Ahmet Tolgay

AB ülkesi komşuya göz ucuyla bakış






Kendi iç sorunlarımızdan azıcık da olsa baş kaldırıp komşumuzun hallerine de göz ucuyla olsun şöyle bir baksak mı diyorum?.. Görüşüme katılanlara, “buyurun bu bağlamdaki sadede” diyorum efendim:
Bu yaz çok ciddi orman ve arazi yangınlarıyla kavrulan Güney Kıbrıs’ta çevre kirliliği de had safhaya ulaştı… Hem de alınan tüm çevreci önlemlere ve teknik donanımlara karşın… Bu tür yangınları önleyemeyen ve pahalı uğraşlarında başarıyı yakalayamayan Rum Yönetimi’ne ağır ve yaygın eleştiriler var…
Ve şimdi yangınları da tetikleyen çevre kirliliğine karşın gerçekten caydırıcı cezalar geliyor gündeme… Çevre kirliliğine neden olanlara 20 bin Euro para ve ağır hapislik cezası öngörülüyor…
Ha, parantez içinde: “Biz de KKTC olarak ilham alabilir miyiz acaba bu çevreci kararlılıktan?” Bu soruyu sorduktan sonra diğer güncel konulara geçeyim hadi….
***
Rum İstatistik Dairesi’nin son tespitlerine göre Güney Kıbrıs’ta yoksulluk endişe verici boyutlara ulaştı… Nasıl bir AB ülkesi bu böyle?.. Yoksa AB kaynaklarını daha fazla söğüşleyebilmek için merhamet senaryoları mı uyguluyorlar?.. Fıtratlarının bize sordurduğu sorudur bu…
Öte yandan, nüfus oranına göre en fazla cinayetin işlendiği AB üyesi Güney Kıbrıs’ta birçok konuda AB kriterlerine uyulmadığı ise bir diğer gerçek… Bunun yığınsal örnekleri her gün Güney Kıbrıs yaşamını etkilemekte ve medyanın manşetlerine yükselmekte…
***
Güney Kıbrıs’ta, “Kıbrıs Üniversitesi”nden “yüksek onur” derecesiyle mezun olan Lambros Dionisiu’nun mezuniyet töreninde yaptığı ve büyük yankı yaratan o konuşma, Güney Kıbrıs devletine pek de onur kazandıracak içerikte değildi… Rum gencinin acı sitemlerini bu bağlamda anımsamakta yarar vardır…
Lambros Dionisiu’nun konuşması çeşitli tepkiye ve binlerce yoruma neden oldu… Dionisiu’nun yaptığı açıklamalar, yıllardır Güney Kıbrıs’ta dile getirilen “en iyi beyinlerin daha iyi bir gelecek için yurt dışına gittiğine” dair söylemleri doğrular niteliktedir…
Dionisiu konuşmasında gerek kendisinin, gerekse diğer Rum gençlerinin daha iyi bir gelecek için yurt dışına gitmesine neden olan ülkedeki değersizlikleri de ortaya koymuştu…
Dionisiu, Meclis Başkanı ve üniversite rektörü önünde yaptığı bu konuşmada, “Özür dilerim, ama bu akşam için farklı bir konuşma hazırlamıştım, onu yapamayacağım… Çünkü bugün o konuşma metni üzerinde prova yaparken bugün burada söylemeye hazırlandıklarımın gerçeklikle alâkası olmadığını fark ettim. Korkunç bir hayal kırıklığına ve umutsuzluğa kapıldım” şeklinde ifadeler kullandı.
Dionisiu konuşmasının devamında, “Maalesef çöküş içinde olan bir toplumda yaşıyoruz” diyerek kurumların çöktüğü, skandalların ardı ardına yaşandığı, hiç kimsenin ceza almadığı, kronikleşen hiçbir şeyin değişmediği, açık ve derin yaralarla bölünmüş bir ülkede yaşadıklarını söyledi.
Tüm bunların genç insanları yurt dışına sürüklediğini ifade eden Dionisiu, bu insanlar arasında kendisinin de bulunduğunu belirterek “Gidiyorum… Dönüp dönmeyeceğimi, ne zaman döneceğimi bilmeden ben de gidiyorum” vurgusunu yaptı…
Genç Dionisiu, “Eğer Kıbrıs’ta kalırsam, bir an gelecek ve birileri bilgisi, deneyimleri ve becerileriyle değil, partisel kimliği ve aile bağlantıları nedeniyle benden daha iyi olduğu kabul edilecek. Gidiyorum; çünkü bu ülke, hayal kırıklığına uğratmayı ve gençlerin kanatlarını kırmayı başarıyor” şeklinde sitemlerde bulundu.
***
Yunan ve Rum diline oldukça vakıf olan Osman Şan dostumun bana attığı aydınlatıcı mesaja göre, Dionisiu’nun konuşmasının bizim medyamıza dağıtılan çevirisinde, tercüme hatasından kaynaklanan ince ve önemli bir ayrıntı gözden kaçırıldı… Şan bu konuda şu vurgularda bulundu:
“Genç Rum mezun, ‘kurumsal çöküşün, ardı ardına patlayan ve kimsenin ceza almadığı skandalların halkı böldüğü bir ülkede yaşıyoruz’ dedi. Yani Kıbrıs meselesinde devamlı olarak ‘bölünmüşlük’ edebiyatı yapan malûm Rum siyasetine ve siyasetçilerine ‘bölünmüşlük edebiyatının arkasına saklanıyorsunuz, ama esas bölücü sizsiniz’ dedi mealen…”
Teşekkürler Osman Şan.

AB ülkesi komşuya göz ucuyla bakış
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.