
POLLYANNA HABERCİLİĞİYLE OLMUYOR İŞTE: Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü tarafından yayınlanan 2024 Dijital Haber Raporu, reel gazeteciliğin irtifa yitirdiğinin bir göstergesidir bence… Bu rapora göre dünyada haber okumayan, dinlemeyen ve izlemeyenlerin sayısı gittikçe artıyor. Bu araştırma raporuna göre, haber takibinden uzaklaşılmasının en önemli nedenleri nelermiş?.. Yayımlanan haberlerin depresif, acımasız ve sıkıcı bulunması imiş!.. Besbelli Pollyanna haberciliği ister okuyucu… Her şey toz pembe olacak, ille de bir mutluluk boyutu taşıyacak…
Gelin görün ki, dünyamız bir Pollyanna ortamı değildir asla… Ne olursa olsun her olaydan mutlaka mutluluk çıkarmak, iyimserliği ve saflığı, acı gerçekleri kabullenmemeyi ilkeselleştirmek ancak hayali romanlarda olabilir… Katı ve acıtıcı gerçeklerin dünyasındayız…
Bu durumu aşabilmenin ise tek çaresi var: O depresif, acımasız ve sıkıcı haberleri dikkatle izlemek ve herkesin kendi payına bu tür haberlere kaynaklık eden olumsuz olaylarla mücadeleye girişmesi… Haberlerden kaçmakla, haberleri yok saymakla depresyonu ve acımasızlığı yok etmek ne mümkün… Devekuşu başını kuma gömmekle çevresindeki gerçeklerden kaçabiliyor mu sanki?..
***
ERSİN TATAR AY SONU İNGİLTERE’DE: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bu ayın sonunda yeniden İngiltere’de olacağını, bu konudaki resmi açıklamadan önce, Manchester’den aldığım resepsiyon davetinden öğrendim…. Tatar’ın Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklamasından sonra İngiltere’ye bu kaçıncı gidişi olacak?.. Hani birileri hakkında yoğun propagandaya girişmişti, bir zamanlar; “İngiltere’ye asla gidemez… Aranan kişidir… Gittiği anda tutuklanır…” diye…
Bu aralar İngiltere’de bir grup akil ve etkin kimlik İngiltere’den KKTC’ye direkt uçuşların başlatılması konusunda baskı grubu oluşturdu… Dilerim bu ziyaret sırasında işte o bağlamda da yeni olumlu gelişmelere tanık oluruz…
İngiliz İşçi Partisi Dışişleri Eski Bakanı Lord Jack Straw ve eski Muhafazakâr Parti lideri Sir Duncan Smith, KKTC’ye doğrudan uçuşlara izin verilmesini istiyor…
İki partiden 50 etkili siyasetçiden oluşan bir grup, Dışişleri Bakanı Lord Cameron’a, Birleşik Krallık’ın KKTC’ye doğrudan uçuşlara uyguladığı cezalandırıcı ve haksız yasağı sona erdirmesi çağrısında bulundu. Parlamento’nun erken genel seçimler için feshedilmesinden önce son bir çaba olarak Dışişleri Bakanı’na gönderilen bu mektup İşçi Partisi’nden Lord Straw ve Muhafazakar Sir Duncan Smith’in yanı sıra diğer etkin kimliklerin de desteğini aldı.
Bu hamle, İngiliz hükümetinin KKTC’ye uçuşlara izin vermeme, ya da KKTC hükümetini tanımama yönündeki mevcut politikasını etkilemek için çok geç olsa da, milletvekilleri bunun bir sonraki seçimi kim kazanırsa kazansın bir teşvik olmasını umuyor. Bana bu yorumu yapma fırsatını veren resepsiyon davetiyesine de teşekkürler…
***
ÖLÜMCÜL SICAKLAR: Isı, termometrelerin gösterdiğinden daha yüksek… Güney Kıbrıs’ta güneş çarpmasından ölenler var… KKTC’de bu tür ölümler konusunda resmi duyum almasak da, güneş çarpma tehlikesi en yüksek seviyede… Küresel ısınmanın canına okuduğu mevsimlerde artık normal değerler ve ölçüler de kalmadı… Şok mevsimsel etkiler gündemde… Misal: Az yağış alan bir kış mevsiminden sonra, sel baskınlı, dolulu yağışlara sahne olan Türkiye’nin bazı bölgeleri sıcaklardan kavrulurken, doğudaki bazı bölgelerde karlı havayla mücadele ediliyor…
Diyeceğim o ki, bu ürpertici iklim değişimlerinde hiç kimse kavurucu sıcakta güneşe meydan okuma pervasızlığına girmesin… Güneş altında çalışma yasaklandı… Dilerim etkin denetimler yapılır da bu zorunlu kararın insan sağlığı pahasına delinmesine fırsat verilmez…
Ben şahsen ısının en yüksek olduğu saatlerde açıkta çalışanlara ya da çalıştırılanlara tanıklık etmekteyim… Ya siz?!.. Eminim ki siz de bu tanıklığı yapmaktasınız günlük yaşamımızda… Önemli olan kararları almak değil, alınan o kararların uygulanmasını sağlamaktır…
Bir kez daha anımsatmalıyım: İngiliz koloni döneminde, henüz mevsim değişiklikleri ve küresel ısınma bile gündemde yokken yaz aylarında saat 13.00 ile 16.00 arası çalışma hayatı, özel sektör de dahil tatil edilir ve herkes siestaya çekilirdi… Çalışma yasağının başladığı ve kaldırıldığı anlar sirenlerle duyurulurdu… Koloni yönetimi bu günlük yasaklara uymayanlara ceza keserdi… Hem de caydırıcı oranda… Çünkü söz konusu olan toplumsal sağlık ve hükümetin otoritesi idi…
***
ÜLKEMİZE SUÇ, SUÇLU VE AHLÂKSIZLIK AKINI: Sadece benzerine tanık olmadığımız suçların ve suçluların değil, yakası açılmadık ahlâksızlıkların da akınına uğradık… Geçen Şeker Bayramı’nda, tatil için KKTC’de bulunan 7 gencin tecavüzüne maruz kaldığını polise ihbar ederek ortalığı ayağa kaldıran sözde öğrenci 21 yaşındaki İ.F. şimdi ifadesini değiştirerek hem şikayetinden vazgeçti ve hem de o işi “saptırılan cinsel tecrübesi” olarak tanımladı… Kendi rızasıyla cinsel bir deneyim yaşadığını, o deneyimi sırasında yapılan video kaydının da zaten kanıtlamakta olduğunu belirten İ.F. şikayeti üzerine olaya el koyan KKTC polisine de çamur atmayı ihmal etmedi… Yaşadığı deneyimi ailesinin duymasını engellemek için gittiği tahkikat polisinin kendisini kullandığını ve hatta ona “Eskort musun?.. Benimle de yatar mısın?” dediğini öne sürüyor… Hadi bakalım… Gelin de ayıklayın bu erotik pirincin taşını!.. Olayın yankılar yaratarak duyulmasını engellemeyi başaramadı ama… Ailesi de, dünya da duymuş oldu bu çoklu cinsel deneyim olayını…
Öte yandan KKTC’ye turist olarak gelen genç ve güzel kadın, kendisini arabasına alarak gezdiren çapkın erkeğin araba içinde bulunan yüklü miktardaki parasını çalınca tutuklanıp mahkemeye götürüldü… Polis kapısını çaldığında yürüttüğü paraları kaldığı otelin balkonundan sokağa savuran bu kadının savunmasının ne olacağı da izlenmeye değer doğrusu!…
Ya polisimize tükürüp sille – tokat girişen o acayip kadına ne demeli?.. Ne günlere kaldı bir zamanların masum ve iffetli Kıbrıs’ı… Allah beterinden korusun!..
Yorumlar kapalı.