
Grup, protesto sırasında ‘Tutuklu avukatlara özgürlük, Tahir Elçi için adalet’ yazılı pankart açtı. Daha sonra gruptan bir avukat Feyzioğlu’na seslenerek ‘Herkes sizi Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak biliyor ama sizin yaptığınız şey savaşı haykırmak, savaşa sevinmek ve twitter’dan yazmak. Bizim sizden istediğimiz şey tutuklu avukatlara sahip çıkmanız ve Tahir Elçi’nin dosyasına sahip çıkmanız. Genelkurmay Başkanlığı görevini bırakmanız ve görevinizin başınıza dönmenizdir. Bu sebeple sizi protesto ediyoruz.’ dedi.
Yaşanan olayın ardından Feyzioğlu’nu protesto eden avukatlar salondan ayrılırken, Feyzioğlu, ‘Protesto edenler, protesto edilenleri dinlemeyi de bilseler daha mutlu oluruz. Barışçı olması kaydıyla her düşüncenin açıklanmasının arkasındayız. Katılmak zorunda değiliz ama bir birimizi dinlemeliyiz. Hep söylerim; bir birimizi anlamaya çalışmakla işe başlayalım. Bu yolda gayret sarf etmeliyiz” dedi.
Feyzioğlu konuşmasının devamında İzmir’de başka, Edirne’de başka,Batman’da başka konuşmadığını belirterek ‘Aynı fikirde olmayabilirsiniz, ben Atatürkçü’yüm Anladığım, tanımladığım şekilde cumhuriyetçiyim, demokratım. Bir birimizin fikir özgürlüğüne saygı göstermeliyiz. Her konuda anlaşmadığımız ama anlaşmama hakkımızı peşinen kabul edip, bir birimizle diyalog kurmamaya hakkımız olmadığını da bilerek, bir birimizi kucakladığımız sevgili dostum Tahir Elçi’yi rahmetle anıyorum. Tahir Elçi’yi anlamak ve onun mirasını sahiplenmek kavgayla olmaz. Tahir, bir köprü insanıydı ve köprü insanı olduğu için katledildi. Köprü insanları her zaman ateş altındadır. Bugün bizim Tahir Elçi gibi köprü insanlarına ihtiyacımız var. Mekanı cennet, makamı ali olsun.’ ifadesinde bulundu.
‘Türkiye’nin büyük sorunları var’
Ülkede 79 milyonu bir arada tutmanın tek yolunun adaleti sağlamak olduğunu da ifade eden Feyzioğlu konuşmasının devamında şu sözleri aktardı:
‘Türkiye’nin büyük sorunları var. Türkiye’nin fay hatları kırıldı, kırılacak. Türkiye’yi bir arada tutmanın, çimento gibi yapıştırmanın bizim bildiğimiz tek yolu 79 milyonu adalet paydasında buluşturmaktır. 79 milyonu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla güven duyulur hale getirirsek, vatandaşlıkla gurur duyulacak hale getiririz. Bu da kucaklaşmak demektir. Ne zaman ki, adalet çökmüş, çökmeye yüz tutmuş, o zaman Türkiye Cumhuriyeti bir bela sorunuyla karşı karşıya gelmiştir. El birliğiyle adaleti bağımsız, şeffaf ve hesap verebilir hazır hale getirmeliyiz. Toplum çok boyutludur, çok renkli olmalıdır. Kendisine üstün sıfat yapıştıranların, merkeze insanı koymaları gerekmektedir.’
Yorumlar kapalı.