Lefke’nin tarihi ve doğa yapısını bozan 50 yıldır atıl bir vaziyette kalan CMC maden şirketi, bölgede hem sağlık ve çevre açısından tehdit, hem de çevre sakinleri arasında tedirginlik yaratıyor
Port İsbi ile mahkemelik… Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği Başkanı Münevver Ebedi ve Lefke ve Çevre Tanıtma Derneği Yönetim Kurulu Aktif Üyesi Enver Bıldır, CMC’nin rehabilitesi için Port İsbi şirketine 49 yıllığına bölgenin kiralandığını ancak şirket ile devletin davalık olduğunu anlattı.
20 milyon Euro hazır ama… Avrupa Birliği tarafından bir fizibilite raporu hazırlandığını ancak herhangi bir çalışma yapılmadığını anlatan Ebedi ve Bıldır, her iki bölgede temizlik çalışmalarını yürütülebilmesi için 20 milyon Euro para blokesinin konulduğunu ancak bu sürecin de ilerleyemediğini kaydetti.
Elif ŞEN ÇATAL
Ülkenin, özellikle de yeşiliyle ünlü Lefke bölgesinin başına bela olan CMC maden atıkları 1974 yılında bu yana atıl bir şekilde kalmış durumda.
1974 Barış Harekatı’nın ardından bir gecede adayı terk eden Amerikan maden şirketi CMC geriye, Lefke bölgesini onlarca yıl zehirleyecek atıklarını bıraktı ve bir daha da ardına bakmadı. Bölgede yıllardır atıkların bulunduğu yerlerde ne bir ot bitiyor, ne de ağaç.
Atıkların denizle buluşmasının önüne geçilmiş olsa da CMC’den geriye kalanlar hem sağlık açısından tehdit ediyor, hem de bölge insanını huzursuz ediyor.
2003 yılı mart ayında Serbest Bölge Yönetim Kurulu tarafından açılan ihaleyi kazanmasıyla 49 yıllığına Portisbi Şirketi’ne kiralanan CMC bölgesinin rehabilite edilmesi gerekirken, aradan geçen 21 yılda bu gerçekleşmedi.
Merkezi hükümet, adı geçen şirketin bölgeden çekilmesi için hukuki süreci devreye koysa da süreç bir türlü ilerlemiyor.
Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği Başkanı Münevver Ebedi ve Lefke ve Çevre Tanıtma Derneği Yönetim Kurulu Aktif Üyesi Enver Bıldır, CMC’deki son durumla ilgili KIBRIS muhabirinin sorularını yanıtladı.
Kalıcı çözüm üretilemedi
Yıllarca çevreye verdiği zarar ve insan sağlığında oluşturduğu tahribatla gündeme gelen CMC maden atıkları için geçici çözümler üretilse de kalıcı bir çözüme henüz ulaşılamadı.
Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği Başkanı Münevver Ebedi ve Lefke ve Çevre Tanıtma Derneği Yönetim Kurulu Aktif Üyesi Enver Bıldır, CMC konusunun sadece KKTC’nin değil, Güney Kıbrıs’ın da sorunu olduğunu ifade ederek, ortak bir çalışma için atılan adımları anlattı.
20 milyon Euro para bloke edildi ama…
En son Avrupa Birliği tarafından bir fizibilite raporu hazırlandığını ancak herhangi bir çalışma yapılmadığını anlatan Ebedi ve Bıldır, her iki bölgede temizlik çalışmalarını yürütülebilmesi için 20 milyon Euro para blokesinin de konulduğunu ifade etti.
Avrupa Birliği’nin yürüttüğü çalışmaların sonrasında Turizm Bakanlığı bünyesinde, Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ), Turizm Bakanlığı’na bağlı Maden ve Jeoloji Dairesi Müdürlüğü, Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği ve Lefke Platformu’nun paydaş olduğu bir komitenin kurulduğunu anlatan Ebedi ve Bıldır, kurulan komitenin, CMC konusunda bütünlüklü bir çözüm üretebilmek için bir araya geldiğini ifade etti.
Hükümet ve STO’lar karşıt fikirde
Komitenin en son yedi ay önce toplandığını dile getiren Ebedi, Portisbi Şirketi’nin alandan çıkarılması için hukuki süreç başlatılması yönünde karar alındığını ancak süreçle ilgili atılan bir adım olmadığını kaydetti.
Merkezi hükümetin bölgedeki madenin alınıp sonrasında bir temizlik yapılması yönünde tutum sergilediğini anlatan Ebedi, bölgedeki sivil toplum örgütlerinin ise bu fikre karşı çıktığını dile getirdi.
Ebedi, “Böyle bir uygulama yeni bir madenciliğin önünü açar. Biz, Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği olarak buradaki alanların üzerinin örtülmesi, yerinde temizlik yapılması şeklinde bir duruş sergiliyoruz. Zaten Avrupa Birliği’nin de ayırmış olduğu bir fon var. O fon kullanılsın” dedi.
AB’nin CMC madeninin temizlenmesi için ayırdığı fonun kullanılamama nedenini siyasi nedenlere bağlayan Enver Bıldır, AB tarafından yürütülen çalışmalara göre CMC atıklarının yerinde rehabilite edilebilmesi için ihtiyaç duyulan rakamın 36 milyon dolar olduğunu kaydetti.
Projenin hayata geçmesi durumunda neler yapılacağı konusunda da bilgiler paylaşan Bıldır, “Atıkların üzeri örtülecek, yeraltı sularıyla teması kesilecek, üzeri tekrar topraklandırılacak ve mevcut bölge park haline getirilecek” şeklinde konuştu.
Bıldır, Avrupa Birliği’nin, projeleri hayata geçirmek için göstermiş olduğu ilginin bölgenin özel bir şirkete kiralanmasından dolayı reddedildiğini belirten Bıldır, bölgede hiçbir adım atılamadığını kaydetti.
“PortİSbi hiçbir adım atmadı”
PortİSbi şirketinin bölgede yapmış olduğu sözleşmeye rağmen hiçbir adım atmadığını, hükümetin de bu yüzden hukuki süreç başlatarak şirketin bölgeden çekilmesi için harekete geçtiğini ifade eden Ebedi, on yılı aşkın bir süredir Portisbi’nin bölgede varlığını sürdürdüğünü, toplamda 49 yıl kalmasının ise çok uzun bir süre olacağını değerlendirdi.
“3 farklı öneri sunuldu”
Ebedi, AB’nin CMC ile ilgili ortaya koyduğu raporla ilgili detayları da şöyle aktardı:
“Hazırlanan raporda 3 farklı öneri vardı. Bunlardan biri bizim de savunduğumuz maden bölgesinin üstünün temizlenerek bertaraf edilmesi, ikincisi, mevcut atık havuzlarında atık ayrıştırılıp içindeki minareller alınarak temizlik çalışmasının yapılması, bir de madenin içerisindeki kalıntının, havuzların içerisindeki kalıntının taşınarak başka bir yerde işlenmesi fikriydi.”
“CMC uluslararası bir sorun”
Önerilerin hangisinin hayata geçirileceği yönündeki kararın CMC şirketinin Amerikan menşeli olmasından dolayı KKTC hükümeti tarafından tek başına verilebilecek bir karar olmadığının altını çizen Ebedi, konunun uluslararası arenada tartışılıp sonuca ulaştırılabileceğini ifade etti.
Ebedi, şu anda şirketle ilgili bir muhatap ya da konuyla ilgili bir merciinin bulunmadığı detayını paylaşarak, sürecin ilerlemediğini anlattı.
Plajları tehdit eden bir durum yok”
Öte yandan CMC maden atıklarının denize dökülmesiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Ebedi ve Bıldır, bölgede akıntının batıdan doğu yönüne doğru olduğunu, CMC havuzlarının tam karşısından denize girilecek bir plaj olmadığını ve o bölgede denize girmenin yasak olduğunu söyledi.
Ebedi ve Bıldır, maden atıklarının insanların kullandığı plajlara ulaşarak insan sağlığını riske atacak bir boyutta olmadığına vurgu yaptı.
Yorumlar kapalı.