2025’in ilk 3 ayında polisin geçit vermediği 2 kaçak et operasyonunda 1 ton 233 kilogram et tespit edildi. Her geçen gün artan kaçak et haberleri vatandaşı tedirgin ederken, piyasadaki kaçak et oranı ise endişe veriyor.
Pahalılık kaçakçılığı tetikliyor… 9 Ocak’ta Gayretköy’de bir araçta 520 kilo, 9 Mart’ta Demirhan’da 713 kilo kırmızı et ele geçirildi. Sürekli artan et kaçakçılığı vatandaşı sağlık açısından tedirgin ediyor. “Yediğimiz ete güvenemiyoruz.” diyen vatandaşlar, etin pahalı fiyatı nedeniyle kaçakçılık yapıldığını düşünüyor.
“Nasıl koşullarda taşınıyor?”… KIBRIS’a konuşan vatandaşlar, “Kaçak bir şekilde getirilen etlerin hangi koşullarla nasıl bir şekilde taşındığını bilmiyoruz, hayvan ölü müydü, hastalıklı mıydı bilinmiyor! İnsan sağlığı için riskli.” diyerek kaçakçılıktan dolayı devletin de vergi kaybı yaşadığına dikkat çekti.
Cemre CEMALİ
Yıllardır devam eden ve her geçen gün de artış yaşanılan ‘et kaçakçılığı’ konusu bir türlü son bulmadı. Sınır kapılarında, sınıra yakın köylerde polis ve gümrük ekipleri tarafından yapılan kontrollerde tamamen sağlıksız ortamlarda taşınan ve gümrüğe beyan edilmemiş et çeşitleri ele geçiriliyor.
2025 yılının henüz üçüncü ayı dolmadan KKTC’de sadece yakalanabilen iki operasyon sonucunda 1 tonu aşkın ‘kaçak et’ tespit edildi. Bu rakam sadece tespit edilebilen!
9 Ocak’ta Gayretköy’de bir araçta yapılan aramada tek seferde 520 kilo kaçak et yakalanırken; 9 Mart’ta ise Demirhan’da araç sürücüsü Y.Y. tarafından, sağlıksız koşullarda taşınan ve gümrüğe beyan edilmemiş 713 kilo kırmızı et ele geçirildi. Sadece bu 2 haberde ele geçirilen kaçak et miktarı 1 ton 233 kg oldu.
Devlet kayıtsız ticaret nedeniyle gelir kaybı yaşarken, etlerin sağlık ortamlarda taşınması da insan sağlığını tehdit ediyor! Vatandaşlar ‘kaçak etin’ yarattığı endişeyi KIBRIS’a değerlendirdi.
Vatandaşlar ne dedi?
Mustafa Kılınç:
“Kaçak et söylentileri olduğu için her yerden et almayı güvenli bulmuyorum, sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Gıda güvenliği sağlık açısından çok önemli. Denetim yapılması gerekiyor. İlgili bakanlık, belediyeler ve zabıtalar denetimleri sıklaştırmalı. Ben et alırken bildiğim, güvendiğim kasaptan almayı tercih ederim. Bu yerler dışında et almaktan tereddüt ederim, almam da. Çünkü güvendiğim kasaptan alırken kesilen eti görmek isterim.”
Ali Durmaz:
“Kaçak et haberleri bizi huzursuz ediyor. İnsan sağlığı ile oynuyorlar. Kaçak bir şekilde getirilen etlerin hangi koşullarla nasıl bir şekilde getirildiği de bilinmediği için insan sağlığı için riskli. Etlerin hijyenik olup olmadığı ile ilgili endişe duyuyoruz. Etler temiz mi, kötü mü? Mundar mı, öldü mü? Hastalıktan dolayı mı hayvanı kestiler? Hepsini bilmek lazım. Biz eti tanıdık yerlerden, büyük marketlerden tercih ediyoruz. Et zaten kendini belli eder. Rengi siyah olursa et bayattır, çok açık renk olursa günü geçmiş olabilir.”
Hüsamettin Dağlı:
“Kaçak et ile yakalanan insanların haberlerini görünce huzursuz oluyoruz. Örnek verecek olursak yemek yemek için herhangi bir restorana gideceğimiz zaman bu kaçak et konusunu bildiğimiz için et yemek düşündürücü oluyor. Bu nedenle bilmediğimiz bir restorana da gidemiyoruz. Ben et alacağım kasaba dikkat ederim. Her yerden et alınmaz. Kasap önümde eti kesmeli eti görmeliyim.”
Necati Güler:
“Sürekli et aldığımız, güvendiğimiz bir aile kasabımız var. Biz etlerimizi oradan almayı tercih ediyoruz. Başka yerden almamaya gayret ediyoruz. Ancak ülkede sıklıkla kaçak et yakalandığı haberlerini duymaktan rahatsız oluyoruz. İlk etapta ‘bütçeye uygun’ olarak düşünebilirler ama o etlerin sağlık açısından uygunluğu hakkında bir bilgi edinemeyiz.”
Sultan Tekin:
“Kaçak et getirilmesi, burada yaşanan pahalılığı akıllara getiriyor ancak gümrüksüz vergisiz bir şekilde et getirilmesini doğru bulmuyorum. Hepimiz vergimizi ödüyoruz. Biz emekliyiz aldığımız maaş belli. Et alamıyoruz, zor; ama güneye geçenlerden hangisi et alıp gelmiyor ki?”
Efraim Önem:
“Et pahalı olunca insanlar kaçak ete yöneliyor. Ben tanıdığım bildiğim yerlerden ya da büyük marketlerden et almayı tercih ediyorum. Böylelikle daha güvenilir olduğunu düşünüyorum. Kaçak etin her türlü riski var. Hangi koşullarda geldiğini bilmediğimiz için mikrobundan tutun bozulmasına kadar risk taşıyor. Bizler vatandaş olarak bunu tespit edemediğimiz için ancak güvenilir yerlerden et almayı tercih ediyoruz.”
Bekir Koral:
“Son zamanlarda sosyal medyada sıklıkla kaçak et haberleri görüyoruz. 3-5 kilogram et alan insanlar için bu durumun sıkıntılı olduğu ve gümrük memurlarının insanlara ceza vermek koşuluyla çeşitli sonuçları olmuş. Bence problem kaçak etin getirilmesi değil insanların ete ulaşamadığı için bu yola başvurmasıdır. 3-5 kilo et alan insanı bu şekilde yaftalamak bence yanlış. 500-700 kilogram et getirilen durumlar ise ticari anlamda problemdir. Devletin vergi kaybına uğraması düşünülemez, olmamalıdır. Bunun tabii ki bir cezası olmalı ama öncelikli olarak insanları bu yola iten sebepler üzerinde durulmalı, bunun önüne geçmek için çözümler üretmek gerekmektedir. Biz etlerimizi, sağlıklı ve güvenli kesimin olduğu büyük marketlerden et almaya gayret gösteriyoruz.”
Mehmet Ali Demir:
“Kaçak et ciddi bir problem haline gelmeye başladı. Özellikle alt limitlerdeki etlerin yani bireysel bir ailenin ihtiyacını karşılayacak etin kaçak et olduğunu ben düşünmüyorum. O insanlar ailesinin besini için bir iki öğünlük et almıştır. Bunu kaçakçılıkla yaftalamak çok yanlıştır. 500-700 gibi çok ciddi kilogramlarda et ile yakalanmalar ise devletin, gümrük personellerinin başarısıdır. Bu gibi durumlar engellenmelidir. Çünkü o koşul ile gelecek etin hangi şartlarda oluşturulduğunu, nereden alındığını ve o hayvanların hangi ortamlarda yetiştirildiğini bilmek gerekiyor. Bu nedenle, buradaki tüketicilerin sağlığını koruması için daha bilinen marketlerden, bilinen yerlerden alışveriş yapmaları gerektiğini düşünüyorum.”
Video/Umut Ekin ŞAHİN
Yorumlar kapalı.