
Ülkemizin bir dönem sayılı düşünürlerinden ve yazarlarından Gazimağusalı Vahit Tilki, şimdi Amerika’da başarılı bir Kıbrıslı Türk iş adamı olarak yaşamını sürdürmekte, ama Kıbrıs’a olan ilgisinden de hiç şaşmamakta… Uluslararası yankılar yaratan ve dünya dengelerini de sarsan son siyasal gelişmeler konusundaki duygularını adresime attığı mektupta seslendirdi… Paylaşmak gereğini duydum bu ilginç mektuba, buyurun: “Boyuna posuna bakmayıp Rusya’ya ‘hodri meydan’ çekip, Rus petrolünü çalan, AB-NATO ile flörtleşen, elin çüküyle gerdeğe girip, güvey olmayı düşlerken gelin olarak çıkan, kendi ülkesini tarumar eden, halkının kadınlarını Avrupa’lara, ABD’lere fahişelik yapmaya gönderen Yahudi çocuğu Zelensky’yi kim savunabilir ki?… Donald Trump nerede yanlış konuşuyor ki? AB’ye de, NATO ülkelerine de, hele ki Ukrayna’ya, ‘parayı benden alacaksınız; silahı, mühimmatı benden alıp, sonra da karşıma geçip bana ahkâm mı keseceksiniz?… Bu ağızları bırakın’ demiyor mu Trump?.. Peki haksız mı?..
İş karıştıran şu İngiltere’ye gelince! Yahu adamlar gemilerine personel bulamıyor!.. Ordusu yok artık eskisi gibi!.. Nedir bu havaları?..
Amerika ne zaman verip de almadı? Yok öyle yağma!.. ‘Ukrayna evvela verilen 350 milyar doların kayıp 150 milyarını ne yaptığını açıklasın’ diyor Trump!.. ‘Benim paramla karşıma geçip bana şantaj yapma, ülkeme saygısızlık ediyorsun’ diyor Trump… ‘ABD’nin paralarını müsrifçe harcamaya son’ diyor…
Peki, soru: Osmanlı çoğunlukla hep verdi, ama karşılığını almadı! Ne oldu? Bugün Türkiye, kendi halkı açlıktan, enflasyondan kırılma noktasına gelmişken, ona buna veriyor da veriyor… Durumu nedir?. Neden yapmakta bunu?.. Çünkü güç kimde ise hak da ondadır… Adaleti güçlü olan dağıtır…
Ha bir de şu Zelensky, eninde sonunda ya ABD’ye dönecek, ya da Türkiye’nin istediklerini vererek Türkiye’nin, Sayın Erdoğan’ın yağmurda kendisine tuttuğu şemsiyenin altına girecek… Bana yağmuru anlatma, yağ!..
Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip, getirmediğine bakar… Bu Trump için de, AB, İngiltere, Rusya ve Ukrayna için de olduğu gibi, Türkiye için de böyledir… Siyaset böyle bir şeydir… Kurtlar sofrasıdır… O sofraya oturmadan önce adabını, hesabını bileceksin…
Kusura bakma Ahmet Bey, samimiyetten böyle yazıyorum, sözüm evvela Zelensky içindir… Bizim orada, Kıbrıs’ta argo bir söz vardır: ‘El çüküne güvenip gerdeğe girmeyeceksin’ diye…
Bak Türkiye son 25 yıldır o sofraya oturmadan önce hazırlığını yapıyor… Öğren Zelensky…
Ayrıca Zelensky’yi o kadar saf ve masum da sanmayın… Bu senaryonun arkasında Ukrayna’nın sevk ve idaresiyle, yeraltı zenginliklerini Yahudi sermayesine peşkeş çekme düşleri yatıyor. Hele ki Rusya’yı da Yahudilerin yönettiğini göz ardı etmiyorsanız, bunu apaçık görebilirsiniz.
Putin ne ki! Onun etrafına da bir bakın… Kime hizmet ediyor bir görün… Trump ile dalaşmanın arkasında neler yatıyor? Zelensky de ne ki? O da Yahudi dünyasına hizmet ediyor… Asıl olan, oyuna gelen Ukrayna halkına oldu ve oluyor…
Burası Amerika Birleşik Devletleri Ahmet Bey ve karşısında Trump var, ABD Başkanı… Yedirmezler adama… O sözleri az bile hak ettiğini gördü ve gitti… Şımartılmış Yahudi evladı… Yeni Başkan Trump küresel sermayeye karşı kıran kırana mücadele ediyor, lütfen uyanalım. Bakalım arkasını getirebilecek mi, yoksa…
Düşünün bir, bu Ukrayna savaşını neden ve kim çıkardı? Sonuçları neye mal oldu ve oluyor?
Lütfen unutmayalım, Sayın TC Cumhurbaşkanımız nasıl Almanya Başbakanına Ankara’da ayar verdiyse ‘Sizin birilerine borcunuz var, bizim yok, kimseden ne para, ne de silah istiyoruz’ deyip racon kestiyse, Oval Ofis’de de aynısı oldu… Bu şamata niye?.. ABD Başkanı Trump ‘diplomasiyi kullanalım, silahı değil’ diyor.
Peki değerli kardeşim, saygıdeğer veteran gazetecimiz Ahmet Tolgay Bey, Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan da, Türkiye’de yıllardır bunu yapmaya çalışmadı mı? Hatta İstanbul’da masa kurulup müzakere yapılıp, barışın eşiğine varılmadı mı? Sonra İngiltere’den Başbakan Johnson’dan telefon gelince masadan kalkan Zelensky olmadı mı? El çüküne güvenip, boyuna posuna bakmadan, Ukrayna’nın evlatlarını ölüme sürmedi mi? Kadınlarını Avrupa’larda, Amerika’larda peşkeş çekmedi mi?
Aldığı yardımları iç etmesini henüz sorgulamıyorum bile… Bir de kalkmış üstü kapalı diklenerek Trumpa ayar vermeye çalışıyor!… Uzun bacaklı İngiliz’e güvenip bu savaşı devam ettirebileceğine mi inanıyor? Başkan Trump cevabını verdi: ‘Biz olmasak iki üç günlük ömrünüz kalır, bitersiniz. Yapma… Halkına yazık ediyorsun, ülkene kıyıyorsun…’
Çok sevgili Ahmet Tolgay Bey, etekleri tutuşan Avrupa, AB ve İngiltere’dir… İngiltere’deki Ukrayna konulu toplantıya Türkiye’yi niye çağırıyorlar ki? Neden bağırlarına bastıkları Yunanistan’ı, Güney Kıbrıs’ı çağırmıyorlar? İsrail’i de çağırmıyorlar… İlle de Türkiye niye? İşte bunları da düşünüp değerlendirelim…
Ahmet Bey; sizi sever, sayarım, yazdıklarınızı ve düşüncelerinizi buralardan okur ve izlerim… Dünyayı sarsan gelişmeler karşısında size içimi dökmek istedim. Sürç-ü lisanım olmuşsa, ki sanmam, affola… Hemen kalemime düşüremediğim sözcükler de var meramımı anlatabilmek için… Ne de olsa yıllardır gurbetteyim… Selamlar sizlere ve sevgili Kıbrıs’ıma.”
Yorumlar kapalı.