
Ali CANSU
KKTC’ye yurtdışından getirilen güzellik ürünleri için milyonlar ödeniyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de genç kızlar ve kadınlar kadar erkekler de güzellik ve bakımlarına büyük önem veriyor. Parfümden ruja, göz makyajından manikür pediküre, pudradan kreme kadar daha birçok kozmetik ürünü genç kızların, kadınların ve bakımına düşkün erkeklerin gözdesi.
Ticaret Dairesi’nden elde edilen resmi istatistiklere göre, ithal edilen güzellik ürünlerine yalnızca son dört yılda 58 milyon 599 bin 182 Amerikan Doları (1 milyar 728 milyon 675 bin 86 TL) aktı.
Ticaret Dairesi’nden elde edilen bilgilere göre, yurtdışından ithal edilen güzellik ürünleri yoğun olarak Türkiye, Çin, İtalya, Almanya, Polonya, Hollanda, İngiltere, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, İspanya, Avusturya ve İtalya’dan geliyor.
Hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen uzmanlar, “İnsanlar AIDS’ten korkuyor. Aslında Hepatit-B de çok tehlikeli. Çalışanlar aşılı olmalı ve bu tip yerlerde sterilizatör mutlaka bulundurulmalıdır” diyor.
En fazla 2013’te
En fazla güzellik ürünü 2013 yılında ithal edildi. 2013’te 15 milyon 844 bin 12 Amerikan Doları harcadığımız güzellik malzemelerine, 2014 yılında 14 milyon 997 bin 635 Amerikan Doları ödedik.
Güzellik malzemelerine 2012’de 13 milyon 885 bin 884 Amerikan Doları, 2015’te ise 13 milyon 871 bin 691 Amerikan Doları harcadık.
Gelecek yıllarda ise güzellik için harcanan paraların katlanarak artması bekleniyor.
Güzellik ürünü aldığımız ülkeler
İstatistiklere göre İngiltere, Türkiye, İtalya, Hollanda, Avusturya, İsveç, Çin, Ürdün, Malta, Belçika, Romanya, Yunanistan, İsrail, İran, İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İspanya, Polonya, Almanya, İrlanda, İtalya, İngiltere ve Almanya’dan birçok kozmetik ürünü ithal ediyoruz.
2012-2015 yıllarında yurtdışından ülkemize giren parfüm, ruj, kolonya, göz makyajı, manikür-pedikür, kremler, şampuanlar, saç boyaları, diş macunları, traş kremleri, deodorantlar, saç losyonları ve diğer kozmetik ürünlerine toplam 58 milyon 599 bin 182 Amerikan Doları para aktı.
En fazla kozmetik ürününe harcadık
2012 ile 2015 yılları arasında yurt dışından güzellik ürünlerinde en fazla kozmetik ürünü ithal ettik.
21 milyon 708 bin 339 Amerikan Dolarlık ithal ettiğimiz kozmetik ürünlerini 10 milyon 863 bin 377 Amerikan Doları ile şampuanlar izliyor. Şampuanları, 6 milyon 258 bin 420 Amerikan dolarlık parfümler, ardından 6 milyon 186 bin 098 Amerikan Doları ile saç boyaları takip ediyor.
Aynı dönemde 4 milyon 493 bin 369 Amerikan Dolarlık deodorant, 4 milyon 207 bin 70 dolarlık saç
losyonu, 2 milyon 695 bin 566 dolarlık krem, 594 bin 150 dolarlık manikür-pedikür, 520 bin 424 dolarlık kolonya, 466 bin 598 dolarlık saç spreyi ve 287 bin 444 dolarlık ruj ithal ettik.
“Hijyen kurallarına dikkat edilmeli”
KIBRIS’a konuşan Lefkoşa’daki bazı güzellik merkezi uzmanları, güzellik ürünlerini kullanırken hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiğinin altı çizdi.
İnsanların AIDS’ten korktuğunu, ancak Hepatit B’nin de çok tehlikeli olduğunu belirten uzmanlar, güzellik merkezlerinde çalışanların aşılı olması gerektiğini ve bu tip yerlerde sterilizatörün mutlaka bulundurulmasının şart olduğunu kaydettiler.
Türkiye’de ve ülkemizde 8-3 aylık hızlandırılmış kurslar yapıldığını anlatan uzmanlar, “Bu kursları bitiren kişinin, altı aylık iç eğitimden geçmesi gerekiyor. Kişi, usta – çırak ilişkisiyle belli evrelerde çalışmalı. Kullanılan kozmetik ürünlerinin, kendi tanıtım ve öğretim seminerleri vardır. Bu tip seminerler mutlaka izlenmeli” dedi.
Uzmanlar, 25 yaşından itibaren aktif cilt bakımına başlanılması gerektiğini anlatarak, yaz aylarında vücut bakımı, kış aylarında ise cilt bakımının ön plana çıktığını ve 40 yaşlarında, ayda bir defa cilt bakımı yaptırmanın avantajının yıllar sonrası anlaşılacağını belirttiler.
Güzellik merkezlerine hiç gelemeyen bir kişinin evde yaptığı bakımın iyi olması halinde, yılda dört defa güzellik merkezinde derinlemesine temizlik yaptırmasının yeterli olduğuna değinen uzmanlar, erkeklerin de cilt bakımı ve epilasyona yoğun ilgi gösterdiğini ancak, salonlara şu anda sadece bayanlar geldiği için erkekleri alamadıklarını, belki ilerideki dönemlerde alabileceklerini belirttiler.
Kozmetik ürünlerin öteki yüzü
Uzmanlar, günümüz insanının hayatına belki de gereğinden fazla giren kozmetiklerin bazı yan tesirlerini hatırlamanın yararlı olacağını belirterek, şu bilgileri verdi:
“Deodorantlar, parfümler, nemlendiriciler, rujlar, pudralar, maskaralar, rimeller, şampuanlar, tıraş losyonları, saç boyaları, kremler, kapatıcılar, kırışıklık gidericiler ve isteğe göre çok değişik markalardaki kozmetik ürünler, güzelleşmek ve kendini daha iyi hissetmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunun, temel ihtiyaç maddeleriyle kıyaslandığında çok yüksek bir maddi karşılığı vardır.
ABD Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırma, kozmetiklerde, 800’den fazla zararlı kimyevi madde bulunduğunu ortaya çıkardı. Kozmetiklerde kullanılan 2 bin 983 kimyevi madde üzerinde yapılan araştırma sonucunda, bunların 884’ünün toksik (zehirli) olduğu belirlendi. Bu maddelerden 774’ünün yüksek derecede zehirlenmelere, 146’sının tümörlere, 218’inin üreme bozukluğuna, 314’ünün mutasyona ve 376’sının deri ve göz rahatsızlıklarına sebep olduğu açıklandı. Bu arada, kozmetik ürünlerin mesane ve lösemi kanseri gibi hastalıklara yol açabileceği, saç boyası kullanan kadınların bu hastalıklara yakalanma risklerinin, kullanmayanlara oranla yüzde 70 daha fazla olduğu kaydedildi. Öte yandan, parfümlerin içinde bulunan kimyevi maddelerin, sinir sistemi bozukluğu, nefes düzensizliği ve alerjik reaksiyonlara yol açabildiği tespit edildi.”
“Her kadın 2 kilo kozmetik ürünü kullanıyor”
“Her kadının yılda ortalama 2 kilo kozmetik ürün kullandığı Amerika’da, Kongre’nin yaptırdığı araştırmaya göre, kozmetiklerin 800’den fazla zehirli madde ihtiva ettiğinin, ayrıca kanser, alerjik reaksiyon ve doğum kusurlarına sebep olduğunun ortaya kondu.
Kozmetiklerin kullanıldığı vücut bölgelerinde sebep oldukları enfeksiyonlar da unutulmamalıdır.
Kozmetiklerin sağlığa zararlı olmasına -kasten olmasa da- göz yumulduğu, biraz da izin verildiği söylenebilir. Çünkü, kozmetiklerin üzerinde sağlık açısından hem üretici hem de tüketiciler tarafından yiyecekler ve ilaçlar kadar çok durulmuyor.”