

Ülkede yaşlı bakımı konusunda ciddi sorunlar yaşanıyor. Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins, yapılması gerekenleri anlattı.
“Sorumlu bakanlık belli değil!”… Prof. Dr. Jenkins, yaşlılar ve ruh sağlığı yerinde olmayan bireylerin insan onuruna yaraşır bir şekilde bakılması için ilk olarak yasal eksikliklerin giderilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Yasa olmadığı için, bakımevlerinin denetlenmesinden sorumlu olan bakanlık da belli değil! Sorumluluk konusunda Çalışma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında birçok kez tartışmalar yaşandı.” dedi.
“Standart yok!”… Yaşlı bakımevi yasası bulunmadığı için gerek devletin gerekse özel sektörün çalıştırdığı yaşlı bakımevleri ve huzurevlerinin beklenen standartlarda hizmet vermediğine dikkat çeken Jenkins, tümünde bina ve personel sorunu olduğunu kaydetti. Başkan Jenkins, “Bakımevi yasası bulunmadığı için, bakımevi inşa etmek isteyen özel sektör yatırımcıları devletin yatırım teşviklerinden de faydalanamıyor.” bilgisini paylaştı.
“Kapasite yetersiz”… Ülkemizde 2 tane devlet, 4 tane de özel bakımevi bulunduğunu söyleyen Jenkins, “Devlet Lapta Huzurevi ve Kalkanlı Bakımevi’nde toplam 85 civarında yaşlıya bakabilmekte. Dört özel bakımevi ise sadece 130 civarında yaşlıya hizmet verebiliyor.” diyerek bu kapasitenin yetersiz olduğunu belirtti. Ailelerin evde bakıma yöneldiğini anlatan Jenkins bunun da farklı sorunlar doğurduğunu ifade etti.
Emine Gül ÖZER
Sosyal devlet olmanın en başında gelen unsurlardan biri kimsesiz çocuklara, yaşlılara ve ailesi olmayan ruh sağlığı sorunu yaşayan bireylere devletin ne kadar hizmet edebildiğidir. Bu çerçevede yaşanan sorunların çözülebilmesi için tamamen gönüllü bir şekilde uğraş veren Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği, yasal ve bürokratik sorunlar nedeniyle sıkıntılar yaşıyor.
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins, KIBRIS muhabirine içini döktü, uğraş verdikleri alanda yaşanılan sıkıntıları anlattı.
Yaşlıların toplumda göz ardı edildiğine dikkat çeken Jenkins, ‘yaşlıları koruyacak yasaların yapılması’, ‘yaşlılara hizmet verecek kurumların geliştirilmesi’, ‘yaşlıların sağlık hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması’ ve ‘tüm yaşlılara en azından temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bir gelir sağlanması’ gerektiğine vurgu yaptı.
“Toplam 6 bakımevi var. Yetersiz”
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins, son 6 yıldır dernek olarak ülkedeki yaşlı bakım sorunları gün yüzüne çıkartmaya devam ediyor.
Jenkins, yaşlıların toplumda göz ardı edildiğini ifade etti, 2 devlet, 4 özel bakımevinin yetersizliğini dile getirdi.
Derneğin tüm amacının, yaşlıların ve bakıma ihtiyacı olan bireylerin, insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamaları ve bakılmaları için mücadele verdiklerini dile getiren Jenkins, yaşlı bakımevlerinin beklenen standartlarda hizmet vermediğini, bu alanlarda iyileştirmelere ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Bakanlıkların bu bağlamda sorumluluktan kaçındığını savunan başkan, Sınırüstü Bakımevi’nin kapanmasına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Ülkemizdeki bakımevlerinin denetlenmesinden sorumlu olan bakanlık belli değil. Çalışma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında tartışmalara çoğu kez neden oldu. Çünkü hiç bir bakanlık yaşlılardan sorumlu tutulmak istemiyor. Üç sene önce Sınırüstü Bakımevi’nin yok olmasının bir nedeni de yönetim ve denetim eksikliği idi. Bakımevi yasası olmaması, bu iki bakanlığın da sorumluluk almamasına neden oldu.”
“İnsan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamaları ve bakılmaları için mücadele veriyoruz”
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği’nin, 2018 yılında Gazimağusa’da kurulduğunu, kurucu başkanı olarak çevresindeki 15 duyarlı arkadaşıyla bu yola çıktığını aktaran Jenkins, “Bugün her meslekten ve bütün siyasi görüşleri kapsayan 300 üzeri üyemiz ve birçok destekçimiz var. Amacımız, toplumda göz ardı edilmiş iki kitle olan, yaşlılar ve ruh sağlığı yerinde olmayan bireylerin insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşaması ve bakılması için mücadele etmektir.” şeklinde konuştu.
Son altı yıldır, özellikle yaşlıların bakım sorunu ile ilgili iki Avrupa Birliği projesi geliştirdiklerini ve bunu uyguladıklarını belirten Başkan Jenkins, “Eğitim programları, seminerler verdik, araştırmalar yaptık, yasalar üstünde çalıştık ve halen çalışıyoruz. Ayrıca basında sık sık yaşlı bireylerin sorunlarını gündeme getiriyor, bu alanda farkındalık yaratıyoruz. Bunların yanında bakımevlerine sık sık bağışlar yapıyor, orada yaşayan muhtaç yaşlılarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bizi arayıp yaşlısını koyacak bakımevi arayan ailelere yaşlı bakımevleri hakkında bilgi veriyor ve yol gösteriyoruz.” dedi.
“Artık yaşlı bir nüfusa sahibiz”
2016 yılında KKTC’de 60 yaş üstü nüfusun toplam nüfusun %13’üne denk geldiğini, bunun da Kuzey Kıbrıs’ın artık çok yaşlı bir nüfusa sahip olduğunu gösterdiğini aktaran Hatice Jenkins, “Hatta aradan geçen 8 yılı da göz önüne alırsak bu oranın %15 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Yaşlanan nüfus ülkelerin ekonomisini ve sosyal yapısını etkilemekle kalmayıp, devletler için birçok sosyal sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu sorumluluklardan en önemlileri, yaşlıları koruyacak yasaların yapılması, yaşlılara hizmet verecek kurumların geliştirilmesi, yaşlıların sağlık hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması ve tüm yaşlılara en azından temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bir gelir sağlanmasıdır.” ifadelerini kullandı.
Bu hizmetlerin sağlanması için de devletin bütçesinden gerekli kaynakları ayırması gerektiğini söyledi.
“220 civarında yaşlıya uzun süreli kurumsal bakım sağlanabiliyor”
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins, şu anda ülkemizde sadece 2 tane devlet, 4 tane de özel bakımevi bulunduğuna dikkat çekerek, “Devletin Lapta’da bulunan Lapta Huzurevi ve Kalkanlı’da bulunan Kalkanlı Bakımevi var. Lapta Huzurevi ve Kalkanlı Bakımevi birlikte toplam 85 civarında yaşlıya bakabilmekte. Dört özel bakımevi ise sadece 130 civarında yaşlıya bakabilmektedir.” dedi.
Ülkemizde toplam 220 civarında yaşlıya uzun süreli kurumsal bakım sağlanabildiğini fakat bu sayının 400 bin nüfuslu KKTC için yeterli bir sayı olmadığını söyleyen Jenkins, “Birçok kimsesiz veya dar gelirli yaşlımız evde bakım hizmeti alamadığı için, bakıma muhtaç oldukları zaman kalacak yer bulamıyorlar. Hatta hastanede bakım gördükten sonra, kalacak yeri olmadığı için hastaneden çıkarılamayan yaşlılarımız da oldu. Bakımevlerinde yer açılmasını beklerken vefat eden kimsesiz yaşlılarımız da oldu.” şeklinde konuştu.
“Evde bakım büyük sorumluluk”
Bugün ülkemizde en yaygın yaşlı bakımının, yaşlının kendi evinde bir bakıcı yardımı ile bakılması olduğunu kaydeden Jenkins, “Fakat bu çözüm de sorunsuz değil.” ifadelerini kullanarak, “Her şeyden önce masrafları karşılamak için yaşlının ve yaşlı ailesinin en az iki asgari ücret kadar bir geliri olması gerekir. Ayrıca, bu alternatif çocukları olmayan yaşlılar için pek mümkün değildir çünkü bakıcıyı işe almak, denetlemek, yaşlının ev ihtiyaçları için alışveriş yapmak, gerektiğinde yaşlıyı doktora götürmek gibi konularda yaşlının yine çok güvendiği birine ihtiyacı vardır.” dedi.
Bu büyük sorumluluğu yaşlının kendi çocuklarından başka kimsenin göze alamayacağını aktaran Başkan, konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Dolayısı ile kimsesiz yaşlılar varlıklı bile olsa onlara kendi evlerinde bakım hizmeti sağlamak pek mümkün değildir. Bu nedenle kurumsal bakım hizmetlerini geliştirmek hem dar gelirli yaşlılar için hem de kimsesi olmayan varlıklı yaşlılar için son derece önemlidir. Ayrıca evde bakım çeşitli sosyal aktivitelerle desteklenmezse yaşlılar toplumdan izole olmuş bir şekilde, ev hapsinde gibi yalnızlık duyguları ile yaşarlar.”
“Yaşlı bakımevleri beklenen standartlarda hizmet vermiyor”
Hatice Jenkins, yaşlı bakım alanında yaşanan, yasaların eksikliği ve yetersizliklerini yineleyerek,
“Yaşlılara hizmet verecek bakımevleri ve huzurevlerinin açılması, belli standartlar içinde çalıştırılması, denetlenmesi ve kapatılması gibi tüm konular yasalarla düzenlenir. Dolayısı ile yasalar hizmet kalitesini belirleyen standartları ortaya koyar ve denetim mekanizması ile de bu standartların uygulanmasını sağlar.” şeklinde konuştu.
Ülkemizde yaşlıları koruyan yasaların olmadığından şikayet eden Jenkins, şunları aktardı:
“Ülkemizde henüz yaşlı bakımevi yasası bulunmadığı için yaşlı bakımevleri ve huzurevleri, devletinkiler de dahil olmak üzere, beklenen standartlarda hizmet vermiyor, hepsinde bina sorunu ve personel sorunu var. Yasa olmaması hem devletin hem de özel sektörün önünü tıkayan bir sorundur. Yasa olmaması yatırımcılar için bir risk teşkil eder. Mesela, şu anda yapılan bir binanın özellikleri veya binanın konumu, daha sonra ortaya çıkan bir yasaya uygun olmaması durumunda yatırımcı sorun yaşayabilir. Bunun yanında bakımevi yasası bulunmadığı için, bakımevi inşa etmek isteyen özel sektör yatırımcıları devletin yatırım teşviklerinden faydalanamıyor. Kısacası yasası bulunmayan bir sektörde devlet destek vermiyor. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin KKTC yatırımcılarına verdiği hibe programlarından da faydalanamıyorlar.” dedi.
“Yaşlılardan hangi bakanlık sorumlu?”
Bakanlıkların bu bağlamda sorumluluktan kaçındığını aktaran başkan, Sınırüstü Bakımevi’nin kapanmasına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Yasa olmadığı için, ülkemizdeki bakımevlerinin denetlenmesinden sorumlu olan bakanlık da belli değil. Hangi bakanlık sorumludur konusu da birçok kez sorun yarattı ve Çalışma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında tartışmalara neden oldu. Çünkü hiç bir bakanlık yaşlılardan sorumlu tutulmak istemiyor. Hatırlayacağınız gibi üç sene önce Sınırüstü Bakımevi’nin yok olmasının bir nedeni de yönetim ve denetim eksikliği idi. Burada her iki bakanlığın da çok ihmali var, bakımevi yasası olmaması bu iki bakanlığın da sorumluluk almamasına neden oldu.”
“Yaşlılarımıza daha mutlu bir ortam yaratmak mümkündür”
Yaşlı bireyler için ülkemizde öncelikli olarak yapılması gerekenlere dikkat çeken Başkan Jenkins, “Yaşlı bakımı ve yaşlı bireylere verilen hizmetler çok paydaşlı bir sistemi içerir. Bu sistem içindeki paydaşlar: devlet, belediyeler, aileler ve yaşlıların kendileridir. Yaşlılarımıza daha mutlu bir ortam yaratmak mümkündür, bu da geleneksel aile odaklı bakımın modern kurumsal bakımla desteklenmesi ve denetlenmesi ile yaratılabilir. Bunun için devletimizin daha aktif bir rol oynaması ve belediyeler ile işbirliği yapması, daha büyük maddi kaynak ayırması gerekir.” ifadelerini kullandı.
Jenkins, “devlet belediyelere maddi kaynak sağlayarak, yaşlılara evde destek hizmetleri sunabilir. Dolayısı ile yaşlıların kendi evlerinde uzunca bir süre bakıcı gerekmeden veya bakımevine gitmeleri gerekmeden kalabilmeleri sağlanacaktır.” dedi.
Bunun yanında, gündüz yaşlı bakım merkezleri açarak, yaşlısına bakan ailelere en azından gündüz destek verilebileceğini belirten Başkan, şunları söyledi:
“Bu hizmetler bakımevlerine duyulan acil ihtiyacı kısmen gidereceğinden sistemin rahatlamasını sağlayacaktır. Buna ek olarak yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırabilir ve evde sağlık hizmeti destek ekipleri ile sağlık hizmetlerini özellikle yatalak yaşlıların ayağına getirebilir.”
“Kaliteli bakım maliyetlidir”
Bu arada da uzun süreli bakıma muhtaç yaşlıların barınabilecekleri huzurevi ve yaşlı bakımevi gibi kurumların gerek kamu gerek özel sektörde geliştirilmesi için devletin kendi bütçesinde mali kaynak ayırması ve özel sektör yatırımcılarının bu alana girmesi için de teşvik vermesi gerektiğine dikkat çeken Başkan, “Devlet dar gelirli vatandaşları kendi bakımevlerinde barındırmak ya da özel bakımevlerinde bakılmaları için finansal destek sağlamak zorundadır. Özet olarak söylemek gerekirse, ülkemizde bütün paydaşların yapması gereken şeyler vardır. Devlet yasaları geçirmek ve uygulamak, dar gelirli kimsesiz yaşlılara ve hastalara bakmak zorundadır.” şeklinde konuştu.
Bu bağlamda sadece devletin değil, vatandaşların da sorumluluk alması gerektiğini aktaran Jenkins, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Vatandaşlar ise yaşlılık dönemlerindeki bakım masrafları için şimdiden tasarruf yaparak yaşlanınca harcayabilecekleri bir birikim sahibi olmaları gerekir. Kaliteli bakım maliyetlidir, son günlerinizde kimseye muhtaç olmak istemiyorsanız mutlaka bir tasarruf hesabınız olsun. Ayrıca, malınızı mülkünüzü evlatlarınıza devretmeye acele etmeyiniz. Kendi bakımınızı, nerede ve nasıl bakılmak istediğinize kendiniz karar veriniz ve mali kaynaklarınızı da ona göre ayırınız.”
Yorumlar kapalı.