MİNİ YORUM: Kaçımız farkında acaba?… Kıbrıs Türk Yönetimimizin en kritik ve yoksul günlerinde bile etkinlikleriyle kültürel ve sosyal yaşama sinerji katan Devlet Senfoni Orkestrası’nın durumu tam bir muamma… Öyle bir muamma ki, bu kurum var mıdır, yoksa yok mudur sorusunu hep gündemde tutuyor… Adı var, cismi olmayan ama geçmiş sanat tarihimizde önemli ve saygın izleri olan Devlet Senfoni Orkestrası hangi bakanlığın uhdesinde acaba?.. Birileri bir açıklama yapsa bu konuda da duruma ilişkin aydınlanmış olalım…
***
* Denetimsiz- teftişsiz düzenler düzen değil, anarşik bir şeylerdir…
* Hafta içinde gözlemlenendir ki, pazartesi sendromuna uzun tatilli bayramın sendromu da eklendi… Bayram başlamadan tatili başlar, bayram biter tatili sürer… Oysa ki Kuran-ı Kerim bayramın tatil olmadığını, müminlerin muhabbetle buluşup kucaklaştığı barış ve sevgi günleri olduğunu yazar… Neme lâzım, ama benden söylemesi..
* Teminatla serbest bırakıldığı gün, adam uyuşturucudan tekrar tutuklandı… Ne olacak?. Adam “mesaiye devam” modunda…
* Tutuklanan bir alkollü şahıs da polisi darp etti!.. Şişedeki gibi durmaz bu alkol belası!..
* Eğri geminin doğru seferi olmaz. Ve biz hepimiz eğri bir geminin yolcularıyız zaman itibarı ile… * Karpaz’a dair “Cennetten bir köşe” görüntülerinde mutlaka o alabildiğine hür eşekler de var… Eşek cenneti mi orası?!!..
* Gerektiğinde “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diye diklenmek, her bireyin içinde bir arslan yattığının işaretidir…
* Dayanılmaz Boğaziçi dekorunda çekilen o Türk TV dizileri… Sanki 20 milyonluk İstanbul sırf Boğaziçi’nden ibaretmiş gibi!..
* Denize düşen yılana sarılırmış!.. Yahu denizde yılan ne gezer?.. Hiç değilse o çaresizler için “köpek balığına sarılırdı” denseydi..
* Harcamadığımız para bizim değildir… Ya atıl değerdir, ya da başkalarının hizmet ve emrindedir..
* Hasletli olanlar hasletlerinin, hasletsizler hasletsizliklerinin gereğini yerine getirirler…
* Hafızamızdakileri kaybedebiliriz… Ama kanımızdakileri asla… Kan hep konuşur…
* Polis tarihinin en yaşlı elemanları Türk TV dizisi “Arka Sokaklar” da… Rıza Baba (Zafer Ergin) 81’inde, Özgür Ozan (Hüsnü Çoban) ile İlker İnanoğlu (Engin Balkan) 58’lerinde… Emeklilik de gündemlerinde hiç yok yani!..
* Bilim insanlarının sarsıcı kıyamet açıklaması: “Üzücü haber şu ki; Dünya, muhtemelen genişleyen Güneş tarafından yutulacak.”
* İnsanları tanımayanlar, herkesi kendisi gibi sananlardır…
* Fazla sivrilmek ehven değildir… Sivrilmek birilerine mutlaka batar… Ondan sonra da al başına belayı!..
* Haftanın öğüdü Mahatma Gandi’den: “İntikamı sevmiyorum, çünkü hayatımın geri kalanını beni ısırmış bir köpeği aynı şekilde ısırmak yolunda harcayamam.”
* Büyük harflerle yazılması gereken: ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR… GERİSİNİN TEPKİSİ GÖRSEL SANATLARA GİRER…
* Demiş ki; “Kimse kimseyi kaybetmez… Giden başkasını bulur… Kalan da kendisini…” Şems Tebrizi..
* Temel’in dünyası: Yaşamı boyunca durmamacasına, tatil bile yapmadan çalışan ve epeyce de bir birikime sahip olan Temel ilerleyen yaşında kefenini alıp terziye gider… “Kim demiş kefenin cebi yoktur diye?.. Hele dik bakalım bunun üzerine kallavi bir cep der” terziye…
* Ve dizeler… Küçük İskender’den: “Sevinme / Çünkü bu limanda kaybettiğim ilk gemi sen değilsin / Şunu da unutma; / Rıhtımda kalanı değil, çekip gideni vurur fırtına!..
Ahmet Tolgay
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
Yorumlar kapalı.