ROL MODELLERİMİZDEN VEDİA ATALAY DA GÖÇTÜ: Kıbrıs Türkü’nün “cemaat” statüsünden “halk” statüsüne, oradan da “devlet” statüsüne geçişinde kendi alanlarında önemli rollerini en yüksek aidiyet duygusuyla oynayan bir neslin sonsuzluğa göçüş sürecindeyiz… O nesle dair bir yeni ve acı haber de saygıdeğer Vedia Atalay’la ilgili… Onu da yitirdik maalesef…
1960’lı ve1970’li yıllar, kurucu ortağı olduğu devletten kan revan içinde kovulan Kıbrıs Türk halkının en zor dönemi idi… Vedia Hemşire sağlık hizmetlerimizin sıfırdan başlayarak kurulmasında uzmanlığını, emeklerini ve özverisini esirgemeyen sağlıkçılarımızdan biri oldu… İngiliz Sömürge Yönetimi döneminde başlayan, Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde süren ve devletimizin oluşturulduğu süreçteki başarılı hizmetleriyle taçlanan bir görev ve sorumluluk aşkıdır onun toplumsal tarihimize yazdığı…
Akademik eğitimle kazandığı “hemşirelik” payesinin yanında sosyal alanda kazandığı onurlu payeleri de vardı onun… Nice sosyal aktivitenin hep başrol oyuncusu idi… Bilinçli ve özverili hizmet döneminde sayısız hemşire ve hasta bakıcı yetiştirmiş, çare ve şifa arayan sayısız insanımızın da gerçekten “Sister”i olmuştur… Bu cefakâr, fedakâr, iyiliksever Kıbrıs Türk kadını sağlık eğitimi alanındaki hizmetlerinde “başöğretmen” payesini de kazanmıştır…
Öğrencilerinden Hani Sal’ın Londra’dan onun hakkında bana yazdıklarıdır: “Çok çok üzgünüm. Sister Vedia ile uzun süren bir çalışma dönemimiz oldu. Ayrıca yetiştirdiği öğrencilerden de biriydim. Ben onun kadar özverili , sevgi dolu , şefkatli, güler yüzlü, yardım sever bir sağlık çalışanı görmedim.. Şimdi ise Vedia Hanım ile ilgili aldığım bu acı haber beni derinden üzdü. Ben ve arkadaşlarım bütün hemşirelik bilgilerimizi , donanımlarımızı ona borçluyuz. Sıkıntılı olduğumuzda bunu yüzümüzden anlar ve hemen ilgilenir çare arardı… Hastalar ile oturur uzun sohbetler eder, ihtiyaçlı olanlara destek olurdu. Uzun yıllar birlikte çalıştık. Sister Vedia tabiri caiz ise gökyüzünden yere inmiş bir melekti. Şimdi eminim ruhu da cennete gitmiştir. Ruhu şad, melekler yoldaşı olsun.”
Eşi Yargıç Hamdi Atalay Bey böbrek yetmezliğinden diyaliz makinesine bağlıyken güler yüzü ile hastasının başında aşk şarkıları okuması, onu her düşündüğümde beynimde canlanan hatıradır. Şimdi sevgili Hamdi’sine sonsuzlukta kavuştu ve yine ona aşk şarkılarını söylemektedir…
Yüksek Hemşire Vedia Atalay hep bir rol model olarak kaldı ve hep öyle anımsanacaktır… Ruhu şad, mekânı cennet, ailesinin ve halkımızın başı sağ olsun…
***
SPOR BASINIMIZ BEYEFENDİ EMEKTARINI GÖZYAŞLARIYLA UĞURLADI: Vefatını derin bir acıyla duyunca, tarih olmuş “Bozkurt” gazetesinde ilk profesyonel spor sayfası yöneticimiz rahmetli Tekin Yüksel’in yanına gelip sahalardaki amatör muhabir olarak işe başladığın günleri anımsadım… Gazetedeki elektronik cihazları tamir eden ağabeyin Fuat Beyar getirmişti seni motosikletinin arkasında… Babanın çalıştırdığı Beyarmudu Sineması’nın reklamlarını da birlikte hazırlar olmuştuk… Sahi senin sinema sevdanı bilen kaç kişi var?..
Son yolculuğunda seni gözyaşlarımızla uğurladık sevgili FEVZİ BEYAR ustamız… Futbol sahalarımızın unutulmaz zarif hakemi, spor sayfalarımızın ve görsel spor yayınlarının mütevazı duayeni…
Spor basınımız sensiz nasıl olur artık, bilmem ama, spor gazeteciliğinin nasıl yapılması gerektiğinin derslerini miras olarak bırakıp aramızdan ayrıldın… Yeni nesil gazetecilerimize o derslerden azami şekilde yararlanmak düşer… Ki sana tümü “amca” der… Amcalık da, babalık da yaptın onlara…
Spor basınımız ve bilincimiz yaşadığı sürece, sen de bıraktığın olumlu izler ve beyefendi imajınla yaşayacaksın… Öğrencilerin, Fevzi Beyar ekolünün sürdürücüsü olacaklar…
Cennet mekânın olsun çalışkan, saygın ve ilham verici arkadaşımız… Beyar Ailesi bireylerinin, Beyarmudu’nun, spor camiamızın ve sadık spor okurlarımızın ve de izleyenlerimizin başı sağ olsun..
***
ÜNLÜ YÖNETMEN ŞERİF GÖREN YAŞAMA TUTUNAMADI: 22 Kasım’da evindeki merdivenlerden düşerek başını yere çarpan ünlü yönetmen Şerif Gören İstanbul’da kaldırıldığı hastanede günlerce verilen tıbbi uğraşa rağmen yaşama tutunamadı… Entübe edilmiş durumundan bir türlü çıkamayan emektar ve yetenekli yönetmen Türk sinema tarihine ve sanatına adını altın harflerle yazdırarak veda etti…
1944 yılında doğan Gören, ‘Kurbağalar’, ikinci ve renkli çekim ‘Yılanların Öcü”, ‘Sen Türkülerini Söyle’, ‘Almanya Acı Vatan’, ‘Endişe’, ‘Deprem’, ‘Katırcılar’, ‘Amerikalı’, ‘Derman’, “Gelincik’, ‘On Kadın’, ‘Nehir’, ‘Tomruk’, ‘Firar’, ‘Herhangi Bir Kadın’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kaliteli ve ödüllü filmin yönetmenliğini yapmıştır… Afiş ve jeneriklerde onun imzası kalitenin güvencesi ve sertifikası olmuştur.. Türk sinemasının etkin başarısını yurt dışına da taşıyarak kabul ettiren ünlü yönetmen, Yılmaz Güney’in senaryosunu hapishanede yazdığı ‘Yol’ filmi ile uluslararası Altın Palmiye ödülünü aldı..
Yorumlar kapalı.