“Sahte reçeteler” konusundaki hamlesiyle önemli gündem yaratan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, çalışma hayatındaki kayıt dışılığa da eğildiğinin sinyalini verdi… Ülkede ciddi bir kayıt dışılık olduğunu belirterek gelecek ay içerisinde İçişleri Bakanlığı ile birlikte kapsamlı bir af çıkartılacağını açıkladı… Daha önce çıkan afların bekleneni vermediğini söyleyen Gardiyanoğlu, yeni çıkacak affın kapsamı ile birlikte kayıt dışılığın önüne geçmeyi hedeflediklerini vurguladı… Af süresinin bitmesiyle birlikte kaçak işgücü konusunda müfettişlerin ülkenin her yanında yoğun denetimlere çıkacaklarını duyurdu…
Aslında kayıt dışılık sadece iş hayatında değil, ekonomik yaşamın her alanında ülkeyi sarmalına almış durumdadır… Meclis raflarında tozlanmaya terk edilen Sayıştay ve Savcılık raporlarına da artık “temiz eller” cesareti ve kararlılığıyla uzanmak ve bu raporları işleme konulmak üzere raflardan indirmek gerekir… Devlet devletliğini gösteremezse ne için vardır?..
Yakın geçmişte de Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Canaltay’ın KKTC ekonomisinin yeni yasalarla kayıt altına alınacağına dair açıklaması olmuştu… Canaltay’ın başkanlığını yaptığı komitenin, yaz dönemindeki meclis tatilinde, suç gelirlerinin aklanmasıyla ve kredi kartlarıyla ilgili yasa tasarılarını ele aldığı da bilinmektedir… Peki ne oldu?.. Ve ne olacak?..
***
Devletin maliyesinden sorumlu olanlar oranı daha küçük göstermeye çalışsalar da bu ülkenin kayıt dışı ekonomisi yükseklerde uçmakta berdevamdır… Bir türlü üstesinden gelinemeyen kronik sorunlarımızdan biri de işte budur..
Örneğin kayıt dışı ekonominin yüzde 80 dolayında olduğunu Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz’in ağzından duyduk… O sıradan biri değildir… Bu bağlamda yetkin söz sahibi olabilecek bir bilir kişidir… Ticaret yaşamımızın da tam içindedir… Çevresinde olup bitenleri çok iyi görüp yorumlayabilecek konumda…
Vergi kaçıranların ve harç ödemeyenlerin cennetine dönüşmüş bir ülkeyiz velhasıl…
***
Bu ülkenin vergi kaçakçılığının cennetine dönüşmesi yeni bir olay değildir aslında… Vergi yükümlülüğünü bir türlü yaygınlaştıramadık gitti…
Elimiz her sıkıştığında avuç açtığımız, bütçemizin destekleyicisi Ankara da tabii ki bunun çoktan beri farkında ve bilincinde… Örnek mi?.. Buyurun yakın tarihe: Turgut Özal döneminin efsane siyasetçisi, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı merhum Adnan Kaşıkçı ta 1987 yılında kendisiyle görüşmeye oturan KKTC heyetine üzerine basa basa şunları söylüyordu:
“Bizim tespitlerimize göre sizde %65 ve hatta yukarısı vergi kaçırılıyor… Siz bu kaçak vergileri toplayabilseniz buraya kadar gelip de bizden mali yardım istemenize gerek kalmaz.”
***
Bu uyarı karşısında ta o günlerden mahcup olup gereğini yapmamız beklenirdi, ama ne gezer!..
Bizzat Turgut Özal KKTC’yi kendi kendine yeterli ve ayakları üzerinde durabilecek bir konuma getirebilme adına çağdaş vergi sistemiyle de donanmış projeleriyle birlikte KKTC’ye gelmişti… Ne ki, etik dışı retçi tavırlarımızla onu da soğutmuştuk girişimlerinde…
Dillere destan vizyonuyla Türkiye’nin önünü açan Turgut Özal “Ne haliniz varsa görün” demek zorunda kalmıştı en sonunda… Nasıl bir şans kaçırdığımız o günlerden bu yana irdelenir durur…
***
Her yıl kamuoyunun bilgisine sunulan vergi listeleri şokla izlenir… Ki bugünlerde o listeler yeniden gündemde, yeniden gazete sayfalarında… Gerek iş hacmi ve gerekse yaşam tarzıyla gözler önünde olan nice kişi yasal vergi yükümlülüğünü sembolik ödemelerle savuşturur…
Bu bağlamda örnekleri çoğaltabiliriz:
Hizmet verir ve hizmetinin karşılığını alırken hâlâ makbuz vermeyi de, pos cihazı kullanmayı da reddeden bir esnaf ve hizmet kitlemiz var…
Bu ülkedeki kira gelirleri önemli bir düzeye ulaştı… Gelin görün ki, on binlerce kiralık konut ve işyeri içinde büyük bir mal sahibi çoğunluğu ya kira stopajı ödemiyor, ya da naylon sözleşmeler yaparak gerçek kirayı göstermekten kaçınıyor…
Polis denetimlerinde de ortaya çıkmaktadır ki, on binlerce araç seyrüsefer ruhsatsız, muayenesiz ve sigortasız yollarda fink atıyor…
Hiç değinilmeyen ve es geçilen bir konu: Akaryakıt depolama harcı yasal zorunluluktur… Ama konutlardaki ve iş yerlerinde binlerce gaz tankı için harç toplanabildiğini bilen var mı?.. Tehlike arz eden bu depoların çoğunun konumları bile yasa dışı… İnsanlar her an patlayacak bombalarla iç içe yaşatılıyorlar…
Örnekleri daha da uzatmak mümkün… Ama örnekleme listesi ister uzun, isterse kısa olsun kabul edilemez orandaki vergi kaçakçılığının herkes farkında…
Ahmet Tolgay
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
Yorumlar kapalı.