Ahmet Tolgay

Çanakkale direnişi Türk Kurtuluş Savaşı’nın önsözüdür…






18 Mart, içerikli ve anlamlı günlerden biri… Çanakkale zaferinin yıldönümünün kutlandığı ve binlerce genç şehidin aziz anısı önünde saygı duruşuna geçildiği gün… Türk kurtuluş savaşının önsözü sayılan Çanakkale direnişi tabii ki 6 yıl sonra kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcında da büyük önem taşımaktadır.
1915 ve 1916 yılları… Birinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle çeşitli cephede sürerken dünyanın gözü o çetin ve stratejik savaşa yönelmişti… Türk milleti vatanını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü korumaktaki kararlılığını aşılmaz Çanakkale siperlerinden tüm dünyaya duyurmuştu…
Dünya tarihine geçen, karada ve denizde oluşan bu savaşta İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu yarımadasını geçemeyerek askerlerini tahliye etmek ve ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştı. Her siperde ayrı bir destan yazan Türk askerleri, emperyalizme karşı dünya savaş tarihinde ders nitelikli destansı bir dövüşe kanlarıyla imza atmıştı…
Yenilgiden sonra İngiliz siyaset üstadı Winston Churchill’in de dediği gibi “Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”
Ama çağın en ileri tekniğine karşı bu diklenme neler pahasına gerçekleşmişti?.. Türk ulusu, Çanakkale’nin aşılmazlığını kanıtlarken, çoğu üniversite ve lise öğrencisi olan 200 bin gencini feda etmişti… Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda” vurgusunun bir anlamı da budur işte… “Şüheda” şehitler demektir…
Cepheye gelir gelmez askerine “Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” diyen kararlı bir komutandı Mustafa Kemal… Şu sözler de yine o günlerden ve ona ait: “Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım bile geri gitmek yoktur. Uyku ve dinlenme aramanın,  bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalması manasını taşıdığını hepinize hatırlatırım.”
***
Dönemin en ağır ve en vurucu silahlarıyla ve tüm gücüyle Çanakkale’ye yüklenen itilaf devletinin en önemli amaçlarından biri de Karadeniz’e açılarak Çarlık Rusya’sındaki Bolşevik ihtilalini bastırmaktı… Ama bu amaç da gerçekleşmemiş ve Rusya’da çarlık rejimi ihtilalin alevleri arasında son bulmuştu… Dünyamızın tarihinde ve siyasal dengelerinde yeni bir dönem başladı böylece… Çanakkale direnişinin tarihin akışını etkileyen bir diğer özelliği de işte budur…
1919’da başlayan Türk kurtuluş savaşına en büyük desteği veren de Rusya’nın ihtilalci rejimi olacaktı… Rus ihtilalciler, Çanakkale’de kendilerine tanınan muhteşem şansı unutmamışlardı…
***
Çanakkale savaşı, stratejistlerin gözünde her zaman önemini koruyan bir olaydır…Örnek mi?..  31 Ocak 2021’de,  Amerikan askeri dergisi “Military Review” Atatürk’ü yazarken Çanakkale savaşına da değindi. Bu yazıda, daha o günlerde “Anafartalar Kahramanı” olarak efsaneleşen genç Mustafa Kemal’in bir komutanda bulunması gereken tüm özelliklere sahip olduğunun altı çizildi…
ABD Kara Kuvvetleri’nin dergisi olan “Military Review”un bu sayısında dünya lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’ndaki askeri dehasını öven Binbaşı Eric Venditti imzalı yazı, “Gelibolu Kayası Mustafa Kemal’in liderliği” başlığını taşımaktadır… Bu yazıda müttefik kuvvetler Gelibolu’ya çıkarma yaptığında şansın “parlak zekâya” ve  “kuvvetli irade”ye sahip yetenekli bir komutanla Türklerden yana olduğu belirtildi. Yabancı güçler, Arı Burnu’na çıkarma yaptığında Mustafa Kemal’in yedi kilometre ötedeki Bigalı köyünde olduğuna işaret edilen yazıda, övgü dolu şu sözler yer aldı:
“…Kemal, doğru zamanda, doğru enstrümanlarla, doğru yerdeydi. Ancak bu tek başına zaferi garanti etmiyordu.. Durum, onun askerine nasıl liderlik edeceğine bağlıydı. Operasyon sürecinde bir komutanın altı eyleminden beşini büyük etkiyle tatbik etti… Askerlerini motive etti, düşmanı durdurdu.”
Gelibolu Savaşı’nın ve uygulanan zekice, cesur taktiklerin ayrıntılı bir şekilde aktarıldığı makalede, Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri liderliğinden yüzyılı aşkın bir süre geçmesine karşın halâ çıkarılacak çok ders olduğu belirtildi. Atatürk’ün daha sonra Türk kurtuluş savaşına da yansıyan askeri dehasının ve mücadeleci ruhunun da bir kez daha altı çizildi…

Çanakkale direnişi Türk Kurtuluş Savaşı’nın önsözüdür…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.