
Emine DAVUT YİTMEN
Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde Cenevre’de 12 Ocak’ta yapılacak Kıbrıs konferansının oluşumu ile ilgili kompozisyon konusunda iki taraf farklı yaklaşım benimsiyor.
Kıbrıs Türk tarafı, konferansın, garantör ülkeleri kapsadığını söylerken, Rum tarafı, garantör ülkeler dışında, BM Güvenlik Konseyi daimi üye ülkelerinin de katılımı için yoğun çalışmalar yapıyor.
1 Aralık’ta liderler arasında varılan uzlaşıya göre, 12 Ocak’ta yer alacak Kıbrıs konferansına garantör ülkelerin katılacağı belirtilirken, “diğer ilgili tarafların gerekmesi haline davet edileceği” yönündeki ifadeler taraflarca farklı yorumlanıyor.
Kıbrıs Türk tarafı ihtiyaç duyulması halinde ilgili tarafın AB olabileceğini belirtiyor
Kıbrıs Türk tarafı, konferansa, adadaki iki taraf dışında, sadece üç garantör ülkenin (Türkiye, Yunanistan, İngiltere) katılımının net olduğuna işaret ederken, diğer ilgili tarafların AB olabileceğini, ancak katılımcı sıfatla konferansta bulunmayacağını vurguluyor.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı geçtiğimiz gün liderler toplantısından dönüşte, konuyla ilgili olarak, AB’nin adada devam eden müzakerelerde de bulunduğunu belirtmiş, “Nasıl oluyor bu? AB Komisyonu temsilcisi bir hukukçu var. Eğer ihtiyaç varsa, ondan yararlanmamıza, biz liderlere soruluyor, bizim de onayımızla davet ediliyor. Bizimle aynı masanın etrafında oturmuyor. İhtiyaç olması halinde geliyor, sorulan soruları yanıtlayıp, bizi aydınlatıyor ve ayrılıyor” demişti.
Rum tarafı, BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerini istiyor
Rum tarafı ise BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin Kıbrıs konferansına katılımı konusunda her fırsatta açıklama yapıyor.
Fransa, Çin ve Rusya’nın konferansta bulunması gerektiği görüşünü benimseyen Rum tarafı, bu ısrarını, ortaya çıkması muhtemel bir anlaşmanın Güvenlik Konseyi tarafından güçlü bir onay gerekliliğine bağlıyor. Güney Kıbrıs bu ülkelerle olan ikili ve yakın işbirliklerini de gözeterek katılım konusunda talepkâr davranıyor.
Rusya, konferansta yer almak istediğini resmi olarak Kıbrıs büyükelçisi vasıtasıyla önceden duyurmuştu. Fransa ve Çin de Kıbrıs müzakerelerine destek veriyor. Fransa’nın Kıbrıs’a yönelik ilgisi, bir taraftan doğalgazdan, diğer taraftan da Baf’ta ki askeri havaalanını Suriye’ye yönelik operasyonlarında kullanmasından kaynaklanıyor.
Çin ise özellikle son dönemlerde sadece Güney Kıbrıs değil, bölgede de tarihi İpek Yolu’nu canlandırarak, ticari işbirliklerini geliştirmeye çalışıyor. Bu bağlamda Çinli üst düzey yetkililer, geçtiğimiz yıl Güney Kıbrıs’ta ikili işbirlikleri konusunda temaslarda bulunmuşlardı.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin katılımı
Rum tarafı, konferansa katılım tartışmasına bir yenisini daha ekleyerek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilgili taraf olarak Cenevre’deki 12 Ocak konferansına katılacağını ve görüşmede, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ilgilendiren uluslararası sözleşmelerdeki değişiklerin ele alınacağını açıklamıştı.
Rum tarafı, gerekli olduğunda konferansın hedefleri doğrultusunda başka ilgili tarafların da davet edileceğini, dolayısıyla konferansta, diğer hedeflerin arasında Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ilgilendiren uluslararası anlaşmalardaki değişikliklerin de konuşulacağını ve bu noktadan hareketle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilgili taraf olarak bu konferansa katılacağı görüşüne sahip.
AB konferansta gözlemci statüsünde yer alacak
BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ise konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamalarda, bu prosedüre girmediklerini, AB’nin garantörlerle aynı şey olmadığını, 1960 antlaşmalarına imza atmadığını, başka bir rol oynadığını söylemişti.
Eide, AB’nin 2004’te Bürgenstock’a da katıldığını anımsatarak, “Bürgenstock’u tipi dışında başka hiçbir niteliğiyle kopya etmiyoruz. Anlaşılan o ki Bürgenstock’taki gibi Kıbrıslılar olacak, garantörler olacak, AB gözlemci olarak olacak” demişti.
Eide, prosedürden ne çıkarsa, gerek onay, gerekse BM’nin yeni misyonuyla ilgili emir için Güvenlik Konseyi’ne sunulacağını ifade ederek, “Güvenlik Konseyi’nin oynayacak bir rolü var ancak bunun konferansta olması şart değil” diye konuşmuştu.
1Aralık 2016 tarihli açıklama
“İki lider, müzakerelerdeki mevcut durumu değerlendirdiler ve bundan sonra izlenecek yol üzerinde görüş alışverişinde bulundular.
Liderler, müzakerelerine bir an önce devam etme kararı aldılar ve müzakerecilerini, açıkta kalan tüm konuları birbiriyle ilintili bir şekilde ele alarak, daha fazla ilerleme kaydedebilme amacıyla görüşmeleri yönünde talimatlandırdılar.
Gerek duyuldukça, liderler de bir araya gelecekler. Bunun yanında, adada en kısa zamanda kapsamlı bir çözüme ulaşılması yönündeki ortak iradeleri doğrultusunda liderler, 9 Ocak 2017 tarihinde Cenevre’de bir araya gelmeyi kararlaştırdılar.
11 Ocak 2017 tarihinde liderler, kendi taraflarının haritalarını sunacaklar. 12 Ocak’tan itibaren, garantör ülkelerin de katılımıyla, bir “Kıbrıs Konferansı” düzenlenecek. Diğer ilgili taraflar, gerekmesi halinde davet edilecek.”
Yorumlar kapalı.