Ahmet Tolgay

Aydın Hikmet’e dair satırlarımdır







Fırtınalı bir günde yaşamı fırtınalar içinde geçmiş, buna rağmen yaşam sevincini hiç yitirmemiş değerlerimizden birinin daha ölüm haberini aldık… Fırtına ortalığı sarsarken telefonda arayan bir dost “Aha Aydın Hikmeti de kaybettik… Bir nesil uygun adım marş, göçüp gidiyor bu fani dünyadan” diye girdi söze yaslı dostum…
Müzisyenliğinin yanı sıra, bilge ve güçlü kalemiyle de etkileyici bir yazar olan onun hakkındaki irdelemelerimizi içeren uzunca bir konuşma oldu aramızda…
***
Türk Sanat Müziğimizin duayeni, unutulmayacak şef Aydın Hikmet, adıyla müsemma gerçekten aydın ve zeki esprileriyle sohbetlerine ve de yazılarına renk katan, dostlarının gönlündeki yerini her daim ısıtan bir sanat ve gönül insanımızdı… Klasikleşen korosunun elemanlarından Serap Safer onun için “Hocamız Okyanus misali bir bilge idi” dedi… Dosdoğrudur dediği…
Yeğeni Neşet Hikmet adresime attığı mesajda onun yaratıcı espritüel kimliğine şu sözcüklerle vurguda bulundu: “Ceviz oynamaya geldim odana…’ Sevgili Aydın amcam küçüklüğümde her doğum günümde Türk sanat müziğinden bu parçayı uduyla çalar ve söylerdi. Hatıralarımdaki yeri ayrıdır. Tüm ailemizin ve sevenlerinin başı sağ olsun. Cennettekilere şimdi eğlence doğdu…”
Türk Sanat Müziği çalışmalarında ona müzisyen olarak her zaman yanı başında eşlik etmiş olan Hasan Akar, Aydın Hikmet kimliğini şu satırlarla özetledi hüzünlü paylaşımında:
“Kıbrıs’ta Türk Sanat Müziğine önemli katkıları bulunan, toplumumuzda kültür ve sanatın gelişmesi için ilk dernekleşme hareketleri içinde önemli görevler üstlenen, uzun yıllar Devlet Türk Müziği Korosu’nun şefliğini yapan, emekli olduktan sonra ise önce Kıbrıs Türk Sanat Müziği Derneği’nde şeflik üstlenen, daha sonra da Lefkoşa Müzik Derneği’nin kurulmasına öncülük ederek uzun yıllar hem yöneticilik ve hem de şeflik yapan değerli müzik adamımızdır o… Türk sanat müziği duayeni… Hocaların Hocası, abim, arkadaşım, hocam Aydın Hikmet… Onu kaybetmekten büyük üzüntü duymaktayım.”
***
Sayıları gerçekten çok olan tanıdıklarını, sevenlerini, öğrencilerini ve hayranlarını derin bir yas içinde bırakıp yaşama veda etti Aydın Hikmet… İlerleyen yaşı ve hastalıkları nedeniyle uzun süredir konser salonlarının sahnelerinden de uzak olan Aydın Hikmet, ta 1960’lardaki Kıbrıs Türk Güzel Sanatlar Derneği’nin kurucuları arasında bilgi ile yüklü sempatik varlığını ve sanatını göstererek toplumda saygın ve aranan bir konuma gelmişti gencecik yaşında… Bilhassa Haydarpaşa Mahallesi’ne damgasını vurmuş, Lefkoşa’nın köklü ailesi ticarette ün yapmış Hikmetağalar’ın adını güzel sanatlarda duyurmuş bireyi idi Aydın Hikmet…
Kıbrıs Türk edebiyatında yazıları, kitapları ve söylemleriyle adını duyuran ağabeylerinden Hizber Hikmetağalar ile ticaret dünyamızda isim yapan Ata Hikmetağalar yıllar önce yaşama veda etmişlerdi…
Toplumsal tarih sahnemizde çok iyi bilinendir ki, trajik akıbetiyle ailenin ve toplumun dramına dönüşen avukat Ayhan Hikmet ise, bu köklü ailenin dördüncü oğlu idi… Avukatlığının yanı sıra gazetecilik ve yazarlık da yapan haftalık “Cumhuriyet” gazetesinin kurucusu ağabeyi Ayhan’ın, meslektaşı Ahmet Gürkan ile birlikte 1960’larda vurularak öldürülmesinden sonra hayata küsmüştü…  Ankara’ya göç etmiş ve orada uzun yıllar bir kitapevinde çalışmıştı… Sanırım o kitapevinin adı “Tarhan” idi, yanlışsam düzeltilsin lütfen…  Kıbrıslı Türklerle o kitapevinde ve Ankara’da her karşılaşmasını bir mutluluk şölenine dönüştürürdü… Bunun bizzat tanığıyım, hem de kaç kez…
***
Ülkesine, halkına ve müziğe olan aşkını hiçbir zaman yitirmeyen ve sevgili adasına döndükten sonra seçkin müzik topluluklarını büyük hevesle  oluşturarak o coşkun müzik aşkına şahane bir boyut kazandıran Aydın Hikmet, toplumda ses getiren birçok konserin saz heyetine de uduyla katılarak hayranlık yaratmıştır… Dahası, kaliteli müzik sunumunda bulunmak isteyenlerin yanında da o kendine özgü özverisi, heyecanı ve yaratıcılığıyla hep var olmuştur… Kufi Birinci’nin adresime attığı şu satırlar, bu gerçeğin samimi bir belgesidir:
“1992 yılında Girne’de kurmuş olduğum Antis Taverna’nın fasıl heyetini oluştururken bana çok yardımcı olmuş ve cümbüşüyle de heyetin bir üyesi olmuştu… Yıllarca birlikte çalıştık. Çok iyi, mütevazı bir insan ve çok büyük bir sanatçımızdı. Kaybına çok üzüldüm…”
***
Onunla ilgili en yakın unutulmaz anım araştırmacı bir yazım çalışmamız sırasında bize verdiği içten destek idi… Ortak bir kitap çalışmamız dolayısıyla Dr. Filiz Besim’le oluşturduğumuz ikili çalışma ekibine büyük bir konukseverlikle, sevgili ve değerli eşi Seyhan Hanımefendi ile birlikte, Köşklüçiftlik’teki evinin kapılarını açmış ve kimi zaman udunu da konuşturarak zengin anılarını ve Türk Sanat Müziğine dair görüş ve bilgilerini sunmuştu… Onunla olan seri söyleşilerimiz, tabii ki sadece müzikle sınırlı kalmamıştı… Derin birikimlerinden ve bilgisinden kaynaklanan açıklamalarıyla yakın tarihimizin nice yaşanmışlığını da kendi perspektifinden aktarmıştı… Sohbetlerimizin bazı bölümlerine Türk Sanat Müziği’nin bir diğer duayeni Ahmet Belevi de katılmıştı… Ona da bu vesileyle esenlikler ve başsağlığı dilerim…
Unutulmayacaklarımız arasındaki yerini çoktan almış olan engin denizimiz Aydın Hikmet ağabeyimizin sonsuzluktaki sadık yoldaşının ışıklar olmasını dilerim… Bir ışık cümbüşü idi zaten kendisi… Tüm aile bireylerinin, hepimizin ve halkımızın başı sağ olsun…

Aydın Hikmet’e dair satırlarımdır
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.