Uyuşturucu kullanımı kontrolden çıktı. Son bir haftada ortaya çıkan örnekler ‘nereye gidiyoruz’ sorusunu akıllara getirdi. Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, konunun önemine dikkat çekti.
“Mücadele tedaviden ibaret değil”… Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, uyuşturucunun sadece Sağlık Bakanlığı’nı ilgilendiren bir sorun olmadığına vurgu yaparak, “Uyuşturucu ile mücadelede bütün bakanlıkların bir arada yer aldığı bir birim kurulması ve bir politika belirlenmesi gerekiyor.” dedi. Çakıcı, uyuşturucu ile mücadelenin sadece tedaviden ibaret olmadığını kaydetti.
“Eğitim programı olmalı”… “Çok boyutlu bir mücadeleye ihtiyaç var.” diyen Çakıcı, “İlkokul çağından başlamak üzere sigara ve alkol eğitimi ile başlayarak bir eğitim programı olmalı. Bu ailelerin eğitimini de içermeli. Yeni çıkan uyuşturucuların tespiti yapılmalı. Polisiye ve narkotik olaylarla ilgili ihtiyaçların belirlenmesi ve takibi gereklidir.” dedi.
“Uyuşturucu kullanımı patlıyor”… Prof. Dr. Çakıcı, “Uyuşturucu kullanımı giderek patlıyor. Çok çeşitli vakalar ile karşı karşıyayız.” ifadelerini kullanarak, Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi’nde 20 oda olduğunu ve şu anda yüzde 80-90’ı aşan doluluk oranları ile karşı karşıya kaldıklarını açıkladı. Çakıcı hastaneye her hafta 8-10 gencin başvurduğunu belirtti.
“Adli psikiyatri eksikliği”… Çakıcı, uyuşturucuyla mücadelede dikkat çekilmesi gereken bir başka noktanın ise; bağımlılık tedavisi gören çocukların yatabileceği bir servisin ve adli bir psikiyatri servisinin olmaması olduğuna vurgu yaparak, “Suç işleyen ve mahkemeler tarafından gönderilen adli psikiyatri hastaları nerede tedavi olacak?” diye sordu.
Cemre CEMALİ
Son günlerde ülkede art arda meydana gelen olaylar uyuşturucu kullanımının bağımlı kişilere olduğu kadar çevresindeki kişiler üzerinde yarattığı tehlikeleri de gözler önüne serdi.
Öyle ki Serhatköy’de 31 yaşındaki bir genç geçtiğimiz hafta sonu rahatsızlandığı gerekçesiyle eve çağırdığı ambulansı kaçırmıştı. Annesi yaptığı bir paylaşımda oğlunun çok sevilen bir çocuk olduğunu söyleyerek, uyuşturucuya bulaşmasının ardından hayatının olumsuz yönde etkilendiğine dikkat çekmişti.
Öte yandan 1 Ağustos’ta Güzelyurt’ta polis baskını sırasında tasarrufunda bulundurduğu maddeyi içerek rahatsızlanan 41 yaşındaki Nezif Özhançer de hayatını kaybetmişti.
Mahkeme koridorları da uyuşturucu suçlarıyla dolup taşıyor. Gerek içici, gerekse satıcıların meşgul ettiği mahkemelerde aile dramları da yaşanıyor.
KIBRIS’a konuşan Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, şu anda yüzde 80-90’ı aşan doluluk oranları ile karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek “Son zamanlarda alkol ve uyuşturucu gibi ayaktan tedaviler ve yatılı tedaviler için çok ciddi başvuru var. Yaz ayında azalmasını beklerken aksine geçen yıl yaz ayına kıyasla çok daha fazla artış oldu. Her hafta 8-10 genç başvuruyor.” dedi.
“Bir birim kurulmalı, politika belirlenmeli”
Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, uyuşturucu ile ilgili devletin muhakkak net bir politikası olması gerektiğini söyleyerek uyuşturucunun sadece Sağlık Bakanlığı’nı ilgilendiren bir sorun olmadığına vurgu yaptı.
Çakıcı, uyuşturucu ile mücadelede bütün bakanlıkların bir arada yer aldığı bir birim kurulması ve bir politika belirlenmesinin önemine dikkat çekerek “Devletin genel bir uyuşturucu politikası belirlemesi lazım. Çünkü uyuşturucu ile mücadele yalnızca tedaviden ibaret değildir.” dedi.
Eğitimin çok önemli olduğuna vurgu yapan Çakıcı, çok boyutlu bir mücadeleye ihtiyaç olduğunu şu sözlerle açıkladı:
“İlkokul çağından başlamak üzere sigara alkol eğitimi ile başlayarak bir eğitim programı olmalı. Ailelerin eğitimi de olmalı. Yeni çıkan uyuşturucuların tespiti yapılmalı. Polisiye ve narkotik olaylarla ilgili ihtiyaçların belirlenmesi ve takibi gereklidir.”
“Rehabilitasyon programı bir tek Pembe Köşk’te var”
Çakıcı, uyuşturucuyla mücadelenin en önemli noktalardan birinin tedavi olduğunu anımsatarak kısa tedavilerin Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde, kısa ve uzun süreli tedavilerin de Pembe Köşk’te yapılabildiğini belirtti.
Pembe Köşk’te devletin desteği ile uyuşturucu tedavi ve rehabilitasyonunun yapılabildiğini söyleyen Çakıcı, rehabilitasyonun programının şu an bir tek burada yapılabildiğine dikkat çekti.
Çakıcı, ülkemizde uyuşturucu ve alkol kullanımınım çok yaygın olduğunu açıklayarak uyuşturucu kullanımının kişilerde akıl hastalıkları veya kişilik bozukluklarına da neden olabildiğinin altını çizdi.
Bazı durumlarda kişilerin hapları kendi kendilerini tedavi etmek için de içebildiğine işaret eden Çakıcı, “Tedavilerde kullanılan yeşil reçeteye tabi yasal ilaçlar olduğu gibi yasa dışı olan ilaçlar da var. Uyuşturucu çok çeşitli olabiliyor yeni çıkan maddeler olabiliyor. Ciddi bir şekilde takip edilmesi elzemdir.” dedi.
“Uyuşturucu kullanımı patlıyor”
Çakıcı, son dönemlerde ülkemizde yaygın bir şekilde metanfetamin kullanımı olduğunun altını çizerek “Uyuşturucu kullanımı giderek patlıyor. Çok ciddi bir hasta talebi oluyor. İnsanlar yardım almak için başvurabiliyor, çok çeşitli vakalar ile karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.
Kontrol dışı vakaların da olabildiğini söyleyen Çakıcı, “bu kişilerde ruh sinir bozukluğu başlayarak hem kendisini kaybediyor hem çevresine ailesine saldırabiliyor. Ailenin kontrolünden çıkabiliyor bazı bağımlılar para almak için ailesini tehdit edebiliyor.” dedi.
Pembe Köşk’te gönüllü olarak tedaviye gelerek bağımlılıktan kurtulmak isteyen kişiler olduğunu kaydeden Çakıcı, şöyle devam etti:
“Bazıları kontrollü bazıları da kapalı servis gerektiren hastalar olabiliyor. Kişi yalnızca bağımlıysa ve akıl hastası değilse zorunlu yatışı yapılamaz. Bağımlılık yanında akıl hastalığı varsa, tehlikeli olmaya başlayarak çevresine zarar vermeye başlıyorsa uzman bir psikiyatrisin de görüşü alınarak bu hastaların kapalı servise alınması gerekiyor. Pembe Köşk’te kapalı servisimiz yok bunun için kapalı servis uygun görülen hastalar Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk ediliyor.”
“Her hafta 8-10 genç başvurabiliyor”
Çakıcı, Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesinde 20 oda olduğunu ve şu anda yüzde 80-90’ı aşan doluluk oranları ile karşı karşıya kaldıklarını açıklayarak şöyle devam etti:
“Son zamanlarda alkol ve uyuşturucu gibi ayaktan tedaviler ve yatılı tedaviler için çok ciddi başvuru var. Yaz ayında azalmasını beklerken aksine geçen yıl yaz ayına kıyasla çok daha fazla artış oldu. Bu yaz dolulukla gittik. Her hafta 8-10 genç başvuruyor. Bazıları için ayaktan tedavi bazıları yatılı tedavi gerekiyor. Yatılı tedavi için her hafta en az 2-4 hastayı Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırmak için kurula sevk ediyoruz.”
Çakıcı, bir gün içinde çok yoğun ve farklı tedavi programlarının uygulandığını kaydederek “Uzun tedaviler Pembe Köşk’te veriliyor ve 21 günden 81 güne kadar yatış oluyor. Hasta erken ayrılmak isteyebiliyor ancak biz 3 aya yakın tedaviyi tamamlamalarını istiyoruz ki kurtulabilsinler. Erken ayrılma da tekrar geri dönüş olabiliyor. 3 ay kalanlarda yüzde 80’e kadar kurtuluş oranı varken; 21 günde çıkanlarda kurtuluş oranı yüzde 10-15 düzeylerinde seyrediyor.” dedi.
Tedavinin yalnızca vücudu temizleyince bitmediğine dikkat çeken Çakıcı, psikolojik ve koruyucu tedavilerin, koruyucu ilaçların alınmasının önemli olduğunu aksi takdirde madde kullanımına tekrar dönme olasılığının ortaya çıktığını açıkladı.
Çakıcı, verilen tedaviler ile ilgili “Beyin yıkama operasyonu yapıyoruz. Hastayı bastırarak tedavide tutmaya ve uzun süreli tedavilerle kişiyi kara tünelin içinden çıkarmaya çalışıyoruz.” diyerek esas sıkıntının çıktıktan sonra ayaktan takiplerde yaşandığını ifade etti.
“Ayaktan tedavide iş birliği şart”
Geçtiğimiz yılın ekim ayında Sağlık Bakanlığı ile Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi arasında imzalanan protokol kapsamında ayaktan tedavi uygulamasının olduğunu ancak bunun bir türlü yürürlüğe koyulamadığını ve uygulanamadığını söyleyen Çakıcı, bunun bakanlık tarafından bir düzene koyulması gerektiğine vurgu yaptı.
Çakıcı, hastalar çıktıktan sonraki veri takibi ve ayaktan tedavi konusunda Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ile birlikte Pembe Köşk’ün de devrede olması gerektiğini ifade ederek “Çünkü orada büyük bir iş yükü var. Dolayısıyla çok uzun görüşmeler yapılamıyor. 6 Ekim’de imzaladığımız protokolde ayaktan tedavilerin Pembe Köşk tarafından da gerçekleştirilebileceği yer aldı ancak uygulamaya koyulamadı.” dedi.
Tedavilerde, ayaktan tedavileri güçlendirmenin önemine dikkat çeken Çakıcı, “Kapalı servis olanaklarının da ülkemizde artırılması lazım. Pembe Köşk’ün de buna girmesi lazım. Dışarıda kapalı olması gereken hastalar var bakanlık bizden bunu talep ederse biz de bunu düşünürüz.” dedi.
“Çocuk servisi yok”
Çakıcı, uyuşturucuyla mücadelede dikkat çekilmesi gereken bir başka noktanın ise; bağımlılık tedavisi gören çocukların yatabileceği bir servisin ve adli bir psikiyatri servisinin olmaması olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Tedavi görmesi gereken sadece yetişkin hastalar yok, çocuk ve gençler de var. Ancak çocuk psikiyatri servisi yok devlette. Adli psikiyatri servisimiz de yok. Suç işleyen ve mahkemeler tarafından gönderilen adli psikiyatri hastaları nerede tedavi olacak? Yalnızca uyuşturucu tedavi servislerinden bahsediyoruz ama bunlarla ilgili de ciddi eksiklikler vardır.”
Yorumlar kapalı.