“Hayal edebilen insan mutlu insandır”



featured



“60+ Tazelenme Üniversitesi mantığında insanların hem zihinsel hem fiziksel hem de ruhsal bir bütünlük çerçevesinde eğitimlerini, daha doğrusu belli bir yaş sonrasında mutluluklarını sağlayabilecek bir oluşum var.”

 

“Herkese eşit eğitim fırsatı verecek, kişilerin iyi olduğu konuda ilerlemesini sağlayacak bir eğitim sistemi olmasını isterdim. Şu andaki eğitim sistemi böyle değil. Ülkede ciddi anlamda ara eleman sıkıntısı var. Eğitim sistemindeki bir büyük sıkıntı da budur.”

 

Pınar SAVUN

 

Doç. Dr. Emete Toros, Girne Üniversitesi’nde çok önemli işlere imza atan bir akademisyen. Bir yandan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İşletme Yönetimi Bölüm Başkanlığı görevini yürütüyor, diğer yandan sürekli eğitim merkezinin başında onu geliştirmek için çaba sarf ediyor. Bununla da yetinmeyip 60+ Tazelenme Üniversitesi yürütücüsü görevini de yapıyor. Sosyal sorumluluk projelerinde de etkin görevler alan Emete Hoca, 1991 yılında daha 17 yaşında iken katıldığı KKTC Güzellik Yarışması’nda KKTC güzeli seçilmiş. O yarışma sonrasında özgüveninin arttığını söyleyen Doç. Dr. Emete Toros, “Gerçek anlamda güzellik kendisi ile barışık olmaktır.” diyor. Emete Hanım 60+ Tazelenme Üniversitesi’nde yaptığı çalışmaları anlatırken gözlerinin içi gülüyor. Emete Toros hayatı severek yaşayan ve herkesin de severek yaşaması için elinden geleni seve seve yapan cana yakın, güler yüzlü ve çok özel bir insan.

Geçen yıl Emete Hoca’nın daveti üzerine 60+ tazelenme programında ben de eğitmen olarak mindfulness ve öz şefkat konularında seminer vermiştim. Öğretmenlik ve eğitmenlik hayatımda binlerce kez sınıfa girmiş, ders vermiş olsam da 60+ sınıfına seminer vereceğimde çok heyecanlanmıştım. Sınıfa girdiğimde canlı, enerjik, gözlerinin içi gülen 60+ öğrencilerini görmek beni çok mutlu etmişti. Tecrübeden damıtılmış yaşamları olan, genç yaşların acabalarını, kaygılarını çoktan geride bırakmış, öğrenme aşkı ile dopdolu insanların enerjisi karşısında büyülenmiştim. Kendi deneyimimden yola çıkarak söyleyebilirim ki 60+ Tazelenme Üniversitesi ailesine dahil olmak çok özel hissettiren bir duygu. Doç. Dr. Emete Toros ile Girne Üniversitesi’nin kütüphanesinde buluşup konuştuk. Gelin bu keyifli sohbeti birlikte okuyalım.

 

   Pınar Savun: Bize kendinizden söz eder misiniz?

Emete Toros: Larnaka’da doğdum. Gazimağusa Türk Maarif Koleji’ni tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü’nden 1996 yılında mezun oldum. İşletme Yüksek Lisansını 2000 yılında University of West Georgia’da tamamladım. İşletme Yönetimi üzerine doktora eğitimini Salford Üniversitesi’nde yaptım. 2001 yılından bu yana öğretim üyesi olarak devam ettiğim kariyerime, 2016 yılından bu yana Girne Üniversitesi bünyesinde devam ediyorum. Girne Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İşletme Yönetimi Bölüm Başkanlığı görevinin yanı sıra, 2018 yılında hayata geçirilen ve kuruluşundan itibaren koordinatörlüğünü yürüttüğüm Kıbrıs’taki ilk ve tek Tazelenme Üniversitesi olan Girne Üniversitesi 60+ Tazelenme Programı’nın 6 Mart 2023 tarihinden itibaren yürütücülüğünü yapıyorum.

   Pınar Savun: Lisans olarak iletişim eğitimi, yüksek lisans ve doktora olarak da işletme eğitimi aldıktan sonra neden eğitim sektörünü tercih ettiniz?

Emete Toros: İlk baştan itibaren öyle karar vermemiştim. Öğretmen olmak istemiyordum. Annem öğretmendi.  Ben hiçbir zaman devlette çalışmak istemedim. Kıbrıs’a geldiğimde de o dönemde eşimin yanında çalışabilirdim ama onu da tercih etmedim. Üniversitede çalışmayı tercih ettim. Üniversitede başladığınızda akademik kariyer yapmanız gerekir. İlla ki bir doktoranızın olması lazım. Benim zaten yüksek lisansım vardı. Yüksek lisansımın üzerine İngiltere’de doktora yaptım. Bu arada iki tane de çocuk yaptım. Yani hem kariyer hem de çocuk.

   Pınar Savun: Bu mesleği yapmasaydınız hangi mesleği yapıyor olurdunuz?

Emete Toros: Bu mesleği yapmıyor olsaydım turizmle ilgili bir şey yapardım diye düşünüyorum. Yani kesinlikle servis sektöründe olurdum. Bir otelin yöneticisi ya da sahibi olmak da güzel olurdu. Her zaman insanlarla ilişkide olacağım şeyler yapmaktan keyif alırım.

   Pınar Savun: Şimdi böyle bir hayaliniz var mı? Böyle bir fırsat gelse yapar mısınız?

Emete Toros: İleride kendime ait bir yer olursa tabii ki ama şimdi olduğum yerden ve yaptığım işten çok memnunum.

   Pınar Savun: Girne Üniversitesi bünyesinde 60+ Tazelenme Üniversitesi kuruldu. Siz de burada yürütücü görevindesiniz. Bu üniversitenin doğum hikayesi nedir?
   Emete Toros: Girne Üniversitesi kurulurken köklü denizcilik eğitimi geleneğini kardeş üniversitesi Yakın Doğu Üniversitesi’nden devraldı. Zaten rektör hocamız sayın Prof. Dr. İlkay Salihoğlu da Deniz Bilimcidir ve bu alanda akademide çok saygın bir yeri vardır. Üniversitemizin denizcilik alanında güçlü bir yeri olmasının yanında Havacılık Fakültemiz de bizi diğer üniversitelerden farklılaştıran bir fakültedir. Şimdi 15 farklı fakültesi bulunan Girne Üniversitesi’nde, hastanesinde bulunan bir tıp fakültesinin olması da tabi ki çok önemli bir şey. Ben, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin öğretim üyesi ve aynı zamanda da Uluslararası İşletme Yönetimi Bölüm Başkanıyım. 2018 yılında üniversitemizin bünyesinde 60+ Tazelenme Üniversitesi’ni kurduk. Tamamen gönüllülük esası ile topluma hizmet için kurulan bu birim bize çok ayrı bir enerji ve dinamizm getirdi.

 

   Pınar Savun: 60+ Tazelenme Üniversitesi müfredatında hangi dersler var?

Emete Toros: 60+ mantığında insanların hem zihinsel hem fiziksel hem de ruhsal bir bütünlük çerçevesinde eğitimlerini, daha doğrusu belli bir yaş sonrasında mutluluklarını sağlayabilecek bir yapı vardır. Bu çerçevede biz tabii ki tamamen gönüllülük esasına bağlı olarak hocalarımızı buluyoruz. Üniversitemizden özellikle tıp doktorlarımız olmak üzere birçok farklı fakülteden hocalarımız bu programlarımıza çok destek veriyor. Yakın Doğu Üniversitesi kardeş üniversitemiz olduğundan dolayı oradaki hocalarımızdan da çok destek almakla birlikte diğer üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışan ve programı duyup dıştan bizi destekleyen çok yüksek kalibreli hocalarımız da vardır. Bu arada sizin gibi profesyoneller de bize destek veriyor. Şimdi bunun güzelliği de şöyle bir şey: İnsanlar paranın üstünde bir şeye inanarak ona destek oluyorlar. Bu da bu programı farklılaştırıyor ve özel kılıyor.

   Pınar Savun: Gönüllülük esası elbette çok önemli. Bu sizin motivasyonunuzu nasıl etkiliyor?

Emete Toros: Gönüllülük esasına göre çalışan insanları ve katılımcıları gördükçe benim motivasyonum daha da artıyor. Çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Bunu birebir gördüğüm için yaptığımız işin ne kadar doğru olduğunu her yıl biraz daha fazla anlıyorum. Maneviyatı çok yüksek bir iş yapıyoruz. Örneğin çocuğunu kaybetmiş olan aile bireylerimiz vardır. Ben bir buçuk yılın sonunda hiç saçını boyamayan bir katılımcının saçını boyayarak geldiğini gördüm. Yani insanların bir yandan hayata bağlanmalarını sağlarken diğer yandan da sosyalleşmelerini sağlıyoruz. 60+ öğrencilerimiz arasında doktorlar, eczacılar, üniversite mezunları olduğu gibi ilkokul mezunları da var. Üniversitemize katılmak isteyenlere bir öğrenim koşulu getirmiyoruz. Benden bize sohbetler onların mezuniyet dersleridir. Biz öğrencilerimize aslında gerçekleştiremedikleri, içlerinde kalan hayallerini gerçekleştirmek için bir fırsat tanımış oluyoruz. Burada onların değişim ve dönüşümünü görüyoruz. Karşılıklı etkileşimi yaşıyoruz. 60+ ile hem üniversite dönüşüyor hem buraya katılan tazelenme öğrencileri dönüşüyor. Ayrıca bu programa destek koyan hocalar da dönüşüyor. Bir insan eğer gerçek anlamda etkili olabileceği bir sosyal sorumluluk projesi arıyorsa ve içinde üretme, paylaşama ve birlik duygusu varsa 60+’da yerini buluyor.

 

   Pınar Savun: 60+ Tazelenme Programı’na ilginin ve katılımın artmasını nasıl sağladınız?

Emete Toros: Öğrencilerimizin geri bildirimleriyle sağladık. Reklamının en doğrusu insanların onu anlatmasıdır. Buraya gelen insanların diğerleri tarafından gözlemlenmesidir. 60+’ya gelenlerde yaşanan değişimi görenler “Ne oldu, neden böyle oldu? Neden bu kadar değişti? Bu iyi yönde değişme nasıl oldu?” diye sormaya başlayınca yarattığımız fark görüldü. Üniversiteye gelenlerin hayatları değişti. Daha önce torun bakan, evde yemek yapan, emekli olması nedeni ile boş olduğu için aile içerisinde bir şey yapılacağı zaman daima uygun olduğu düşünülen kişiler 60+ programında öğrenci olunca işler değişti. Artık onlar da boş değiller. Aile içerisinde bir program yapılacaksa onlara da uygun bir zamanda yapılmaya çalışılıyor. Bu arada aile bireyleri ebeveynlerini onlarda gördükleri olumlu değişim için üniversiteye devam etmeleri konusunda cesaretlendirmeye başladılar. Onlar için zaman yaratmaya ve onlara “Sen git, tamam biz hallederiz.” demeye başladılar. Bu da çok güzel bir şey.

   Pınar Savun: Öğrenci kayıtlarınızda alt yaş sınırınız 60, peki üst yaş sınırınız var mı?

Emete Toros: Yoktur. Bizde seksen ve üstü yaşlarda da öğrenci olabiliyor. Örneğin İngiltere’den gelen, yıllarca orada doktorluk yapmış biyolojik yaşı seksen olmakla birlikte en fazla altmış yaşındadır diyeceğiniz bir aile bireyimiz var. Bu öğrencimizin geçtiğimiz haziran ayında yapılan dönem sonu resim ve mandala sergimizde İngiltere’den gelen oğlu yanıma gelerek “Çok teşekkür ederim, annem burada kendini buldu.” dedi. Bu beni çok mutlu etti. Doktor öğrencimiz yıllardan sonra İngiltere’den buraya taşındı ve Çatalköy’de otururken burayı duydu. Geldi kaydını yaptırdı ve şimdi ailemiz ile Kıbrıs’a adaptasyonu çok daha hızlı gerçekleşti.

 

   Pınar Savun: 60+ Tazelenme Üniversitenizde donanımlı, birikimli bir öğrenci kitlenizin olması sizin için büyük bir avantaj. Bu kadar donanımlı ve birikimli öğrencinin 60+ programına nasıl bir etkisi oluyor?

Emete Toros: Kesinlikle ufuk geliştirici bir etkisi oluyor. Örneğin bir grup bize geldi ve ‘Neden bir edebiyat dergisi yapmıyoruz?’ dedi. Yaptık. Edebiyat dergimiz var çünkü içimizde yayıncılar, şairler, yazarlar var. Tabii o potansiyeli gördükçe biz de yeni şeyler yapmaya başlıyoruz, yelpaze genişlemeye başlıyor. Öğrencilerimiz ilerletmeye dönüşmeye ve üretmeye açık insanlar. Bu çok önemli. Bununla birlikte bu sayede kendi içimizde büyüyen ailemize destek bir yapı oluşturduk. Yürütücü yardımcımız olarak birçok idari işi üzerimden alan yüksek mühendis Selçuk Hocam’ın yanı sıra “Gönülden Gönüllü” kavramını bana öğreten inanılmaz bir Sosyal İşler Komitemiz var. Tüm aile bireylerimizle bir bütün oluyoruz.

   Pınar Savun: Evde hayata sırtlarını dönmek yerine buraya gelmek onlara yeni bir enerji katıyor. Yani tazeleniyorlar değil mi?

Emete Toros: Evet, aynen öyle. Yani yaşam dinamiğinin içinde olmak, ondan kopmamak insanın aslında toplumda hem kişisel olarak özgüvenini artırıyor hem de enerjisini değiştiriyor. Tavrı, odağı değişiyor. İnsanlar pozitif olduğu zaman pozitif enerji de yayar. İşte 60+’da biz bunu sağlıyoruz. Geçen dönem çok güzel bir projeye imza attık. Bellapais Inner Wheel ile ortak bir projemiz oldu. Bu projemizde yabancı öğrencilere Türkçe eğitim kursu vermek için bir pilot okul belirledik. Bunun için Lapta İlkokulunu seçtik ve orada ilkokulda ağırlıklı olarak Ukrayna ve Rusya’dan buraya gelen öğrenciler vardı. Onlara Türkçe dersi verdik. Eğitimi bizim 60+’daki emekli Türkçe öğretmeni ve öğretmen olan aile bireylerimiz verdi. Her öğrenciye bir öğretmenin düştüğü bu projemizde kısa bir zaman dilimi içerisinde emekli öğretmenlerimiz öğrencileri Türkçede A1 seviyesine getirdi. Burada oluşturduğumuz yapı içerisinde herkes birikimlerini de paylaşabiliyor, katkı koyabiliyor. Bu da çok önemlidir. 60+ öğrencilerimizin sosyal sorumluluklara çok duyarlı insanlar olmaları bizim için önemli bir fırsat da yaratıyor. Biz burada yaptığımız işte insanların hayatlarına dokunuyoruz. Sonra onlarla birlikte başkalarının hayatlarına da dokunduğumuz işleri birlikte yapıyor ve bu keyfi birlikte yaşıyoruz.

   Pınar Savun: 60+ Tazelenme Üniversitesine kayıt olma koşulu nedir?

Emete Toros: Öncelikle bir ön kayıt formumuz var. Katılmak isteyenler bu formumuzu dolduruyor. Okulumuzun sosyal işler komitesi okula kayıt için yapılan müracaatları değerlendiriliyor. 60+’nın dinamiğini bozmayacak 60 yaş ve üstü her kişi okulun kurallarına uyma koşulu ile okulumuza kayıt yaptırabilir. Bizim için önemli olan okulumuza gelen ve huzur bulmaya, arkadaş edinmeye, yeni şeyler öğrenmeye, hayatlarının kalitelerini arttırmaya çalışan öğrencilerimize bu ortamı yaratmaktır. Bu nedenle bir ön kayıt sistemimiz var. Ön kayıt doğrultusunda kayıtlar değerlendirilir ve uygun görülenler programa başlayabilir. Üniversitemiz tamamen ücretsizdir ve herhangi bir eğitim düzeyi koşulu yoktur.

 

   Pınar Savun: Üniversiteniz kaç yıllıktır?

Emete Toros: Üniversitemiz dört yıllıktır ve mezuniyet için yüzde yetmiş devam zorunluluğu vardır. 60+’da sınav yoktur. İlk mezunlarımızı onur mezunları kapsamında değerlendirdik. Onlar ömür boyu istedikleri derslere gelip girebilirler. Mezunlarımız artmaya başladıkça yeni mezunlara bu şansı verebilmek mümkün olmadı ama gezilerimize ve özel etkinliklerimize tüm mezunlarımız katılabilir. 60+ tazelenme üniversitesi uygulamasını Türkiye’de Akdeniz Üniversitesi başlatmıştı. Biz bu uygulamayı başlatan beşinci üniversiteyiz ve ülkemizdeki ilk ve tek üniversiteyiz. Türkiye’de bu üniversiteler Aile Bakanlığı’na bağlandı. Aile Bakanlığı tazelenme üniversitelerinin açılmasına destekler veriyor. Bu nedenle Türkiye’de 60+ Tazelenme Üniversitelerinin sayısı arttı. Bu arada Girne Üniversitesinde sürekli eğitim merkezimizin etkinliğini de artırıyoruz. Orada yabancı dil olsun, IT gibi olsun uzmanlık isteyen konularda toplumun tüm kesimlerine eğitim imkanı sunuyoruz.

 

   Pınar Savun: 60+ Tazelenme Üniversitesi kayıtlarınız ne zaman bitiyor?

Emete Toros: Kayıtlar 9-13 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek. Derslerimiz haftanın ilk üç gününde pazartesi, salı ve çarşamba günleri saat dörtte yapılıyor. 30 Eylül’de programımız başlayacak. 13 haftalık bir programımız var.

   Pınar Savun: Hayata geçirmeyi hedeflediğiniz yeni bir şeyler ya da hayalleriniz var mıdır?

Emete Toros: Yeni hedefim sürekli eğitim merkezini hak ettiği yere getirmektir. Diğer bir hedefim ise burada tanıdığım çok değerli insanların sesinin daha çok duyulmasını sağlamaktır. Kültürel miras ile ilgili çok güzel işler yapan insanlar vardır. Onların yaptıklarının daha fazla duyulmasına katkı sağlamak isterim.

 

   Pınar Savun: Kendinizle ilgili sevdiğiniz üç şeyi bizimle paylaşır mısınız?

Emete Toros: Samimi bir insanım, insanları çok severim ve merhametli biriyim. Pes etmem ve dirayetliyim.

 

   Pınar Savun: Çevrenizdeki insanların sizinle ilgili sevdiği şey nedir?

Emete Toros: Çocuklarıma sorarsanız farklı, eşime sorarsanız farklı, arkadaşlarıma sorarsanız farklıdır.  Arkadaşlarım şefkatli bulur. Çocuklarım yeterince şefkatli bulmaz mesela. Onun dışında güvenilir olduğumu söyleyebilirim. Sanırım uzun yıllara dayanan arkadaşlarımın olma sebebi de budur. Arkadaşlarımı severim ve desteklerim.

 

   Pınar Savun: Sizce mutluluk nedir?

Emete Toros: Hayal edebilmektir. Hayal edebilen insan, hayalini gerçekleştirebilecek güce sahip olan insandır.

 

   Pınar Savun: 1991 yılında güzellik yarışmasına katılarak tescilli güzel oldunuz. Sizce güzellik nedir? Bugünkü Emete Toros güzelliği nasıl tanımlar?

Emete Toros: Özgüvenle tanımlar. Özgüveni olmayan insanların güzel olduğunu düşünmüyorum. İnsan kendisi ile vücudu ile barışık olmalıdır. Gerçek anlamda güzellik kendisi ile barışık olmaktır. İnsan kendisi ile barışık olursa bakışları, duruşu, yaydığı enerji farklı olur. Özgüvenli insanları çok güzel bulurum.

 

   Pınar Savun: Eğitim sisteminde bir şey değiştirecek olsanız bu ne olurdu?

Emete Toros: Herkese eşit eğitim fırsatı verecek, kişilerin iyi olduğu konuda ilerlemesini sağlayacak bir eğitim sistemi olmasını isterdim. Şu andaki eğitim sistemi böyle değil. Ülkede ciddi anlamda ara elemanı sıkıntısı var. Eğitim sistemindeki bir büyük sıkıntı da budur.

 

   Pınar Savun: İki nesil sonraki torunlarınıza bir not bırakacak olsanız bu ne olurdu?
   Emete Toros: Yaşamak güzel derdim.

   Pınar Savun: Neye daha az zaman harcamak isterdiniz?

Emete Toros: Gereksiz sorunlara daha az zaman ayırmak isterdim. Sorunları gereksiz bir şekilde büyüten insanlar vardır. Öyle insanlardan mümkün olabildiğince uzak durmaya çalışırım.

 

   Pınar Savun: Her gün severek yaptığınız bir rutininiz var mı?

Emete Toros: Her gün güneşi selamlarım. Güne güneşi selamlayarak başlarım. Bunu çok severek yaparım. Kendim için bir şey yapmam gerektiğine karar verdiğimde bunu yapmaya başladım.

 

   Pınar Savun: Hayatınız bir roman olsa türü ne olurdu? Adı ne olurdu?

Emete Toros: Aşık olup çok severek evlendiğim eşimden dolayı kısmen romantik ve sürekli yeni şeyler öğrendiğimden dolayı da kişisel gelişim de olabilirdi. Adı ise “Dönüşüm” olurdu.

2
mutlu
Mutlu
6
alk_
Alkış
0
_zg_n
Üzgün
1
_a_rm_
Şaşırmış
“Hayal edebilen insan mutlu insandır”
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.