
Hayvan üreticileri, dövizin ateşiyle artan maliyetler karşısında çaresiz kaldı!
Maliyetler arttı… Hayvan üreticileri, dövizin yarattığı etkiyle artan maliyetler karşısında çaresiz kaldı. Kalkanlı’da hayvan üreticiliği yapan Cemal Yaşlı, hem hayvanlarını hem de soğuk zincir tesisini satışa çıkarırken, öte yandan Güneşköylü üretici Metin Yaralı da hayvanlarını kasaba satmak zorunda kaldığını söyledi.
“Artık bu iş yapılmaz”… Cemal Yaşlı, “Kalkanlı’da büyükbaş hayvan üretimi yapan bir tek ben kalmıştım. Ayakta kalabilmek için 15 yıl direndim ama olmadı. 90 hayvanımı sattım, marazlıyım. Artık bu iş yapılmaz 30 senelik emeklerim boşa gitti, borçlarımı ödersem ne mutlu bana” dedi.
“Her türlü yolu denedim ama olmadı”… Metin Yaralı, her türlü hesabı yaptığını ancak girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı ne Balya, ne saman ne de yem alınabildiğini ifade ederek “Üretimden kopmamak için her türlü yolu denememe rağmen bu şartlarda bu işi sürdürebilmek mümkün değildir” diye konuştu.
“Yavaş yavaş yok oluyoruz”… Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Çetereisi, hayvancının girdi maliyetlerinin döviz bazında olduğunu ancak ürünün Türk Lirası cinsinden satıldığını ifade ederek, her geçen gün maliyetlerin artmasına karşın süt ve canlı hayvan fiyatının aynı kaldığını söyledi. Çetereisi, bu şartlarda hayvan üretiminin yavaş yavaş yok olmaya başladığını ifade etti.
“2024’te üretime farklı destekler olacak”… Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş, 2024 yılında üretime yönelik farklı destekleri hayata geçireceklerini belirterek, kaliteli kaba yem ve silaja verilecek farklı desteklerle yağ oranı artmış süte ulaşılacağını kaydetti. Bakan Çavuş, üretimi her anlamda desteklemek için uğraş verdiklerini dile getirdi.
Cemre CEMALİ
Üreticiler dövizin sürekli Türk Lirası karşısında değer kazanmasından dolayı ciddi ekonomik darboğaz ile karşı karşıya…
Kalkanlı’da Büyükbaş Hayvan Üreticisi olan Cemal Yaşlı, 30 yılı aşkın süredir büyükbaş hayvan üreticisi olmasına rağmen gelinen son noktada artık üretime devam edemediği için hayvanlarını ve soğuk zincir tesisini satmak zorunda kaldığını söyleyerek 30 senelik emeklerinin boşa gittiğini ifade etti.
Güneşköy’de Küçükbaş ve Büyükbaş Havyan Üreticisi olan Metin Yaralı, küçükbaş hayvan sayısının 160-170’e kadar ulaştığını ancak mecbur kaldığı için küçükbaş hayvan üretiminden vazgeçtiğini söyleyerek maliyetlerle başa çıkamadığı için gebe hayvanlarını kasaba sattığını açıkladı.
Gelinen aşamayla ilgili KIBRIS muhabirine konuşan Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Çetereisi, hayvancının girdi maliyetlerinin döviz bazında olduğunu ancak sattığı malın değerinin TL olduğunu ifade ederek girdi fiyatlarının artmasına karşın aylardır süt fiyatlarının ve canlı hayvan fiyatının aynı olduğu için her geçen gün hayvancıların üretimden vazgeçtiğini açıkladı.
Yaşlı: Hiç hayvanım kalmadı çiftliği kapattım
Kalkanlı’da Büyükbaş Hayvan Üreticisi olan Cemal Yaşlı, 30 yılı aşkın süredir büyükbaş hayvan üreticisi olmasına rağmen gelinen son noktada artık üretime devam edemediği için hayvanlarını satmak zorunda kaldığını söyleyerek “90 hayvanım vardı 60’ını kasaba geri kalanları da başka hayvan üreticilerine verdim. Hiç hayvanım kalmadı çiftliği kapattım” dedi.
10-15 yıl öncesine kadar Kalkanlı’da büyükbaş hayvan üreticisi 9 kişi varken yıllar içerisinde bütün üreticilerin hayvanlarını sattığını söyleyen Yaşlı, “Kalkanlı’da büyükbaş hayvan üretimi yapan bir tek ben kalmıştım. Ayakta kalabilmek için 15 yıl direndim ama olmadı. 90 hayvanımı sattım marazlıyım. Şimdi yeni başlayan biri var 2-3 tane hayvan aldı ancak bu şartlarda hiçbir üretici üretimi sürdüremez” ifadelerini kullandı.
Yaşlı, 1 kamyon 10 ton soyanın 200 bin TL, 1 kamyon mısırın 170-180 bin TL olduğunu belirterek aylık yem masrafının 700 bin TL olduğunu açıkladı. Günden güne batmaya gittiğini ve borçlandığını anlatan Yaşlı, borçlarını ödemek için hayvanlarını satmak zorunda kaldığını söyledi.
“30 senelik emeklerim boşa gitti”
Yaşlı, yem maliyetlerinin artmasına ek olarak günlük mazot giderinin bin TL olduğunu, elektrik faturasının aylık 6-7 bin TL geldiğini ifade ederek “Yemimizi kendimiz yapardık, balyamı kendim çıkarırdım. Kendim eker biçerdim. Bir kısma güneş paneli kurdum, su motorum var, artezyen kuyu kurdum ama olmadı yine de baş edemedim. Artık bu iş yapılmaz 30 senelik emeklerim boşa gitti, borçlarımı ödersem ne mutlu bana” diyerek üretimi sürdüremediğini açıkladı.
30 yılın en kötü dönemini geçirdiğini her yeni günde zam ile karşı karşıya kaldığının altını çizen Yaşlı, 13 TL’ye aldıkları ham maddenin bir sonraki ay dolar yükseldiği için 15 TL’ye yükseldiğini anlattı.
Yaşlı, bütün girdilerinin dolar bazında olmasına karşın üreticinin süt parası dolarla almadığına dikkat çekerek bu durumun üreticiyi mahvedeceğini, her geçen gün üreticilerin çiftliklerini kapatacağını vurguladı.
“Sürdürülebilir bir yanı kalmadı”
“Artık kafam rahat kalsın istedim. Acaba yarın çekim bozulur mu diye düşünmekten yorulduğum için hayvanlarımı sattıktan sonra soğuk zincir sistemi olan tesisimi de sattım” diyen Yaşlı, ilk soğuk zincir sistemine geçen biri olduğunu ancak hevesle başladığı bu işin sürdürülebilecek bir yanının kalmadığını kaydetti.
Yaşlı, hayvan üreticilerine yeterli teşvik verilmediği için üretimin bu hale geldiğini belirterek daha önce yıllarca 1 kg süt verdiklerinde 1 buçuk kg yem aldıklarını gelinen durumda ise 1 kg yem bile alamadıklarını ifade etti.
Yaralı: Gebe hayvanlarımı sattım
Güneşköy’de Küçükbaş ve Büyükbaş Havyan Üreticisi olan Metin Yaralı, çocukluğundan beri hayvancılık sektörünün içinde olduğunu, yıllardır bu işe emek verdiğini söyleyerek yetiştirdiği küçükbaş hayvan sayısının 160-170’e kadar ulaştığını ancak maliyetlerle başa çıkamadığı için ilk etapta küçükbaş hayvan sayısını azaltarak üretime devam ettiğini ifade etti.
Yaralı, sadece gebe hayvanları bırakarak bir süre daha üretimi devam ettirdiğini belirterek “55-60 tane kuzuyu sattım. 88-90 tane gebe hayvanımı bıraktım çoğalırlar diye sonra baktım ki olacak gibi değil her ay 3-4 koyun içine gidiyordu geçtiğimiz günlerde hepsini kasaba sattım” dedi.
Her türlü hesabı yaptığını ancak girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı ne balya, ne saman ne de yem alınabildiğini ifade ederek Yaralı, üretimden kopmamak için her türlü yolu denemesine rağmen bu şartlarda bu işin sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
“Mecbur kaldığım için küçükbaştan vazgeçtim”
Yaralı, biraz büyükbaş hayvanı olduğunu ve bundan sonra hem onlara bakacağını hem de inşaat işi yapacağını anlatarak şöyle devam etti:
“Büyükbaş 50-60 tane var onlara bakmaya devam edeceğim ancak baş edemediğim için 6 tane küçükbaş hayvanı bıraktım geri kalanları kasaba verdim. Hayvancılıktan kopmak zor ben mecbur kaldığım için küçükbaş hayvan üretiminden vazgeçtim. Küçükbaş hayvanların arpa teşviki vardı bir önceki Tarım Bakanı göreve geldiğinde onu kaldırdı. Bu şartlarda devam etmek çok zordu. Şartlar izin vermedi başka şansım yoktu. Bütün hayvancılar isyan ediyor. Benden önce hayvanını satan vardı benden sonra satanlarda olacaktır çünkü bu iş böyle dönmez.”
Çetereisi: Maliyetlerimiz döviz bazında
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Çetereisi, hayvancının girdi maliyetlerinin döviz bazında olduğunu ancak sattığı malın değerinin TL olduğunu ifade ederek her geçen gün girdi fiyatlarının artmasına karşın aylardır süt fiyatlarının ve canlı hayvan fiyatının aynı olduğunu açıkladı.
Hayvan üreticilerinden ucuza alınan etin kasaplarda ve marketlerde pahalıya satıldığını ve bunun denetiminin de yapılmadığını söyleyen Çetereisi, her geçen gün üreticilerin üretimden vazgeçmeye başladığına dikkat çekti.
Çetereisi, 1 kilo süt ile 10 kilo balya alırken şu anda ancak 3 kilo balya alınabildiğini, bir inek satan üreticinin de 4 TIR balya alabilirken şu anda 1 TIR balya alabildiğinin altını çizerek bütün bunlara karşın ülkede balya ve kaba yem sıkıntısı yaşandığını açıkladı.
“Sütümüz aylardır, teşvikler ise yıllardır aynı”
Her şeyin ateş pahası olduğuna dikkat çeken Çetereisi, “Mazot, elektrik gibi bütün girdi maliyetleri dövize endeksli zamlandı ancak bizim sütümüz aylardır, verilen teşvikler ise yıllardır aynı fiyatta” vurgusu yaptı.
Çetereisi, son 3 ayda ülkede ucuzlayan tek şeyin canlı küçükbaş hayvan fiyatları olduğunu kaydederek kasaplık fiyatları ucuzlarken marketlerde ve kasaplarda et fiyatlarında bir ucuzlama olmadığına dikkat çekti.
Bu şartlarda küçükbaş ve büyükbaş hayvan üretiminin yavaş yavaş yok olmaya başladığını ifade eden Çetereisi, “bu fiyatlarla bu memlekette hayvancılık yapılmaz. Herkes bir arayış içerisinde çare bulamayan da çiftliğini kapatmaya başladı” dedi.
“Balya almak için hayvan satıyorlar”
Çetereisi, çiftliklerine balya almak için üreticilerin her ay kasaba 3-4 tane inek vermek zorunda kaldığını belirterek Güneşköy’de küçükbaş havyan üreticisi olan Metin Yaralı’nın 88 tane küçükbaş hayvanının 3-4 aylık gebe olduğunu ve artık onları yediremediği için tanesi 5 bin TL’den kasaba satmak zorunda kaldığını üzüntüyle anlattı.
Kalkanlı da büyükbaş üretici olan Cemal Yaşlı’nın ise bütün beklentisinin tükendiği için önce hayvanlarını sattığını şimdi de tesisi satmak için karar aldığını kaydeden Çetereisi, “Hayvancılık için kullanılan ekipmanların hepsini satışa koydu. Hayvancı ümidini kaybetti hayvancılık sektörü artık bitmiştir” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuş: 2024’te üreticiye farklı desteklerimiz olacak
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, üreticinin şikayetlerine yönelik KIBRIS muhabirine açıklamada bulundu.
Büyükbaş üretiminde bir sorun olmadığını, küçükbaşta ise kendisinden önceki görev alan bakan ile yapılan bir anlaşmanın devam ettiğini anlatan Bakan Çavuş, “Sıfır faizli arpa desteği var. O dönem faizler yüzde 23’tü şimdi ise yüzde 45 oldu. Ama buna rağmen biz bu sıfır faiz desteğine devam ediyoruz. Bunun ekonomik olarak karşılığı 61 milyon TL’dir” dedi.
Bu yılın sonuna gelindiğini anımsatan Çavuş, 2024 bütçenin de ise farklı destekleme modellerini hayata geçireceklerini açıkladı.
Küçükbaş üreticinin kuzu fiyatlarının düşük kalmasıyla ilgili şikayeti olduğunu ancak serbest piyasa ekonomisinin geçerli olduğunu söyleyen Çavuş, “Üreticiyi değil ama üretimi destekleyen bir modeli 2024’te hayata geçireceğiz” ifadelerine yer verdi.
“Süt evleri faaliyete geçecek”
Bakan Hüseyin Çavuş sözlerine şöyle devam etti:
“300 bin küçükbaş hayvan varlığından söz ediyoruz ama süt miktarı düşük bunu artıracağız. Avrupa Birliği’nin yaptığı ama atıl durumda olan süt evleri var. Bunların 2’sini İskele bölgesinde yeniden hayata geçireceğiz. Böylelikle süt burada toplanacak ve soğutulacak. Bu da üretici için önemli bir gelişme.”
Kaliteli kaba yeme ihtiyaç olduğunu söyleyen Çavuş, “Vigoyu farklı destekleyeceğiz. Ayrıca sütteki yağ oranını artırmak için -ki sütte istenilen budur- silaja da farklı destek vereceğiz” diye konuştu.
Üretimi her anlamda desteklemek için uğraş verdiklerini söyleyen Çavuş, 2024‘teki farklı desteklerle bunu sağlayacaklarını kaydetti.
Yorumlar kapalı.