

Emekli Müzakereci Ergün Olgun, ABD ile Güney Kıbrıs arasında imzalanan stratejik diyalog anlaşmasını KIBRIS’a değerlendirdi.
“Uzlaşıdan uzaklaştıran adımlar”… Ergün Olgun, Güney Kıbrıs ile ABD arasında imzalanan “Stratejik Diyalog Kurulması Anlaşmasının” Kıbrıs’taki iki taraf arasındaki dengeyi bozucu bir anlaşma olduğunu söyleyerek Amerika Birleşik Devletleri’nin bu hareketinin iki tarafı uzlaşıdan daha da uzaklaştıracak bir sonuç doğurduğuna vurgu yaptı.
“Yeni politikanın doğruluğunu gösteriyor”… Olgun, bu adımların Kıbrıs Türk tarafının ısrarla vurgulamaya çalıştığı, Kıbrıs’ta iki devlete dayalı bir çözüm şeklini doğruladığını kaydederek, “Kıbrıs Türk tarafı hiçe sayılıyor. Bu yapılan; iki tarafın tamamen birbirinden ayrılması sonucunu doğuracak bir hareket olur diye düşünüyorum.” ifadelerine yer verdi.
Cemre CEMALİ
Güney Kıbrıs ile Amerika Birleşik Devletleri arasında “Stratejik Diyalog Kurulması Anlaşması” imzalanmasının yankıları sürüyor. ABD’yle kurulan yeni stratejik ilişkinin ekonomi, enerji güvenlik, araştırma, teknoloji, sanal güvenlik, kriz yönetimi ve terörizmle mücadele alanlarını kapsadığı açıklandı.
Rum basını, anlaşmanın askeri alandaki işbirliğine dikkat çeken yayınlar yaptı. Bu çerçevede “Mari’de” (Tatlısu) ortaklaşa bir helikopter pisti inşası yapıldığını, söz konusu pistte ABD yapımı “Chinook” tipi helikopterlerin konuşlandırılacağını yazdı.
Cumhurbaşkanlığı Emekli Müsteşarı ve Emekli Müzakerecisi Ergün Olgun, Güney Kıbrıs ile ABD arasında imzalanan “Stratejik Diyalog Kurulması Anlaşmasını” ve bu anlaşmanın Kıbrıs sorununa olası etkilerini KIBRIS’a değerlendirdi.
“Denge bozucu bir anlaşma”
Emekli Müzakereci Ergün Olgun, ABD ile Güney Kıbrıs arasında imzalanan stratejik diyalog anlaşmasının
Kıbrıs’taki iki taraf arasındaki dengeyi bozucu bir anlaşma olduğunu ifade ederek “Geçmişte silah ambargosunun kaldırılması ile ilgili olarak yapılan anlaşmaların bir nevi devamıdır. O anlaşmalar Kıbrıs’ta Kıbrıs Rum tarafını sanki ‘adanın tek meşru yetkilisi’ gibi kabul edip, Kıbrıslı Türklerin özden gelen haklarını tamamen göz ardı eden bir yaklaşımdır.” dedi.
Olgun, bunu; Rum tarafının hegemonik yaklaşımlarını teşvik edici sonuç doğuran bir yaklaşım olarak da nitelendirerek Amerika Birleşik Devletleri’nin iki taraf arasında bir uzlaşı sağlamak için gayret içerisinde olduğunu ve uzlaşının sağlanması için destek vermeye hazır olduğunu söylemesine karşın yapmış olduğu bu hareketin iki tarafı uzlaşıdan daha da uzaklaştıracak bir sonuç doğurduğunu açıkladı.
Tek bir tarafın eşitlik ilkesini bozduğunu daha çok güçlendirecek bir sonuç doğurduğunun altını çizen Olgun, bu nedenle de bu anlaşmanın Kıbrıs’ta uzlaşı sürecine hiçbir şekilde katkısı olmayacak bir yaklaşım olduğuna vurgu yaptı.
“İki devlete dayalı çözümü doğruluyor”
Olgun, bunun Kıbrıs Türk tarafının ısrarla vurgulamaya çalıştığı, Kıbrıs’ta iki devlete dayalı bir çözüm şeklini doğruladığını kaydederek “Rum tarafı istediğini yapmaya devam etsin ama bu Kıbrıs Türk tarafını hiçe sayarak yapılabilecek bir şey olamaz. Bu yapılan hareket; iki tarafın tamamen birbirinden ayrılması sonucunu doğuracak bir hareket olur diye düşünüyorum. Yani Kıbrıs Türk tarafının izlediği politikanın daha gerçekçi daha ayağı yere basan, daha realist bir yaklaşım olduğu sonucunu doğuran bir neticedir bu. Ki zaten öyleydi bu yeni bir şey değil.” ifadelerini kullandı.
Ergün Olgun sözlerine şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkünün söylediği gibi; ‘herkesin kendi yoluna gideceği bir sonuç kaçınılmaz olacak’ politikasını, Amerika Birleşik Devletleri’nin bu hareketi ile daha da ayakları yere basan bir politika olarak ortaya çıkarmış oluyor. Yani Rum tarafı ile bir şey olmasının mümkün olmayacağının kanıtı oluyor. Dolayısıyla izlenen politikanın ne kadar doğru olduğu da ortadır.”
“Eşitliği inkâr ediyorlar”
Olgun, Amerika’nın yaptı bu hareketin bu neticeyi daha da pekiştirecek bir sonuç doğuracağına işaret ederek bunun nedenin şöyle açıkladı:
“Tek yanlı düşünüldüğünde ve egosantrik bir yaklaşım olduğunda sonuç budur. Sadece kendi perspektifi ile hareket edildiğinde diğer tarafın da kendini koruma, savunma hakkı çıkıyor. Kıbrıs Türk tarafı da bunu yapıyor. Kendi haklarını korumak için şu anda onlarla bir uzlaşıya vararak bir anlaşma elde etmek mümkün değil. Çünkü, onlar kendilerini tek hak sahibi görüyorlar, eşitliği inkâr ediyorlar. Dolayısıyla biz kendimizi korumak için eşitliğimizi koruyabileceğimiz şartları yaratmak mecburiyetindeyiz.. İzlenen politikanın ne kadar isabetli olduğunu, bunun sonucunda Amerika’nın yaptığı bu hareketin de bu neticeyi daha da pekiştirecek bir sonuç doğuracağını söyleyebilirim.”
Yorumlar kapalı.