KIBRIS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Tümerkan, New York’ta yarın akşam gerçekleşecek olan üçlü yemeği değerlendirdi.
“Tatar’ın tutumu net”… Tümerkan, köşe yazısında “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın New York’a giderken tutumu çok net. Bu tutuma göre, müzakerelerin Crans-Montana’da kaldığı yerden başlaması mümkün değil. Kıbrıs Türk tarafının federal çözüm müzakerelerine onay vermesi kesinlikle söz konusu olamaz. Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeden ve tecrit kalkmadan müzakereler başlayamaz.” ifadelerini kullandı.
“4+1 önerisini tekrarlayacak”…Tümerkan, yazısında “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’taki yemekte Kıbrıs konusunda federal çözüm dışında ne yapılabileceğini konuşmak için 4+1 formatında anavatanların katılımı ile yapılmasını gündeme getirdiği gayriresmi görüşme önerisini de tekrarlayacak. Tatar, federal çözüm arayışlarının tükendiğinin altını çizerken de eşitlik-iki devlet temelinde her türlü iş birliğine hazır oldukları mesajını verecek.” şeklinde görüş belirtti.
İşte Mete Tümerkan’ın yazısı:
“Kıbrıs konusunda gözler 15 Ekim’de New York’ta BM Genel Sekreteri Guterres’in daveti ile gerçekleştirilecek gayrı resmi 3’lü yemeğe çevrildi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu görüşmeye katılmak üzere New York’a gitmek üzere adadan bu sabah ayrılacak.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın New York’a giderken tutumu çok net.
Bu tutuma göre:
1- Müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden başlaması mümkün değil.
2- Kıbrıs Türk tarafının federal çözüm müzakerelerine onay vermesi kesinlikle söz konusu olamaz.
3- Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeden ve tecrit kalkmadan müzakereler başlayamaz.
Ersin Tatar, New York’taki yemekte bunları bir kez daha seslendirecek.
Kıbrıs konusunda yeni bir sayfanın açılması gerektiğinin altını çizecek.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir süre önce New York’ta BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında federasyon sürecinin gerçekliğini yitirdiğini vurgulamıştı.
Kısacası Türk tarafı Kıbrıs konusunda neyi kabul etmeyip, ne istediğini açıkça ortaya koymuş durumda.
Ve ortaya konulan bu tutumla ilgili bir kararlılık söz konusu.
Her ne kadar Rum Lider Nikos Hristodulidis New York’ta yapılacak gayrıresmi üçlü görüşmeye farklı anlamlar yüklemeye çalışsa da bu bir anlam ifade etmiyor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’taki yemekte Kıbrıs konusunda federal çözüm dışında ne yapılabileceğini konuşmak için 4+1 formatında anavatanların katılımı ile yapılmasını gündeme getirdiği gayriresmi görüşme önerisini de tekrarlayacak.
Tatar, federal çözüm arayışlarının tükendiğinin altını çizerken de eşitlik- iki devlet temelinde her türlü iş birliğine hazır oldukları mesajını verecek.
Doğru değerlendirilmesi halinde aslında 3’lü görüşme Kıbrıs konusunda yeni bir sayfa açmak için fırsat olabilir.
Yeni sayfa derken murat edilen eskiden tüketilen yöntem ve arayışlardan farklı gerçek anlamda yeni bir sayfadır.
Guterres, büyük bir olasılıkla bu görüşmede bir süre önce misyonu sonlanan kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın hazırladığı raporu taraflara sunabilir.
Bu raporda Holguin’in Kıbrıs konusunda müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için ortak bir zemin olmadığını ifade ettiği tahmin ediliyor.
Ortak zeminin olmadığı koşullarda müzakerelerin yeniden başlaması zaten olası değildir.
Bu nedenle de New York’taki yemekten bir sonuç çıkması ya da bu yemekte taraflara bir belge ya da belge olmayan belge sunulması beklenmiyor.
Bu görüşmede BM Genel Sekreteri Guterres, Holguin’in raporuna da bakarak yeni bir şeyler söyler ve yeni bir sayfa açılması için fırsat yaratırsa fark yaratmış olur.
Yemek de o zaman anlam kazanır.
Ama bunun dışında eski anlayışlar devam eder ve eskide ısrar edilirse havanda su dövülmüş olur.
Hoş bir yemek yenir o kadar.
Kıbrıs konusunda yeni bir şeylerin söylenip, yeni bir şeylerin denenmesi gerektiği bir döneme girildi.
Bunu da en iyi BM Genel Sekreteri Antonio Guterres biliyor.
Artık yapılması gereken tarafların iş birliği yapmayı deneyecekleri yeni yöntemleri geliştirerek onları eşit koşullarda iş birliği için cesaretlendirmektir.
Bu hem taraflar arasında güveni tesis edecek hem de birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlayacaktır.
Bekleyip görelim.”
Yorumlar kapalı.