
İskoçya’nın kuzeyinde özel bir adayı tasarlayan Kıbrıslı Türk iç mimar Mürüde Katipoğlu:
“Hayatta iradeli olun, hiçbir şeye bunu yapamayacağım diye bakmayın, başarmak için çalışın, başarısız olacaksınız diye korkmayın, sonuç odaklı, pragmatik olun ve sonuç elde etmek için yılmadan çalışın. İç mimarlıkta yaratıcı olmak kadar insan ilişkileri ve iletişim becerisi de çok önemlidir. İç mimarlıkta psikoloji bilmek, empati yapabilmek ve müşteri ilişkilerinde dengeli olabilmek başarı için şarttır.”
Pınar SAVUN
Londra- Londra’da Kıbrıslı ünlü iç mimar Mürüde Katipoğlu ile Hyde Park’ta hem yürüyüp hem de sohbet ettik. Londra’da sıklıkla rastlanmayan güneşli bir havada Hyde Park’ta baharın gelişi ile birlikte canlanmaya başlayan doğada Katipoğlu, tüm samimiyetiyle sorularımı yanıtladı. “ Murudé ”isimli kendine ait bir iç mimarlık bürosu olan Katipoğlu, çok yüksek bütçeli ve çok özel birçok işe imza atmış bir iç mimar.
Hobisini işine çevirdiği için çok mutlu ve işinde de çok başarılı Katipoğlu, İngiltere’de yaptığı başarılı işlere rağmen doğup büyüdüğü Kıbrıs’a büyük özlem duyuyor. En çok da ailesini ve adadaki sosyal ilişkilerini özleyen Mürüde’nin yapmaktan çok keyif aldığı şeyler arasında seyahat etmek, yeni yerlere gitmek ve farklı mutfaklardan lezzetler tatmak var. Bu arada Katipoğlu, sırdaşı olarak nitelediği ve çok iyi bir dinleyici olduğunu söylediği Walter isimli köpeğini yanından hiç ayırmıyor.
Gelin, İngiltere’de kurduğu iç mimarlık ofisinde yaptığı işlerle her Kıbrıs Türkünü gururlandıracak başarılara imza atan Katipoğlu ile yaptığımız bu güzel sohbeti birlikte okuyalım.
Pınar Savun: Mürüde Katipoğlu kimdir?
Mürüde Katipoğlu: 36 yaşında, Kıbrıs’ta doğup büyüyen, şu anda Londra’da yaşayan, burada kendi işini kurmuş bir iç mimardır. Kıbrıs’tan 17 yaşında ayrıldım, 18 yıldır İngiltere’de yaşıyorum.
Pınar Savun: Meslek seçimine ne etken oldu, iç mimar olmaya nasıl karar verdin?
Mürüde Katipoğlu: İç mimar yolculuğum doğal bir şekilde oldu. Yaratıcı bir kişiliğim vardı. Küçük yaşlarımda anneannem ile çok zaman geçiriyordum. Anneannem terziydi. Onun kumaşlardan yaptıkları, yaratıcılığı beni etkiliyordu. Ben de çocukken evleri ve evlerin içini çizerdim. Ne görsem çizerdim. Sınıfta derslerde bile ilgimi çekmeyen bir şey olduğunda sürekli çizim yapardım. Bir de bende her şeyi imgeleme yeteneği vardı, meslek seçimimde bu da önemli bir etken oldu.
Pınar Savun: Sana göre iç mimarlığın tanımı nedir?
Mürüde Katipoğlu: İç mimarlık ben seçtiğimde Kıbrıs’ta çok bilinen bir meslek değildi. Bu mesleği daha deneyimli hocalardan öğrenebilmek için üniversite eğitimim için tercihimi Londra’dan yana yaptım. İç mimarlık çok önemlidir. İnsanın yaşadığı mekanlar kişiye göre özel tasarlanmalıdır. Yaşadığımız yerler psikolojimizi biz farketmesek de doğrudan etkiliyor. Bu nedenle iç mimarlık insanların yaşamını ve yaşam kalitesini şekillendiren önemli bir meslektir.
Pınar Savun: Nasıl bir etkisi vardır?
Mürüde Katipoğlu: Mesela ışıklandırma. Kötü ışıkta olduğunuz zaman size bir baş ağrısı gelebilir. O ortamda olmak istemezsiniz. Mesela bir restorantta ışıklandırma kötü ise bu yemeğin görüntüsünü bile etkiler. Ortamlar insanların yaşayış şekline göre özel tasarlanmalıdır.
Pınar Savun: Mesleki kariyerinde senin için önem taşıyan işlerden ve projelerden söz eder misin?
Mürüde Katipoğlu: İlk başlarda daha çok bar ve restoran tasarlardım. O süreç benim için bir öğrenme süreci oldu. O dönemde yaptığım projelerden biri “Restaurant Bar Design Awards”da birincilik ödülü aldı. Bunu hiç unutamam. Kendi şirketimi kurdum kuralı çok önemli projeler yürütüyoruz. Bunlardan en güzeli İskoçya’da özel bir adayı tasarlamak oldu. Bu proje üç buçuk yıl süren bir restorasyon projesiydi. Orada bütün yönleri ile planlamadan başlamak üzere kültürel mirasın korunması dahil tüm tasarımı biz yaptık. Büyük bir ekiple çalıştık. Tarihi derinliği olan bir adaydı. Günümüzün lüks ve modern elementlerini bu adaya tarihi dokuyu bozmayacak şekilde tasarlayarak yansıttık. Bu benim için küçük bir şirket olarak büyük bir ekiple çalıştığım çok büyük bir projeydi.Bu projeyle gelecekte bu adanın tarihini yeniden yazmış olduk. Bu ada İskoçya’nın kuzeyinde özel bir adadır. Projenin uygulama aşamasında gidiş gelişlerimiz çok kolay olmuyordu. Londra’dan uçakla İskoçya’ya gider, oradan iki buçuk saatlik bir araba yolculuğunun ardından balıkçı tekneleri ile çalkantılı sularda adaya ulaşırdık. Proje boyunca bu şekilde üç buçuk yıl içerisinde 50 kez adaya gidip geldim. Bu proje benim için çok özel bir projeydi.
“Her projede ruhum kalıyor”
Pınar Savun: Yaptığınız her projede bir şekilde enerjiniz ve ruhunuz kalmış oluyor değil mi?
Mürüde Katipoğlu: Evet, aynen öyle oluyor. Çok değişik yerlere gidip farklı insanları, farklı kültürleri tanıma imkanı buluyorum. Bir de bu kültürlere uygun şekilde tasarımlar yapmak bana büyük bir keyif veriyor.
Pınar Savun: Sizi en çok heyecanlandıran proje hangisiydi?
Mürüde Katipoğlu: Hampshire tarafında yaptığımı bir projeydi. Bu projede müşterim 900 hektar alan içerisinde bir özel mülkü satın alıp içindeki bütün binaları yeniledi. Biz burada müşteriye ait olan en büyük evi yaptık. Brexit ve Covid zamanına denk gelen bir projeydi. Çok zor zamanlardı. Ona rağmen projeyi çok başarılı bir şekilde tamamladığımız için bu beni en çok heyecanlandıran proje oldu.
Pınar Savun: Londra’da yaşamaya ve kendi ofisini açmaya nasıl karar verdin?
Mürüde Katipoğlu: Üniversitenin üçüncü yılında portfolyoları hazırladığım bir dönemde hocam bana burada kalmayı düşünüp düşünmediğimi sordu. Ekonominin çok kötü olduğu günlerdi. O koşullarda ben İngiltere’de iş bulabileceğimi düşünmemiştim ama hocamın öyle konuşması beni kalma yönünde etkiledi. Son senemde iş bakmaya başladım. İki şirkette çalıştıktan sonra burada yaptığım işleri Kıbrıs’ta yapamayacağımın farkındalığı ile altı yılın sonunda kendi şirketimi kurmaya karar verdim.
Pınar Savun: Ofisinin ismi nedir ve bu ismin hikayesi var mıdır?
Mürüde Katipoğlu: Ofisim ilk önce “Design Stories” olarak kuruldu. Bunun nedeni ‘stories’ kelimesinin değişik anlamlar yansıtması ve yaptığım işle bağlantılı bir kelime olması nedeniyle benim için özel bir önemi olmasıydı. Son zamanlarda bu isim çok kullanıldığı için şirketimin adını kendi adımla değiştirmeye karar verdim. Şirketimin adı artık “Murudé ”hem benim hem de benim için çok büyük bir önemi olan, yaratıcılığımda etkisi bulunan anneannemin adı olması benim bu ismi seçmemde etken oldu.
Pınar Savun: İşinin zorlukları ve güzellikleri nelerdir?
Mürüde Katipoğlu: İşimin güzelliği yaratıcı bir iş olmasıdır. Bir fikirle inanılmaz şeyler yaratırsınız. En sevdiğim yanı, proje bitince müşteri ile projeyi yaptığımız yere gittiğimizde onların memnun yüz ifadelerini ve duygularını görmektir. Memnun yüz ifadeleri benim bütün yorgunluğumu alır, beni çok mutlu eder. Bir başka güzelliği de farklı insanlarla çalışmaktır. Bir proje hazırlandığında bunu farklı insanlarla çalışarak uygularsınız. Bu bana farklı enerjiler ve deneyimlerle bilgiler kazandırır. Büyük bütçeli projeler aldığım için de İngiltere’deki en iyilerle çalışma imkanı buluyorum. Bu da benim için çok büyük bir zenginliktir. Çok insanla çalışmanın olumsuz tarafları da var. Bu da insanları yönetmekte bazen zorlanmanıza neden olabilir.
Pınar Savun: Bu işi yaparken insan psikolojisini bilmenin ya da anlamanın önemi nedir?
Mürüde Katipoğlu: Müşterilerle çalışırken onların psikolojisini bilmek ve anlamak çok önemlidir. Özellikle çift ya da ortak müşterilerle iş yaparken orta yolu bulmak zorundasınız. Bunun için de psikoloji bilmek öne çıkar.
“Birçok kişinin göreceği projelerden ayrı keyif alırım”
Pınar Savun: İç mimarlık eğitimlerinde psikoloji dersleri var mıdır?
Mürüde Katipoğlu: Enteresandır ama yoktur. Genelde iç mimarlıkta eğitim hep yaratıcılık üzerinedir. Ama iç mimarlık yaparken insan ilişkileri çok fazla öne çıkar. Bu nedenle bu işi yapanların insan psikolojisinden anlaması gerekiyor. Hem müşterilerinizle ilişkilerde hem de çalıştıklarınızla ilişkilerde psikoloji bilmek, empati yapabilmek şarttır.
Pınar Savun: Sana göre yetenek ve bilgi birikiminden bağımsız olarak bir iç mimarda olması gereken özellikler nelerdir?
Mürüde Katipoğlu: İnsan ilişkileri, iletişim, problem çözme ve empati yapabilme yeteneği çok iyi olmalıdır. Bizim işimizde iç mimarların pozitif bir anlayış içerisinde meselelere yaklaşması lazımdır. Bir de büyük resmi görmek zorundasınız. Küçük detaylarda kaybolmamalı, bütünsel düşünebilmelisiniz.
Pınar Savun: Projeye başlarken müşterilerine hangi soruları sorarsın?
Mürüde Katipoğlu: Projeye ilk başladığımda projenin onlar için önemini sorarım. Onları tanımaya, anlamaya ve beklentilerini öğrenmeye çalışırım. Bunlar için de bizim geliştirdiğimiz sorularımız var. Bunları gözden geçirerek işe başlarız.
Pınar Savun: En çok nasıl tasarımlar yapmaktan keyif alırsın?
Mürüde Katipoğlu: Birçok insanın kullanımında olacak, birçok kişinin göreceği otel, restoran, bar ve kafe gibi projelerden ayrı bir keyif alırım. Görsel olarak en sevdiğim projeler doğal malzemelerin kullanıldığı ve özel tasarımlarını bizim yaptığımız projelerdir. Mobilyaları da biz tasarlıyoruz.
Pınar Savun: Tasarımlarında Kıbrıs kültürünü yansıtan geleneksel motif, sembol ya da figürler kullanır mısın?
Mürüde Katipoğlu: Motiflerden çok bizim kültürümüzden gelen antikayı kullanırım. Antikalar bizim kültürümüzde nesilden nesile aktarılır ve manevi değeri büyüktür. Onların bir hikayesi ve ruhu vardır. Bu nedenle antikaların benim için önemli bir yeri var.
Pınar Savun: Mesleğinde sana çok ne ilham verir?
Mürüde Katipoğlu: Seyahat etmek, değişik ülkelere gitmek, kısacası gezip görmek.
“Modayı hiçbir zaman takip etmeyiz”
Pınar Savun: İç mimarlıkta modayı takip etmek mi özgün olmak mı daha kıymetli?
Mürüde Katipoğlu: Biz modayı hiçbir zaman takip etmeyiz çünkü insanların yaşamları modaya göre değişmez. Bir de ben her yarattığım yerin zamansız ve kalıcı olmasını isterim. Moda gelip geçici bir şeydir ama yaşadığımız yerler kalıcıdır.
Pınar Savun: Kıyafet modası ile iç mimarlıktaki trendler paralellik gösterir mi?
Mürüde Katipoğlu: Gösterir. Bir renk moda olduğu zaman insanlar onu hayatlarının her alanına yansıtmak isterler.
Pınar Savun: Hep hayalini kurduğun ve bu hayalini gerçekleştirdiğin için kendinle gurur duyduğun bir şey söyler misin?
Mürüde Katipoğlu: Londra’da şirketimi kurmak diyebilirim.
Pınar Savun: Ailenden aldığın ve ‘iyi ki’ dediğin özellikler nelerdir?
Mürüde Katipoğlu: Annem Şaziye Katipoğlu’ndan aldığım insanlara sabırla ve açık görüşlü bir anlayışla yaklaşma özelliğidir. Onun işine olan bağlılığı ve sürekli kendini geliştirmesi benim kişiliğime de yansıdı. Babam Ali Katipoğlu’ndan aldığım özellik ise insanlara beklentisiz bir şekilde yaklaşmak ve pozitif olmaktır. Bir de anneannemin yaratıcı yönünü aldığımı söyleyebilirim. Bu özellikler benim işime ve hayatıma çok olumlu bir şekilde yansımaktadır.
Pınar Savun: Kendinde sevdiğin üç şeyi söyler misin?
Mürüde Katipoğlu: İradeliyim, hiçbir şeye bunu yapamayacağım diye başlamam yaparım diye başlarım, bir şeyden korkuyor ya da ondan kaçıyorsam kendimi zorlayıp bunun üzerine giderim.
“Kıbrıs’ın güneşini özlüyorum”
Pınar Savun: Neye daha çok zaman ayırmak isterdin?
Mürüde Katipoğlu: Kendime ve aileme.
Pınar Savun: Kendi iyi olma halini nasıl desteklersin?
Mürüde Katipoğlu: Uzun yıllardır her sabah meditasyon yaparım.
Pınar Savun: Hayatta hangi alanlarda şanslı olduğunu düşünüyorsun?
Mürüde Katipoğlu: En büyük şansım beni her zaman destekleyen ailemdir.
Pınar Savun: Kıbrıs’a dair en çok neyi özlersin?
Mürüde Katipoğlu: Güneşini, havasını ve molehiyayı. Sosyal bağlantıları da özlüyorum.
Pınar Savun: İç mimarlık okuyan ve bu mesleğe yeni atılan gençlere nasıl bir tavsiye vermek istersin?
Mürüde Katipoğlu: En başta deneyim elde etmek için bir şirkette çalışmalarını ve etraflarını iyi gözlemlerini tavsiye ederim. Üniversite size bazı şeyler verir ama esas yaşamında işi öğrenirsiniz. Emeğinizi acımayın, bir sünger gibi her gördüğünüzü çekin, açık görüşlü olun, yılmayın, yapamayacağınız, başaramayacağınız bir şey yoktur.
Yorumlar kapalı.