Ahmet Tolgay

Güncel çeşitleme






SAĞLIKSIZ SAĞLIK SİSTEMİMİZ: “Başka bir sağlık sistemi mümkün” başlıklı yazım üzerine Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi eski Başhekimi Dr. Ersan Berksel’den aldığım mektuptur:
“Doktorların yarım gün çalıştığı bir ülkede sağlık sistemi asla düzeltilemez.
Doktorların yarım gün çalıştığı bir sistemde, ne hastanelerin kapasitelerini artırmakla, ne yeni hastane inşa etmekle, ne günün teknolojik cihazlarıyla donatmakla, ne de personel sayısını artırmakla durumu düzeltemezsiniz.
Dünyada doktorların yarım gün çalıştığı başka bir örnek verebilir misiniz?..
Yapılması gereken öncelikle tam gün yasasının uygulanmasıdır. Doktorun aklı özeldeki iş yerinde değil, çalıştığı hastane ve oradaki hastalarında olmalıdır. Yoksa sadece hastane alt yapılarına, donanımlarına, park yerlerine yapılacak yatırımlar sadece bir makyaj olur.
Özetle; doktorların ve sağlık personelinin maddi ve manevi yönden tatmin edilebilecekleri tam gün esası ile çalışan bir sağlık sistemine ihtiyaç vardır. Gerisi makyajdır…”
*
MARONİTLER VAR OLABİLME UĞRAŞINDA: Maronit’ler, Ermeni’ler ve Latin’ler Kıbrıs’ın azınlıklarıdır, ırk olarak… Toplumsal kiliseleri ve ruhani liderleri de vardır… Ama nüfus olarak gittikçe adadan silinmektedirler… Neden mi?… Çeşitli yönden gelen Rum ırkçı kampanyalarına direnemediklerinden…
Maronit’lerin, oluşturdukları toplumsal temsili bir heyetle başta Rum Lider Nikos Hristodulidis olmak üzere Rum yetkilileri ziyaret ettikleri ve sorunlarına çözüm aradıkları gündemin fark edilmesi gereken olayıdır…
Tarihsel perspektifte Kıbrıs’ta eritici bir Maronit kıyımı vardır, aşikâr şekilde… Bu kıyım, Türklere yaptıkları gibi silahla, topla tüfekle değil, asimilasyoncu bir siyasetle uygulanmış ve de uygulanmaktadır…
Ortadoğu’dan tetiklenen Lüzinyan akımı içinde Kıbrıs’a gelip yerleşen Katolik Maronitlerin nüfusu bir zamanlar Rumların ve Türklerin sayısından da fazlaydı… Demografik temellerini Lüzinyan döneminde atmışlardı bu adaya…
Osmanlı egemenliği başladığında adada 70 civarında Maronit köyü ve 50 bin dolayında da Maronit nüfusu olduğu tarihi bir gerçektir… O dönemin haritaları bu gerçeğin belgesidir… Bu Katolik toplumu tüm varlıklarıyla birlikte zaman içinde sistemli biçimde asimile eden, eriten ve adadan kaçırtan Ortodoks Kilisesinden başkası değildir…
Tarihin cilvesine bakınız ki, şimdi bu Maronit azınlık Kıbrıs’tan atalarını sistematik biçimde silmiş olan Rum ırkçı otoritesinden sorunlarına çözüm bekliyor, varlığını sürdürebilmek adına!…
“Kıbrıs Yunandır” diye devinip duran bir zihniyetin Kıbrıs’ta Yunan’dan başkasına yaşam hakkı tanımadığını mutlaka Maronitler de anlamışlardır…
Ama iş işten çoktan geçmiştir… Rum’a kayıtsız şartsız biatlarının bedeli neyse, bu bedele boyun eğmekten başka bir çareleri de yoktur…
***
RUM’UN ALGI OPERASYONLARI: Biz, yengeç sepetine dönüştürdüğümüz KKTC’de çeşitli iç sorunlar nedeniyle bir birimizle uğraşaduralım… Karşı taraf bizim pasifliklerimizden de yararlanıp, Türk stratejilerini zayıflatmaya odaklı hamle üstüne hamle yapıyor…
KKTC’nin “gözlemci üye” olarak aile fotoğrafına katıldığı Türk Devletleri Teşkilatı’na nasıl sızdıklarına ve Kazakistan ile Türkmenistan’ı nasıl etkileyip onlarla ilişkilerini geliştirmeye başladıklarına tanıklık ederken, daha başka gelişmeler de gündem oluşturuyor bizim duyarlı insanlarımız için… Duyarsızlarımıza boş veriyorum, ama bu duyarlı insanlarımızın sayısı kaçtır acaba, şu kaotik ortamımızda artık?..
Güney Kıbrıs’ta kadınları askere alma hamlesi, uluslararası topluma karşı Bizantin algı operasyonundan başka bir şey değildir… Dünyaya, Türk tehlikesi karşısında ne kadar mağdur, mazlum ve korunmaya muhtaç oldukları algısını pompalamaya çalışıyorlar…
Zaten isteyen Rum kadınının asker yazılabilme yetkisi ve özgürlüğü vardı… Kadınlar için gönüllü askerliği yasallaştırmak da ne oluyor şimdi?..
30 bini aşkın tam donanımlı askeri ve son model teknolojik saldırı silahları olan bir ülke için bu yapılanlar abestir… Orantısız militarist hamleler eğer dünyanın en güçlü ordularından birine sahip Türkiye’ye karşıysa, bu da budalalıkla eş anlamlı bir saçmalıktır…
Güney Kıbrıs’ta şimdi gönüllülük esasına göre askere alınacak kadınlara yakın gelecekte zorunlu askerliğin öngörüleceğinin sinyalleri var… Bunu Rum gazeteleri yazıyor… Hazırlıklar bu yönde…
Güney Kıbrıs’ta erkekler lise eğitiminden, ya da 18’nci yaştan sonra, 14 aylık zorunlu hizmet için askere alınıyor. Şimdi hedefte, bu zorunluğun kapsamına kadınları da almak var…

Güncel çeşitleme
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.