Ahmet Tolgay

Evrensel dayanışma yok olmuştur




Stratejik öneminin odağında cezbedici petrol kaynakları bulunan Orta Doğu, entrikalar ve komplolarla örülü bir cehennem oyununun içinde şekillendiriliyor… Önümüzdeki günler çok şeylere gebedir ki, üçüncü dünya savaşının sözü bile sıkça edilir oldu…
İsrail’in işgalindeki Lübnan toprağı Golan Tepeleri’ndeki bir futbol sahasına 27 Temmuz Cumartesi günü atılan ve Dürzi çocuklarla gençlerin ölümüne neden olan o esrarengiz füzenin sorumluluğunu Orta Doğu’da çatışan hiçbir aktör almadı…
Tam da soykırımcı Benjamin Netanyahu’nun ABD’de alkışlar ve tezahüratla onay ve motivasyon aldığı bir ortamda gerçekleşen bu olay, savaşı yaygınlaştırmayı öngören hain bir komploydu… Nitekim, bu komplo üzerine İsrail’den  hemen “topyekun savaş” nidaları yükselmeye başladı…
Gerçeklerin mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır… Bakalım bu komplonun altından gizlenemeyen gerçek olarak hangi provokatör istihbarat örgütü çıkacak!..
*
“Hizbullah avı” gerekçesiyle talihsiz Orta Doğu başkenti Beyrut’a düzenlenen hava saldırıları ve efsanevi Hamas Lideri İsmail Haniye’ye İran’da yapılan suikast, bu komplonun yeni halkaları olarak dehşetengiz olaylar zincirine eklendi…
Ve Gazze’ye yönelik bombardıman berdevamdır bu arada…
Soykırımından geçirilmekte olan mücahit Filistin halkının en büyük talihsizliği iplerini emperyalizme teslim etmiş olan Arap devletlerinden hak ettiği desteği görememesi… Arap devletleri bilinçli ve sağlam bir dayanışma içinde olsalardı ortada Filistin faciası gibi bir olay da asla kalmazdı zaten…
Filistin’den sonra sıraya diğer Arap devletlerini de koymuş ve zaten Araplara önderlik edebilecek liderleri zaman içinde ortadan kaldırmış olan emperyalizmin planlarını duyumsayamayacak ve önemseyemeyecek kadar duyarsız bir Arap dünyası var günümüzde…
*
Adolf Hitler’den hiç farksız soykırımcı siyasetleriyle tarihteki en kirli savaş izlerini bırakmakta olan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ziyaret ettiği Amerika’da alkışlar arasında gördüğü itibar, insanlığın ve dünyanın geleceği konusunda da ciddi kaygıları tetiklemiştir… Çok güçlü bir Yahudi lobisini arkasına almış bulunan Netanyahu’nun ABD süksesini izleyen sansasyonel olaylar duyulan kaygıların boşuna olmadığını gösterdi…
Soykırım eğer, itibar ve destek toplayacak konuma getirilmişse insanlığın ve dünyanın kararan geleceğine umutla bakabilme şansı da tümden yok olur…
Gördüğü destek ve itibarla Gazze’deki soykırım en barbar yöntemlerle sürdürüldükçe insan olabilenler, insanlığın sürüklendiği bataklığı daha bir düşünür oldular… Ve karanlık gelecek konusunda daha bir dehşete düşer oldular… Kendi gelecekleri adına da…
*
Gazze’de işlenen insanlık suçları kadar, bu suçlara duyarsız ve sessiz kalanlar, daha da kötüsü bu suçları açıkça motivasyon vererek de destekleyenler duyulan dehşetin ve güvensizliğin boyutlarını büyütmektedirler… Ama bu dehşeti duyabilenlerin sayısının da gittikçe azaldığı evrensel acı gerçektir işte…
Her koşulda kişinin insanlığını koruyabilmesi bir erdemdir… Ama görülmektedir ki, bu erdemden soyutlanmış tehlikeli güruhlar dünyamızda gittikçe çoğalarak ve güçlenerek hayasızca nice insanlık değerini içeren medeniyetin canına okumaktadırlar…
*
Evet, insanlığın giderek yok olduğu materyalist bir dünyada yaşıyoruz…
Oysa herkes için geçici olan bu fani hayatta, faniler olarak hangi konumda olursak olalım, ne olursak olalım, önce insan olmaya bakmalıyız… “İnsanlık” en hakiki değerdir…  “İnsanlık” gibisi yoktur barış, fazilet ve huzur adına…
*
“İnsanlık bir din değil, bazı insanların ulaştığı yüksek bir mertebedir” demişti Sokrates yüzyıllar öncesinde…
Gelin görün ki, dünya tarihinin bu kesitinde, kan revan içindeki Gazze sahnesinde, insanlığın tedavülden kalktığı bir kez daha ilan ediliyor bangır bangır… Çünkü Sokrates’in de vurguladığı gibi, insanlık mertebesine ancak bazıları erişebilir, herkes değil…
Diyeceğim o ki, köhne dünyamız, sonsuz öngörülerin temsilcisi, kadim filozof Sokrates’in yüzyıllar öncesinden işaret ettiği o insanlık mertebesinin ta diplerindedir…
*
Ve şu Birleşmiş Milletler… Ah be sözde Birleşmiş Milletler!..  Güya evrensel dayanışmanın, güvenin  ve umudun küresel kurumu idi!… Peh!.. Evrensel barış, düzen ve huzur adına oluşturulan Birleşmiş Milletler gibi bir kurumun da iflas ettiği ve tamamen işlevsiz kaldığı dehşetle izleniyor…
Bilhassa KKTC’den de izleniyor tabii ki…
*
İnsanlık dayanışmasının tümden ortadan kalktığı, bencil ve gaddar güçlünün gücünün yettiklerini haritadan silmeye çalıştığı bu durumda, insanların ve halkların başka hiç kimselere güvenmeden kendi öz güçlerini geliştirmekten ve gardlarını olası tehlikelere karşı hep hazır ve baskın tutmaktan başka çareleri kalmıyor…
Evrensel dayanışma tümden yok olmuştur çünkü… Öylesi bir ruha artık materyalist dünyamız çok yabancı… Düzen, bu düzen… Bozuk ve moktan düzen!..
 

Evrensel dayanışma yok olmuştur
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.