Organ bağışıyla hayat kurtarın



featured




Kalp ve Damar Cerrahı Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu,  3-9 Kasım Organ Nakli Farkındalık Haftası’nda KIBRIS’a konuşarak, organ bağışının önemine dikkat çekti.

İki çeşit organ bağışı var… Kalp ve Damar Cerrahı Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, canlıdan canlıya en sık yapılan nakillerde ilk sırada böbrek, ikinci sırada da karaciğer nakillerinin geldiğini ifade ederek,  kalp, akciğer, kornea, ince bağırsak, uterus, kol-bacak gibi uzuv nakillerinin ise yalnızca kadavradan yapılabileceğini kaydetti

Nakil listesi artıyor… Dr. Balcıoğlu, organ nakilleri ve organ bağışları konusunda duyarlı bir topluma sahip olmamıza rağmen, kadavradan bağış yapan kişi sayısının oldukça az olduğunu ifade ederek, bu nedenle bekleme listelerindeki hasta sayısının her geçen gün arttığına vurgu yaptı

Cemre CEMALİ

3-9 Kasım, Organ ve Doku Bağışı Farkındalık Haftası… 2014 yılında Hücre Doku ve Organ Nakli Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte 2015 yılından beri ülkemizde böbrek ve kalp nakilleri yapılabiliyor.

Ülkemizde bugüne kadar 33’ü beyin ölümü gerçekleşen, 32’si ise canlı vericiden olmak üzere 66 hastaya böbrek nakli yapılırken;  4 hastaya da kalp nakli yapıldı.

Bağışlanan diğer organlar da Ulusal Koordinasyon Merkezi (UKM) aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti’ndeki hastalara umut oldu.

Organ bağışçısı olmak isteyen 18 yaşını doldurmuş, akli dengesi yerinde olan her birey, ‘organ ve doku bağış formunu’ doldurarak, bu formda hangi organlarını bağışlamak istediğini beyan edebiliyor.

KIBRIS’a konuşan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, organ bağışı ile sönmekte olan hayatları yeniden yeşertmenin mümkün olduğuna dikkat çekerek, “Her organ bağışı bir hayattır ve izin verin, izin kalsın” vurgusu yaptı.

“İki çeşit organ bağışı var”

Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, 3-9 Kasım tarihlerinin organ bağışı farkındalık haftası olduğunu söyleyerek, her zaman olduğu gibi bu özel haftada da organ bağışının öneminin, faydalarının ve topluma kazandırdığı iyilik hallerinin ön plana çıktığına dikkat çekti.

Ülkemizde ve Türkiye’de 18 yaşını doldurmuş, akli dengesi yerinde olan her bireyin, hür iradesiyle organ bağışçısı olabildiği kaydeden Balcıoğlu, bunun için bağışçı olmak isteyen her bireyin Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen merkezlere başvurup organ bağış formunu doldurarak ‘organ bağışçısı kartı’ alabildiğine vurgu yaptı.

Balcıoğlu, organ bağışçısı olmaya karar veren kişilerin başvuru sırasında doldurduğu formda nakile uygun olan tüm organlarını bağışlayabileceği gibi, sadece bağışlamak istediği organları da tek tek seçebildiğinin altını çizdi ve bağış formunda yer alan kişisel bilgilerin başka bir mecrada kesinlikle kullanılmadığını belirtti.

Organ nakillerinin iki şekilde yapılabildiğini ifade eden Balcıoğlu, canlıdan canlıya yapılan organ nakilleri ve hem tıbben, hem de hukuken beyin ölümü gerçekleşen, yani kadavradan yapılan nakiller olarak iki çeşit organ bağışı ve akabinde organ nakil operasyonları yapıldığını söyledi.

Balcıoğlu, gönüllü olarak organ bağışçısı olan kişilerin, canlıdan canlıya yapılacak olan organ nakillerine de destek verebildiğine dikkat çekerek, bu kapsamda en çok böbrek ve karaciğer nakillerinin yapıldığını kaydetti.

“Böbrek ve karaciğer, canlıdan canlıya oluyor”

Canlıdan canlıya gerçekleştirilen organ nakillerinde hem alıcının, hem de vericinin sağlık durumunun profesyonel ekipler tarafından değerlendirildikten sonra nakil işleminin gerçekleştirildiğini belirten Balcıoğlu,

“Eşlerin birbirlerine böbreğini verdiği sık sık rastlanan bir durum.. Karaciğer de kendini yenileyebilen bir organ olduğu için karaciğer nakli de tıpkı böbrek naklinde olduğu gibi sadece kadavradan değil, canlıdan canlıya da yapılan organ nakilleri arasında da yer alıyor. Bu kapsamda canlıdan canlıya en sık yapılan nakillerde ilk sırada böbrek nakilleri, ikinci sırada da karaciğer nakilleri geliyor” dedi.

Balcıoğlu, vericilerin bu ameliyatlardan sonra da hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebildiğine işaret ederek, “Hem kendi hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam ediyorlar, hem de diyaliz ihtiyacı doğmuş olan yakınlarının, ya da hiç tanımadıkları hastaların hayatına dokunarak onları makinelerden kurtarmış olmanın mutluluğunu yaşamış oluyorlar. İzin verin, izin kalsın..” vurgusu yaptı.

“Birçok organ kadavradan nakil yapılıyor”

Bazı organ nakillerinin de canlı vericiden olamayacağı için sadece kadavradan yapılabildiğinin bilgisini paylaşan Balcıoğlu, bu bağlamda; kalp, akciğer, kornea, ince bağırsak, uterus, kol-bacak gibi uzuvların naklinin yalnızca kadavradan yapılabileceğini açıkladı.

Balcıoğlu, organ nakilleri ve organ bağışları konusunda duyarlı bir topluma sahip olmamıza rağmen kadavradan bağış yapan kişi sayısının oldukça az olduğunu ifade ederek, bu nedenle bekleme listelerindeki hasta sayısının her geçen gün arttığına işaret etti.

Bu noktada duyarlılığı arttırmak gerektiğinin altını çizen Dr. Balcıoğlu, şöyle devam etti:

“Canlıdan canlıya olan nakiller belki de çok az düşünülerek karar verilirken, beyin ölümü gerçekleşmiş olan bir birey için organ bağışlama safhasına gelindiğinde bu kadar rahat olunmadığını gözlemledim. Beyin ölümü gerçekleşen bireylerden yapılacak olan organ nakli söz konusu olduğunda, insanlar “vücut bütünlüğü” ve “saygı” gibi değerler üzerinden yaklaşabiliyorlar. Gözlemlediğim kadarıyla toplumda ‘acaba cenazemiz bize nasıl dönecek?’, ‘vücut bütünlüğü korunabilecek mi?’ , ‘biz aldığımızda ürperecek miyiz?’ ‘bu operasyonlarda kişinin vücuduna saygılı davranılacak mı?’ gibi çekinceler var..”

Balcıoğlu, organ nakli yapan cerrahların, sağlıklı bir bireyi ameliyat ederken gösterdikleri özen ve saygıyı, organ bağışı yapılan kişilerde de aynı şekilde gösterdiğinin altını çizerek, “Beyin ölümü gerçekleştirilen kişilerin vücut bütünlüğü asla bozulmaz. Vücut bütünlüğüne saygı duyularak ameliyatlar gerçekleştiriliyor” şeklinde konuştu.

“Organ bağışçısı kartı, aileye vasiyettir”

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, organ bağışının yasal ve etik süreçlerine dair de bilgilendirmelerde bulunarak, organ bağışçısı kartı taşıyan bir kişinin organlarının bağışlanması sürecinde ailesinden de onay alındığını belirtti.

Balcıoğlu, “Bir kişi organ bağışçısı kartını taşıyor olsa da, beyin ölümü gerçekleştiğinde ve kadavra durumuna gelindiğinde birinci derece yakınlarından onay alınır.  ‘Ben hayattayken organlarımı bağışladığımı sizlere bildiriyorum’ gibi bir vasiyettir bu. Ailenin de buna saygı göstermesi beklenir” diyerek, organ bağışçısı formu ve organ bağışçısı kartının aileye bir vasiyet olduğuna dikkat çekti.

Beyin ölümü gerçekleşen her birey için organ bağışı sürecinin nasıl işlediğine de değinen Dr. Balcıoğlu, o birey hayattayken ‘ben organlarımı asla bağışlamak istemiyorum’ noktasına bir vasiyette bulunmuyorsa, ulusal koordinasyon ekibinin her beyin ölümü vakasını bir organ bağışçısı olarak değerlendirdiğini açıkladı.

Balcıoğlu, bu gibi durumlarda ailelerin onayı alındıktan sonra hangi organların bağışlanacağı, hangi hastaların alıcı olacağı gibi kararların uzman ekipler tarafından belirlendiğini söyleyerek, organ bağışının önemini şu sözlerle açıkladı:

“Her organ için bekleme listeleri vardır ve bu liste, hastaların yaşı, mevcut sağlık durumu, aciliyet gibi kriterlere göre sürekli güncelleniyor. Küçük bir ülke olduğumuz için tek bir listemiz var. Nakil bekleme  listesinde yer alan hastaları sürekli takip ederek listeyi güncelliyoruz çünkü bazı hastalar bekleme listelerindeyken ne yazık ki hayatını kaybediyor. Kadavradan organ bağışı yapmanın önemi de işte bu noktada ön plana çıkıyor”.

“Yaklaşık 150 hasta nakil bekliyor”

Balcıoğlu, son olarak elde ettiği verilere göre ülkemizde tüm organlar için yaklaşık 150 hastanın organ nakli beklediğini, 980 ile bin arasında da gönüllü bağışçı olduğunu ifade ederek, “Bağışçı sayımız kötü bir sayı değil ama arttırılabilir.. Biz toplum olarak bu dayanışmaya çok açık bir milletiz. Bir kişi hayatının kaybederken 8 kişiye can verebiliyor, organ bağışının böyle bir manevi tarafı da var.. Bağış yapmak hayat kurtarır. Organ bağışı yapalım ve hayat kurtaralım” şeklinde konuştu.

Uzmanlık alanı Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı olan Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, kalp hastalarının hangi durumlarda nakile ihtiyaç duyduğuna da değinerek, “kalbin kasılma gücü yüzde 20’nin altına düştüğü durumlarda o hasta ileri düzeyde kalp hastası demektir.. Bütün tedavilerin uygulanmasına rağmen hasta fayda görmüyorsa hastaları nakil sırasına alıyoruz” dedi.

Kalp nakli için önemli kriterler

Balcıoğlu, kalp nakli için kişinin yaşı, boyu ve kan grubunun en önemli kriterler olduğunu belirterek, “Nakil merkezlerinin de doldurduğu formlar var..Bu formları doldurup Sağlık Bakanlığı’na iletiyoruz ve bu hastalar kalp nakli bekleme listesine giriyor.. Kadavradan organ bağışı gerçekleştirileceğinde, o listede aciliyet durumuna ve en uygun hastaya göre en uygun alıcı seçilerek nakil operasyonları gerçekleştiriliyor” vurgusu yaptı.

Kalbin sadece kadavradan yapılabilecek bir nakil olduğunu anımsatan Balcıoğlu, hastaların bunu bildiği için umutsuzluk, hayata küskünlük yaşadığını anlattı:

“Bekleme listelerindeki hastalarımızı zaman zaman psikiyatrist  görüşmelerine yönlendiriyoruz ve onlarla birlikte yol almaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok karmaşık bir ruh hali.. Elimizdeki çok güçlü ilaçlar var, kalp destekleyici cihazlar var ancak ileri kalp yetmezliğinin altın standart tedavisi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalp naklidir..”

Fotoğraflar/Onur ÇAVDAR

0
mutlu
Mutlu
0
alk_
Alkış
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
Organ bağışıyla hayat kurtarın
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.