Efsaneleşmiş bir baba ve onun iki harika kızı… Baba, Mehmet Aziz Bey… Kızları Kâmran Aziz ve Türkân Aziz… Bu harika aile, Köşklüçiftlik’in sınırındaki, Mehmet Akif Caddesi’nin en ucundaki, bir bölümü askeri bölgede kalmış o evde yaşamış ve o evde yaşama veda etmiştir… Ne var ki, toplumsal tarihimiz açısından da önem ve anlam taşıyan o zengin anılar evini içindeki paha biçilmez objeleri ve motifleriyle bir müzeye dönüştürmek bugüne dek mümkün olamadı… Hatta geçmişte bu bağlamda bazı girişimler yapılmış olmasına karşın… “Azizler” dediğimizde söz konusu olan, parlak kimliği Kıbrıs Türk halkının ve hatta Kıbrıs’ın tarihine altın harflerle yazılmış değerli bir aile..
Bu konuda yayınladığım yazılar dolayısıyla ailenin mirasının yönetimi adına kurulan terekenin mensuplarından, Kuzey Kıbrıs Hayvanları Koruma Derneği Kurucusu ve eski başkanı Tomris Güven’den önce sözlü bilgiler, sonra da yazılı bir açıklama geldi…
Bugün o yazılı açıklamayı sunuyorum… Ama daha önce, baba ve kızları hakkındaki özet bilgileri bir kez daha seslendirmeliyim…
***
1922 Lefkoşa doğumlu Kâmran Aziz, 7 Mart 2017’de parlak yaşamına 95 yaşında veda etti… Aslında baba Mehmet Aziz ve onun kızları Kâmran ile Türkân Aziz birer efsane kimlik… Literatüre geçen ünleri Kıbrıs kültür tarihinin ve Kıbrıs coğrafyasının ta dışına taştı… Dillerde ve belleklerde dolaşan melodik tınıları nedeniyle bu efsane üçlüden en fazla eczacı Kâmran Aziz’in anımsanması ise çok doğaldır…
Baba Mehmet Aziz Bey İngiliz Koloni Yönetimi’nde gerek adamızın, gerekse diğer Afrika ve Asya İngiliz sömürgelerinin bataklıklarını sivrisinekleriyle birlikte kurutarak malaryanın kökünü kazımış ve uluslararası literatüre geçmiş bir sağlık ve çevre dehasıdır. Kâmran Hanım’ın ölümünden sonra yitirdiğimiz ablası Türkân Aziz’e gelince… O da Kıbrıs sağlık sisteminin ekol yaratan son derece donanımlı ve madalyalı başhemşiresi olarak adını başarı öykülerine altın harflerle yazdırmıştır… Ta İngiliz Koloni Yönetimi’nden itibaren… İngilizce kaleme aldığı anılarını da bir kitapta da toplamıştır…2000 yılında yayımlanan o ünlü kitabın adı: “The Death of Friendship: A Cyprus Memoir”
***
Yinelediğim bu özet bilgilerden sonra şimdi Tomris Güven’in yazılı açıklamasını sunuyorum…
“Sayın Ahmet Tolgay;
KIBRIS gazetesi köşe yazarı.
24/10/2024 tarihli ‘Kıbrıs’ gazetesindeki ‘Efsaneler yuvası Azizler evi yıkıntıya döndü’ ve 5 /11/2024 tarihli ‘Kâmran Aziz’in Aziz Anısına’ başlıklı yazılarınıza istinaden sizleri ve Aziz Ailesi’nin sevenlerini tereke adına bilgilendirmek istiyorum. Ayrıca sizlere yazılarınızdaki duyarlı görüş ve düşüncelerinizden dolayı teşekkür ederim.
Tarafınıza iletilen ‘Terekenin dağılmış durumda olduğu ve hatta içinden bir başka terekenin çıktığı’ şeklindeki iddia asılsızdır ve gerçek durumla bir ilgisi yoktur…
Çeşitli uzun temaslarımız neticesinde Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı ile şu anda istişare içerisinde bulunmaktayız. Bu kıymetli ailenin hatıralarını gelecek nesillere aktarmak için uğraşıyoruz.
Bilindiği gibi baba Mehmet Aziz Bey Kıbrıs’taki malarya hastalığını seneler önce kurutan kişi olarak ülkemizde maalesef şu anda yeni nesil tarafından bilinmeyen ve çoğunluk tarafından da unutulan bir dahidir.
Onun ve ailesinin isimlerini yaşatmak bizlere düşen bir görevdir inancındayım. Şu anda Kültür Dairesi ile temaslarımız olumlu ortamda bulunmakta ve sürmektedir. Aziz Ailesi’nin yaşadıkları evlerinin değerli bütün demirbaş eşyaları Daire’ye sergilenmesi için bağışlanacaktır. Ayrıca Aziz Ailesi’nin bazı şahsi eşyaları ve resimleri de buna dahildir. Hukuksal zemin yaratılıp gerekli anlaşmalar imzalandıktan sonra bunlar hayata geçirilecektir.
Ben, tereke adına Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı nezdinde Kültür Dairesi’ne yardımlarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim.
Okurlarınıza aktarılmak üzere, bilgilerinize saygıyla sunulur.
Tereke adına Tomris Güven”
Yorumlar kapalı.