Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Cumhurbaşkanı Tatar ile BM Genel Sekreteri Temsilcisi Holguin görüşmesinden yeni bir durumun ortaya çıkmayacağını kaydetti.
Meclis Başkanı Töre “Ortada bir müzakere zemini yoktur. Rumların tutumları ve davranışları ortadadır. Rumlar, hâlâ Kıbrıs adasının genel sahibi olarak kendilerini görüyorlar ve Kıbrıs Türk halkını da misafir bir halk olarak görmeye devam ediyorlar.” dedi
Taha Can GÜRLEK
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, KIBRIS TV ekranlarında Eda Alisinanoğlu’nun sunduğu “Kıbrıs’ta Sabah” programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İngiltere’ye giden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Kişisel Danışmanı Maria Holguin ile görüşecek olmasını değerlendirdi, bu görüşmeden yeni bir durumun çıkmayacağını belirtti.
Töre, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın bu yıl 50’inci yıldönümünün kullanılacağına dikkat çekerek bunun önemini vurguladı.
1974 öncesinde yaşanan zor koşulları hatırlatan Töre, O dönemlerde Rum çetecilerin saldırıları sonucunda yüzlerce, binlerce kaybımız oldu ama yılmadık ve mutlaka Türkiye gelecek, Türk ulusu gelecek diye bekledik ve hep bu umutlarımız devam etti.” dedi.
50. yıl kutlamaları çerçevesinde denizde 50 çıkarma gemisinin yer alacağı, Türk Yıldızlarının gösterilerinin ve Mehteran takımının etkinliklerinin olacağı bilgisini veren Töre, ayrıca Yavuz Çıkarma Plajı’nda kutlamalar düzenleneceğini söyleyerek, resepsiyonlar ve çeşitli etkinliklerin de planlandığını belirtti.
Meclis ve Cumhurbaşkanlığı Ofisi Açılışı 15 Kasım’da
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Cumhuriyet Meclisi yerleşkesinin ve Cumhurbaşkanlığı çalışma ofisinin açılışının 15 Kasım olarak planlandığını açıkladı. Töre, inşaat çalışmalarının hızlı bir şekilde devam ettiğini ve yapıların %70-80 oranında tamamlandığını belirterek, “15 Kasım’a yetişip yetişmeyeceği konusunda da bir şey söylemem doğru olmaz şimdi. Bu yapıların inşası konusunda yüklenici firmanın da çok hızlı çalıştığını ifade edebilirim.”” sözlerini söyledi.
“Eski binaların ne olacağına hükümet karar verecek”
Yeni yerleşkelere geçişin ardından eski binaların ne olarak değerlendirileceği konusunda hükümetin karar vereceğini belirten Töre, şunları kaydetti;
“Yeni inşa edilen yerleşkelere geçişten sonra eski yerleşke binalarının ne olarak değerlendirileceğine hükümet karar verecek. Cumhuriyet Meclisi binası ne olur? Ne olabilir? Mesela bir hastane, okul, müze veya mevcut bakanlıklardan birisi oraya taşınabilir. Mesela Sağlık Bakanlığı oraya taşınabilir ya da mevcut yeri yetersiz olarak değerlendirilen herhangi bir bakanlık taşınabilir. Tabii ki bu konuda son sözü hükümet söyleyecektir. Şu anda net bir planlama henüz söz konusu değil ve henüz bu konuda bir şey konuşulmamıştır. Dolayısıyla bu konuda net bir şey söylemek için henüz çok erken ve bu konu Meclis Başkanlığının inisiyatifinde olan bir konu değil.”
“TBMM’den birçok siyasal parti temsilcisinin gelmesini bekliyoruz”
KKTC’ye gelecek heyetlerle ilgili henüz resmi bir bildirim yapılmadığını belirten Töre, Temmuz ayında adaya gelecek isimlerin netleşeceğini söyledi. Bu yılın, 20 Temmuz Mutlu Barış Harekâtı’nın 50. yılı olması sebebiyle daha anlamlı bir yıl olduğunu belirten Töre, “TBMM’den birçok siyasal parti temsilcisinin gelmesini bekliyoruz ama Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geleceği konusunda kendisi zaten geleceğini açıkladı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da geleceğini düşünüyorum, o da büyük bir ihtimalle katılacaktır. Dolayısıyla kendilerini bekliyoruz ve çok büyük bir katılım olacağını öngörüyoruz. KKTC’de bu milli bir bayramdır. Bu milli bayramımızı kutlamak için gerek anavatan Türkiye’den, gerekse de Azerbaycan ve diğer Türkî devletlerden katılım olabilir. Ama şu isim net katılabilir diyemem, çünkü bu konuyla ilgilenen kurum olarak Dışişleri Bakanlığımız daha doğrusunu bilir.” dedi.
50. yıla özel coşkulu kutlamalar planlanıyor
50. yıl kutlamaları çerçevesinde denizde 50 çıkarma gemisinin yer alacağı, Türk Yıldızlarının gösterilerinin ve Mehteran takımının etkinliklerinin olacağı bilgisini veren Töre, ayrıca Yavuz Çıkarma Plajı’nda kutlamalar düzenleneceğini söyledi. Resepsiyonlar gibi etkinliklerin de planlandığını belirtti.
“1974 öncesinde nasıl bir durumdaydık? Bunu her zaman hatırlatmamız lazım…”
1974 öncesinde yaşanan zor koşulları hatırlatan Töre, köylerden göç etmek zorunda kaldıklarını ve çadırlarda veya sağlıksız koşullarda yaşadıklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“1974 öncesinde nasıl bir durumdaydık? Bunu her zaman hatırlatmamız lazım. Hep göçebe hayatı yaşıyorduk. 103 tane köyümüz 1963’te göçmen gitti ve bizim köyümüz de göçmen giden köylerden birisiydi. O dönemlerde şehit olan aile üyelerimiz var ve hâlâ daha bulunamadılar. Göçmen gittiğimiz yerlerde neredeyse çadır bile bulamazdık; ahır gibi yerlerde kaldık veya üstü açık, yağmur yağdığı zaman içeri akan, sağlık koşulları olmayan yerlerde kalabildik. Neler yaşadık, ne sefalet, açık ve yokluklar gördük. Kızılay’dan yardım geldi mi diye bekleyerek yaşardık. Bir köyden bir köye ailelerimizi ziyarete gidemezdik. Aile üyelerimizi 7-8 sene görmeye bile gidemedik, ta ki 1968-1969 yıllarına kadar. EOKA terör örgütü mensupları o dönemlerde hiç rahat durmuyorlardı. O dönemlerde Rum çetecilerin saldırıları sonucunda yüzlerce, binlerce kaybımız oldu ama yılmadık ve mutlaka Türkiye gelecek, Türk ulusu gelecek diye bekledik ve hep bu umutlarımız devam etti.”
“KKTC’ye sahip çıkacağız”
KKTC’nin bağımsız bir devlet olduğunu ve bu bağımsızlığı kimsenin bahşetmediğini vurgulayan Töre, “KKTC milli ve bağımsız bir devlettir ve bize bu devleti hiç kimse bahşetmemiştir. Kuzey Kıbrıs topraklarını hiç kimse bahşetmemiştir. ‘Buyurun, ada ikiye bölünsün; Rumlar güneyde, Türkler kuzeyde olsun’ dememiştir. Buralara biz can vere vere, kan vere vere, direne direne sahip çıktık ve buralara geldik. Yoksa bugün Gazze’de yaşanan dram burada da yaşanırdı ve biz yok olurduk. Muratağa, Sandallar, Atlılar ve Taşkent’te yaşanan katliamlar, Kıbrıs Türk halkının tamamına uygulanacaktı ama Türkiye’nin kısmi müdahaleleri ve 20 Temmuz Mutlu Barış Harekâtı ile tam müdahalesi sonucunda ayakta kalabildik. Biz, buradaki mücahitlerin direnmesi ve Türkiye sayesinde buralara kadar gelebildik. Dolayısıyla iki devletli çözüme ve egemen eşitliğe dayalı çözüm şeklini istiyoruz ve bu son derece doğru bir politikadır. KKTC’ye sahip çıkacağız, devletimizi, cumhuriyetimizi, istiklalimizi korumaya devam edeceğiz.” ifadelerine yer verdi.
“Tatar ile Holguin görüşmesinde yeni bir durum ortaya çıkmayacaktır”
İki devletli çözüme ve egemen eşitliğe dayalı çözüm modelini desteklediklerini belirten Töre, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Holguin arasında yapılacak görüşmede yeni bir durum ortaya çıkmayacaktır çünkü bir müzakere zemini yoktur. Rumların tutumları ve davranışları ortadadır. Rumlar, hâlâ Kıbrıs adasının genel sahibi olarak kendilerini görüyorlar ve Kıbrıs Türk halkını da misafir bir halk olarak görmeye devam ediyorlar. Kısacası bizi azınlık olarak görüyorlar. Hatta en ılımlı Rum lider Yorgos Vasilu bile Kıbrıs Türklerini 400 yıllık misafirler olarak gördüğünü söylemişti. Bu benim aklımdan hiç çıkmadı, çıkmayacak da. Rum tarafının hedefi belli ve onlarda değişen bir zihniyet yoktur.”
“ABD, emperyalist düşünceler içerisinde bölgeyi dizayn etmeye çalışıyor”
Azerbaycan’ın KKTC ile dostluk grubu oluşturduğunu ve KKTC’yi tanıma konusunda önemli adımlar attığını belirten Töre, ABD’nin Rum tarafı ile yaptığı askeri işbirliği anlaşmalarının bölgedeki dengeleri bozabileceğini söyledi. Töre, Türk ordusunun varlığı süresince endişe edilmemesi gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle noktaladı;
“Azerbaycan çok ileri adımlar atıyor ve Azerbaycan Milli Meclisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile dostluk grubu oluşturdu ve yakın geçmişte bizi ziyarete geldiler. Yine, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in açıklamaları var: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim için çok önemli, tanınmasını istiyoruz” şeklinde. Yakında Şuşa’da TDT toplantısı yapılacak ve KKTC oraya giderek yerini alacak. Bugün ABD’nin Rum tarafı ile askeri iş birliği anlaşmaları yapması ve silah ambargosunu kaldırması bölgede karışıklık yaratabilir. İlerleyen zaman içerisinde ABD, emperyalist düşünceler içerisinde bölgeyi dizayn etmeye çalışıyor. ABD’nin Rum tarafı ile bu tarz dayanışmalar içerisine girmesi, Rum tarafını şımartabilir ve Rumlar bunu ileride bir çılgınlığa dönüştürebilir. Ancak Türk ordusu burada var olduğu sürece endişe edilmemelidir.”
Yorumlar kapalı.