Ahmet Tolgay

Güncel çeşitleme






PANDORA’NIN KUTUSU AÇILDI: KKTC’de Rum mallarının satışını teşvik ettikleri gerekçesiyle iki Macar kadına Güney Kıbrıs’ta hapis cezası verildi… İlk ceza… Ve bu bağlamda yığınla davaya emsal oluşturacak bir sözde yargı kararı…
Pandora’nın kutusu açılmıştır… Zaten Rum’un “malımdır” dediği her taşınmazla ilgisi olanın tutuklanacağına dair hamlesi başlatılmıştır… Bunun açıklaması bizzat Hristodulidis Rejimi tarafından yapılmıştır…
Ve bakar mısınız: Rum Lider Nikos Hristodilidis, kendisini “ne yapıyorsun?” diye sorgulayanlara “Demokratik hukuk devletiyiz… Ben yargının kararlarına karışamam” diyor…
Sanki geçirdiği yasalar ve yayınladığı emirnamelerle Rum yargısının önünü açan kendisi değilmiş gibi!…
Evet, Pandora’nın kutusu açılmıştır…
Peki, Yunan mitolojisinde kimdir bu Pandora ve o meşhur kutusu nedir, ne değildir?..
Açıklayalım efendim: Tanrıların Tanrısı Zeus’un buyruğuyla Demirci Tanrı Hephaistos, toprak ve suyla yaptığı heykele Tanrıça Afrodit’in biçimini vererek ilk kadını yaratır. Adına da “bütün tanrıların özelliklerini taşıyan” anlamına gelen Pandora denilir. Ancak ona yüklenilen tüm özellikler, hileci ve düzenbaz tanrı ve tanrıçaların bilinen negatif özellikleridir.
Tanrılar, Pandora’ya özelliklerinden birer parça verirken ona bir de kutu armağan ederler. Bu kutu bütün kötülüklerin doldurulduğu bir kutudur. Kutuyu da hiçbir şekilde açmaması için tembihlerler…
Bununla birlikte, tanrılar Pandora’nın, ya da bir başka kişinin bu kutuyu bir gün merakına yenilerek açacağını ve tüm kötülüklerin dünyaya yayılacağını bilmektedirler…
Hristodulidis’in şimdi mülkiyet bağlamında açtığı kutu da, Yunan mitolojisinden mülhem, böyle bir kutudur işte… Adam, Kıbrıs sorununda çözüm peşinde değil, çözümsüzlük peşinde olduğunun yeni bir kanıtını veriyor…
***
METİN AYBARS’IN AZİZ ANISINA: Dur durak bilmeyen yaprak dökümünde TMT komutanlarından Metin Aybars’ı da kaybettik… Cumartesi gün askeri törenle Lefkoşa’da vatan toprağına verildi…
TMT günlerine ve toplumsal direnişe dair yaptığı belgeli ve tarihsel içerikli paylaşımlarla sosyal medyada büyük bir izleyici kitlesine ulaşmayı başaran Aybars komutan, aydınlatıcı kişiliğinden kaynaklanan büyük bir boşluk bırakarak veda etti…
Uzun süre hastanede tedavi gördükten sonra evine dönüşünde, 3 Nisan’da sosyal medyada yayınladığı şu mesaj meğer bir veda imiş: “Nihayet eve döndük. Şifalar dileyip bana moral ve güç veren tüm yakınım ve dostlara sonsuz teşekkürler ederim.”
Uzun yıllar Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği Merkez Yönetim Kurulu’nda birlikte çalışma şansını yakaladığım ve esas mesleği hava kontrolörlüğü olan, Ercan Havaalanı’nın devreye girmesinde de teknik ekip içinde önemli rol oynayan Metin Aybars abimiz, yüklü ve donanımlı belleğiyle canlı bir arşiv gibiydi… Son konuşmamızda en büyük ukdesinin sosyal medyada yayınladığı anılarını fotoğraflarla birlikte bir kitapta toplayıp yeni nesillere sunmak olduğunu söylemişti bana…
Bu ukdesini gerçekleştiremeden sonsuzluğa gitse de, onun tüm gerçekçi ve etkileyici paylaşımları dijital platformlarda yaşayacaktır… Yaşadıkça da değer kazanacaktır…
Özel yaşamındaki ve direnişteki en yakın arkadaşı, yerel yapım havan topu denemesi sırasında gencecik yaşında 1964 kışında şehit düşen Tuncay Mehmet Salih idi… Onu çok erken yitirmenin derin acısını her zaman seslendirirdi… İçtikleri su ayrı gitmeyen Tuncay arkadaşına kavuştu Metin abimiz, bizim de selamlarımızı götürsün ona ve tüm diğer TMT şehitleri ile merhum gazilerine…
Beni duyduğuna eminim: Ruhun şad, mekânın cennet olsun Aybars Komutanımız… Aybars Ailesi’nin, tüm sevenlerinin ve gazi silah arkadaşlarının başı sağ olsun…
***
BAKÜ’DEN İLGİNÇ MEKTUP:  Benjamin Netanyahu – Azerbaycan ilişkilerindeki bir gelişme son günlerin gözden kaçan, ya da karartılan ayrıntısıdır… İsrail’in soykırımcı Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Azerbaycan’a yapmak istediği ziyaret Türkiye’nin uçağına hava sahasını kapatmasıyla geçekleşemedi…
“Türkiye’nin kanayan yara Filistin’le ilgili siyaseti ve İsrail nobranlığı karşıtlığı net biçimde ortada iken ve de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hakkındaki tutuklama kararı hukuk ülkelerinde geçerli iken, bu cani ruhlu Netanyahu’nun kardeş Azerbaycan’da işi ne?.. Azerbaycan ona nasıl kucak açabiliyor?” sorularını sormam üzerine Bakü’den bir yanıt geldi… Oldukça ilginç bir içerik taşıyan ve olaya Azeri bakışını gösteren bu yanıtın altında Dr. Asad Aliyev’in imzası var… Paylaşıyorum:
“Ahmed Bey, Türklük dünyasında da çok yakından izlenen bir yazarsınız… Bilmenizi istediklerim var… Biz çok haksızlık gördük Azerbaycan olarak… ‘Suda boğulan yılana sarılır’ diye bizde bir laf var… Süleyman Demirel döneminde Türkiye bize yardım etmedi… Ermenilere yardım edildi… Ermeniler bize öyle kötülükler yaptılar ki…. İşgalle de barış olur, yenilgi ile de… Ama öyle şeyler var k,i onu temizlemek lâzım… Er ya da geç…
O dönemlerde Felestin Ermenilere destek oldu… Halkımız hiçbir şeyi unutmadı… Azerbaycan için İsrail’in başka bir önemi var… Bizim için Türkiye neyse İsrail de odur… İsrail bizim hep yanımızda oldu. Bize kutsal davamızda yardım etti. Bizim için İsrail Araplardan daha yakın… Ona göre, olaylara Azerbaycan açısından bakarsanız, her şey daha iyi anlaşılır… Bakü’den selamlar ve saygılar Ahmet Bey…”

Güncel çeşitleme
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.