiz bir hayran kitlesine sahipmiş!… Ferdi Tayfur 79 yaşında ölümüyle adeta tüm Türkiye’yi ve Türklerin, Anadolu insanlarının yaşadığı dünya coğrafyalarını büyük bir yasla ayağa kaldırdı…
İki nedeni var bunun… Birincisi şarkılarıyla halkının yaşamına, acılarına ve duygularına tercüman olması… İkincisi ise olağanüstü ününe karşın tevazuu ile hep öne çıkması…
Onun tevazuuna ve sadeliğine dair bir anım var… Şimdi yazmazsam, ne zaman yazacağım?..
80’li yıllardaydık… Tayfur’un şarkıları, filmleri ve konserleriyle o zamanki muhteşem ününü düşünün… Süksesi tavanı da delmiş… Ben Başbakanlık görevlisiyim o günlerde… Bir Kıbrıs Türk resmi heyeti olarak uçakla Ankara’dan İstanbul’a gideceğiz… Uçağın VIP bölümüne alınmamızdan az sonra o da girdi uçağa tek başına… Elinde kılıfına geçirilmiş sazıyla… Uçak yolcularında bir dalgalanma olurken o kızaran yüzüyle ve bizi nazikçe selamlayarak VIP bölümünden geçti, gitti halkın arasındaki koltuğuna oturdu…
İstanbul Havaalanı’na ulaşıldığında Kıbrıs Türk resmi heyetini VIP salonuna taşımak için bir otobüs yanaştı… Yolcular inerken otobüsteki protokol görevlisi ona “Ferdi Bey, buyurun VIP’ten geçirelim” dedi.. Yine o kızaran yüzüyle tebessüm etti “Yok abi, teşekkür ederim” dedi ve halk otobüsüne yöneldi…
Bu olaydan iki gün sonra İstanbul’da Gülhane Parkı’nda ancak bilet bulabilen 200 bin kişinin izleyebildiği, müzik tarihine geçen o rekor konserini verecekti…
Ünlü sanatçı, bırakacağı miras konusunda konuşurken, sanat anlayışını ve halkla kurduğu güçlü bağı vurgularcasına şöyle demişti: “Hayattayken de, öldüğüm zaman da benim şarkılarımı herkes ödeme yapmadan dinleyebilsinler diye söyleyeceğim. Çünkü o şarkıları benim çocuklarım ya da mirasçılarım yapmadı. Ben yaptım o şarkıları ve halk duysun diye, insanlar faydalansın diye yaptım…”
Mütevazı sanatçı Ferdi Tayfur artık bu dünyada yok, bir başka dünyada.. Ama “Hatıran Yeter”, “Çeşme”, “Emmoğlu”, “Bana Sor”, “Sabahçı Kahvesi” gibi adeta halk dilinde ve gönlünde marşlaşan şarkılarıyla bu dünyada bir Ferdi Tayfur hep Arabesk’in kralı olarak yaşayacaktır… Arabesk acı ve çile demektir… Acı ve çile bitmedikçe, Ferdi Tayfur da bitmez…
*
DUR DURAK BİLMEYEN İŞ KAZALARI: En yüce değer olduğu belirtilen emek, maalesef yeteri kadar güvencede değil… “En yüce değer” böyle bizdeki gibi mi korunur Allah aşkına?..
Bu ülkede trafikteki ölümlü kazalar kadar iş hayatındaki ölümcül kazalar da yüksek oranlıdır… İş yerlerinin güvenliğinin temini ve denetlenmesi hakkında sıkça yapılan açıklamalara karşın, ekmek parası için alın teri dökülen iş yerlerinde ölümlü kazalar bir türlü dur durak bilmiyor…
Son olarak yeni yılın ilk günü, Gazimağusa’nın Büyük Sanayi Bölgesi’nde, saat 11.00’da meydana gelen iş kazasında 55 yaşındaki Mustafa Kılıç hayatını kaybetti…
Dikkat buyurun: 1 Ocak resmi tatildir… Buna rağmen ekmek parası için, herkes yılbaşının coşkusunu yaşarken, ekmek parası işin resmi tatilde de çalışmayı göze alan ve müessif kazada yaşamını yitiren Mustafa Kılıç, bu gidişle iş kazalarının son kurbanı da olmayacaktır… Çünkü sık sık yaşanan iş kazaları, iş yerlerinin kronikleşen güvensizliğine ve denetimsizliğine boyuna vurgu yapmaktadır…
Olayın oluşumu: Mustafa Kılıç, çalıştığı Yapı Market’e ait ambar içerisinde, blok halindeki profil demirler raflara yerleştirildiği sırada, yaklaşık 2 metre yükseklikten, bunların tüm ağırlığı ile üzerine düşmesi sonucu ağır şekilde yaralandı. Talihsiz adam, kaldırıldığı hastanede maalesef yaşama tutunamadı…
Gazetemiz KIBRIS’ın Polis Genel Müdürlüğü’nden aldığı verilere göre, 2024’te ülke genelinde toplam 158 iş kazası meydana gelirken, bunların 9’u ölümle sonuçlandı… Bu kazaların 94’ünde yaralanma, 30’unda ise hasar meydana geldi. 25 iş kazasının soruşturmasının ise hâlâ sürdüğü kaydedildi… Bilanço ne kadar acı, ne kadar üzücü, değil mi?..
Yorumlar kapalı.