MİNİ YORUM: : Kaç gündür yazdığım gibi, NETFLIX’de yeni bir Rum provokasyon dizisi: “Famagusta”… Kıbrıs’ta Türklere yaşatılan insanlık dışı trajedileri es geçen hiçbir görsel yapım asla gerçekçi olamaz… Bu yeni skandal yapımlarına, geçmişte çok ün yapan bir dizinin adını koysalardı keşke: “Yalan Rüzgârları.” Dilerim bu dizinin başladığı andan itibaren paragöz NETFLIX’in Türk izleyicileri bu dijital yalan kutusuna üyeliklerini sonlandırırlar… Yalan ve provokasyon kutusu NETFLIX’e artık bir bedel ödetmenin zamanıdır… Haçana bir be!..
1974’ün Temmuz ve Ağustos aylarında surlar içindeki Mağusa halkının üzerine günlerce ölüm ve ateş yağdıran Maraş asla masum değildir… Türk askeri oralara ulaşınca Maraş’ın hızla ve panikle boşaltılmış olması masum olmadığının en açık göstergesidir… Rum halkı çekip kaçınca Maraş sahipsiz mi bırakılacaktı?.. Askeri planda Maraş’ı almak yokken, saldırgan ve suçlu Maraşlılar tabana kuvvet kaçınca, orası da Türk denetimine kendiliğinden girmiş oldu… Mesele aha aynen budur…
***
* Çetrefilli işler yumağına dönüştürülen bu ülke, durumları kavrama yeteneğimizi zorlamaya başladı…
* Her konuyla ilgilenen öğretmen örgütlerimiz biraz da öğretimle, derslerle ilgilenseler diyorum… Diploma verdikleri öğrencileri Atatürk Öğretmen Akademisi testli sınavlarında da feci şekilde döküldüler… Bilhassa matematik ve dil konusunda…
* Öğretmenliğe ilginin azaldığı da ortada… 2004’te 1200 dolayında adayın sınava girip bunların 40’ı Akademiye girmeye hak kazanırken, 20 yıl sonra 2024’de yalnızca 354 aday sınava girip bunların sadece 60’ı kazanabildi… Öğretmenliğe ilginin azalmasının nedenleri de araştırılmalı…
* Narenciye Kesim Birliği 60 işçi istemiş, 580 işçi getirmişler… İnsan ticareti bu… KKTC’ye kapağı atabilme uğraşındaki her işçiden kaç para alındığı da malûm… Dillerde dolaşır… Burası sanki Dubai!..
* Yeni ürün kolokasların sapları meyvesinden daha ağır… İlgililer bu rezil hırsızlığa karşı önlem alacaklar mı, yoksa kolokas sapı yemeği için bir pişirme tarif mi verecekler?..
* “Kolokasın sapları ve bir de patateslerin kendileri kadar ağır çamurları!.. Yeşilliklerin çürük yaprakları, domateslerin ise her tarafları çürük…” (Teşekkürler Hüseyin Kırmızı)
* Yeni yaşam pahalılığı tahsisatının ve asgari ücretin belirlenmesi gündemde… Ama dar gelirliler sevinemiyorlar… Nasıl sevinsinler ki?.. Paranın daha ceplerine girmeden fazlasıyla hortumlanacağının bilincindeler…
* Hükümet, denetleyici otoritesiyle çarşıya…
*İşgücümüz kayboldu, yerine yabancılar doldu… Telafisine gidilmezse iç egemenliğimiz bir gün yabancı iş gücüne geçer…
* O “Umudunu kesme yurdundan” sloganı var ya… Geçin kardeşim, geçin… Asıl yurdumuz kesti bizden umudunu…
* Velhasıl “bir başkadır benim memleketim… Orijinaliteleri saymakla bitmez… Dileyelim ki, tümü olumluya dönüşsün bu orijinalitelerin…
* Demiş ki; “Galibiyetin sahibi çoktur, mağlûbiyetin sahibi yoktur. Yenilgi de yetimdir.” Süleyman Demirel.
* Büyük harflerle yazılması gereken: ENFLASYON KUYUSUNUN DİBİ YOKTUR…
* Haftanın öğüdü William Shakespeare’den: “Düşüncelerin neyse, hayatın da odur. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir…”
* Temel’in dünyası: Pilotluk sınavına giren temele uçuş hakkındaki felsefesi sorulur… El yanıt: “Zor olan uçağı kaldırıp uçurmaktır abi… Gerisi kolay… Çünkü hiçbir uçak havada kalmamıştır…”
* Ve dizeler… Ömer Hayyam’dan: “Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde / Senden ayığız bu sarhoş halimizde / Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı / İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?”
Yorumlar kapalı.