Toros: İki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm yegane gerçekçi çözüm modelidir



featured



CTP Girne Milletvekili Fikri Toros, sosyal medya hesabından Annan Planı referandumu’nun 20.yılı dolayısıyla sosyal medya paylaşımı yaptı.

Toros paylaşımında;

“Kıbrıs sorununun ilk ve tek kapsamlı çözüm planı olan ve dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın ismi ile bilinen “Annan Planı” Kasım 2002 ayında taraflara sunuldu ve Mart 2004 ayına kadar müzakere edilerek son haline getirildi. Plan, 24 Nisan 2004 tarihinde Kıbrıslı toplumlar nezdinde eş zamanlı referandum’a sunuldu.

Kıbrıs’ta ilgili tüm BM Güvenlik Konseyi kararlarına bağlı olarak, tek Federal Devlet, siyasi eşitlik temelinde paylaşılacak olan tek egemenlik, tek uluslararası kimlik ve tek temsiliyet içeren Federal Kıbrıs’a ve Avrupa Birliği üyeliğine, Kıbrıs Türk Toplumu’nun 65% oranında güçlü bir çoğunluğu onay verdi. Referandum sonucunu değerlendiren BM Genel Sekreteri Annan, Kıbrıs Türk Toplumu’nun Ada’da tek devlet yönünde ortaya koyduğu güçlü irade sonucunda, uygulanmakta olan izolasyonların herhangi bir meşru gerekçesi kalmadığını ifade etmişti.

Birleşmiş Milletler’in ortaya koyduğu kapsamlı çözüm planı, Kıbrıs Rum Toplumu tarafından kabul edilmediği için maalesef sorun çözümlenmedi. Plan her iki toplum tarafından kabul edilmiş olsaydı, “Birleşik Federal Kıbrıs” bugün 20’nci yaşına girmiş olacak, ve Avrupa Birliği hukuku Ada genelinde yürürlükte olacaktı.

 

“Kıbrıslı Türklerin bu haysiyetli iradesini bir kez daha saygıyla selamlıyorum”

Kıbrıs sorunu hala devam ediyor olsa da, Kıbrıs Türk Toplumu 65% gibi bir çoğunlukla Ada’nın federal çatı altında yeniden birleşmesi yönünde ortaya koyduğu iradeyle, barış isteyen taraf olarak sesini dünyaya duyurdu.

Kıbrıslı Türklerin 2004 referandumunda ortaya koyduğu federal çözüm iradesi, ortak yurdumuzda kalıcı barış, demokrasi ve federalizm ruhunun en anlamlı teyidi olarak bakidir. Annan Planı Referandumu’nun 20’nci Yılı’nda, Kıbrıslı Türklerin bu haysiyetli iradesini bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Annan Planı referandumu sonrasında, yıllardan sonra geçiş noktaları açıldı ve Ada genelinde dolaşım mümkün oldu. Bu sayede toplumlar yeniden buluştu, kaynaştı ve barış tesisi sürecinin en önemli gereksinimi olan toplumlar arası ilişkiler tesis edildi. Avrupa Birliği üyeliği sorunlu ve bölünmüş bir konumda gerçekleşmiş olmasına rağmen, Kıbrıslı Türkler de bireysel bazda AB vatandaşı oldu ve Birlik içerisinde bireysel haklarını elde etti.

 

“Kıbrıslı Türkler, bu kazanımların hiçbir şekilde kapsamlı çözümü ikame etmediğinin bilinci içerisindedir”

Kıbrıs’ın federal çatı altında yeniden birleşmesini kolaylaştırmak amacıyla Ada’nın kuzeyi ile güneyi arasında dolaşımı ve ticareti düzenleyen AB ‘Yeşil Hat Tüzüğü’ ile, Kıbrıs Türk Toplumunun sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlayan ‘Mali Yardım Tüzüğü’ yürürlüğe girdi. Binlerce öğrencimiz Avrupa’da eğitim almaya başladı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesinde ‘gözlemci üyelik’ statüsü elde edildi. İslam İşbirliği Teşkilatındaki temsiliyetimiz “Kıbrıs Türk Devleti” statüsüne getirildi. Ada genelinde yürürlüğe giren birçok Güven Artırıcı Önlem, günlük yaşam koşullarını iyileştirdi.

Kıbrıslı Türkler, bu kazanımların hiçbir şekilde kapsamlı çözümü ikame etmediğinin bilinci içerisindedir. Ayrıca, çözümsüzlüğün yarattığı sosyal ve ekonomik erozyonu da en etkili şekilde yaşayan taraf olarak, statükonun durağan olmadığını, sürdürülebilir olmadığını ve dolayısıyla çözümsüzlüğün bir “çözüm modeli” olmasını kabul edilebilir bulmadığını haykırmaktadır!

 

Türk tarafının güçlü iradesi ve yapıcı adımları

Annan Planı süreci sonrasında da BM himayelerinde yürütülen liderler arası diyalog ve müzakereler devam ederek, kapsamlı çözüm sürecinde ilk kez 2017 yılının ilk yarısında Garantör ülkelerin de katılımıyla Kıbrıs Konferansları gerçekleşti. Türk tarafının güçlü iradesi ve yapıcı adımlarının devamı sayesinde varılan son aşamada, BM Genel Sekreteri taraflar arası farklılıkları ve gerçekçi bir uzlaşı alanını işaret eden 6 maddelik 30 Haziran 2017 tarihli çerçeveyi taraflara sundu. Crans-Montana konferansı sonrasında, BM zemininde ayni kararlılıkla müzakerelere takvimli ve sonuç odaklı bir yöntemle devam etmek yerine, Güvenlik Konseyi kararları hilafına iki devletli “çözüm” anlamına gelen “egemen eşitlik” talebini müzakerelerin devam edebilmesi için ön koşul koyan siyasi zihniyet, Kıbrıslı Türklerin iradesini yok saydı ve süreci Annan Planı öncesi 90’lı yıllara geri götürdü.

 

“İki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm yegane gerçekci çözüm modelidir”

Ada’mızda kalıcı barış ve gerçek demokrasinin tecelli edebilmesi için, iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi
eşitliğe dayalı federal çözüm yegane gerçekci çözüm modelidir ve ivediliğini korumaktadır. Bunun tek alternatifi statükonun devam etmesi ve sonuçlarının yarattığı çığ etkisi altında Kıbrıslı Türklerin geleceğinin karanlığa hapsedilmesidir.” ifadelerine yer verdi.

1
mutlu
Mutlu
2
alk_
Alkış
1
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
Toros: İki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm yegane gerçekçi çözüm modelidir
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.