Günkut: İlk ve tek olmasını dilediğim bir kitap



featured



Kıbrıs’ın sevilen renkli simalarından Bülent Günkut, hayatında iz bırakan konuları, kendine özgü anlatımıyla kaleme aldığı ‘Bülent Günkut 70’ isimli romanıyla ilgili KIBRIS’a konuştu:

 

  • “Kendime kalıcı bir şey bırakmak istedim”… 44 yıllık meslek yaşamına pek çok anı sığdıran Günkut, 40’lı yaşlardan sonra kendisine hedef koyduğunu, kitabı yazma amacını “70’li yaşlarımda kendime kalıcı bir şey bırakmak istedim.” ifadeleriyle tanımladı.

 

  • Gazimağusa’da imza günü olacak… İlk ve tek olmasını dilediği kitap ve sergi için Gazimağusa Belediye Başkanı’ndan bir teklif aldığını anlatan Bülent Günkut, başkanın, eylül veya ekim ayında, Kültür Merkezi’nde 70 kare ve imza günü düzenleme isteğini geri çevirmeyeceğini söyledi.

Emine Gül ÖZER

 

Ege Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nin ilk Kıbrıslı Türk mezunu olan Bülent Günkut, yaşamına pek çok meslek ve anı sığdırdı..

30 yıldır canlı performans radyo geçmişi, 25 yıl öğretmenlik, 44 yıl ajans, Sanayi Holding’te geçirdiği gençlik yılları ve BRT’ye verdiği yılların yanına 2024 yılında yazarlığı da ekledi..

Kıbrıs’ın sevilen renkli simalarından Bülent Günkut, yaşam öyküsünü ve kariyerini kaleme aldığı ‘Bülent Günkut 70’ isimli anı ve anlatı üzerine yazdığı romanını okurlarıyla buluşturdu.

70 yaşına kadar kendisine bir hedef koyduğunu ve tarihte kendine kalıcı bir anı bırakmak istediğini kaydeden Günkut, doğduğu günden bu yaşa kadar hayatındaki her özel anı kitaba taşıdı.

200 sayfalık anı ve anlatı içeren kitabı okuyacak, özellikle 70 yaş üstü kişilerin kendilerinden de bir şeyler bulabileceğini ifade eden Günkut, şu ana kadar okurların dönüşlerinden de memnuniyet yaşadığını aktardı.

 

“Kitabı yazmam için baskılar arttı”

 

Kıbrıs Türk romanına veya Kıbrıslıların yazdığı kitaplarda, Kıbrıs’taki Türk, Rum yaşayanların milliyet ayırmadan bir kitap tarihi olduğunu ve kitabın şu an ISPN lisans yerine de kayıt altına alındığına dikkat çeken Günkut, romanı için  “İlk ve tek olmasını dilediğim bir kitaptı” ifadelerini kullandı.

40’lı yaşlardan sonra kendisine hedef koyduğunu ve 70’li yaşlarında kendisine kalıcı bir şey bırakmak istediğini ifade eden Günkut, “pandemide bu daha da şekillendi ve yazmaya başladım. Çünkü 60 – 65 yaşlarımdan sonra ‘yaz, hoca’ diye baskılar arttı. Çoğalan hayatımın, yükselen kariyer yıllarımın da bir yerde tarihe iz bırakmasını isteyen kitleler oldu” şeklinde konuştu.

 

“Pandemi tetikledi, hedef 2024’tü”

 

Bülent Günkut, 2024’ü kendisine hedef koyduğunu, yazmaya 2020’de başladığını ve pandemideki kapanmayla birlikte bu ortamın kendiliğinden oluştuğunu ifade ederek, “Oturup, tuşlara, sol elimle tuttuğum kalemin klavyelere dokunuşu 2020’lerde başladı.. O gün, bugün de 2024’ü hedefledim. Öyle de oldu. Beride kalan, geride kalanı anlamıştım ve yazdım, böyle bir kitap çıktı ortaya” dedi.

3 Haziran 1954’le başlayan doğumuyla birlikte bugüne kadar ki yaşam öyküsünü içinde barındıran bir anı ve anlatı romanı yazdığına dikkat çeken Günkut, içerikle ilgili şunları söyledi;

“İçerisinde hayatıma iz bırakan konular, kendime özgü anlatımımla, bireyleriyle bir kitap çıktı ortaya. Tabi herkes giremedi bu hayata, aksine herkesin bir adamı oldum.

Bu hayatta 30 yıldır cap canlı performans radyo geçmişi, 25 yıl öğretmenlik,44 yıl ajans, Sanayi Holding’te ilk gençlik yıllarım ve BRT yıllarım var, hiç bitmemiş. Ben kim miyim, sorusunu soracağım bir 44 yıl var ortada. Hangisini seçerdim.. Hep öğreten, eğiten olmak istedim.”

 

“Alkışlayan, arkamı döndüm gammazladı”

 

Kitabı yazarken okurlardan hiçbir beklentisinin olmadığını belirten Bülent Günkut, şöyle devam etti:

“Bazı bilirkişi ve dost yüreğin ‘tarihe bir iz bırakmalısın, tarih seni bir gün sorgulayacağında internetten değil de, bir de okuyarak öğrensin’ söylemleriyle hareket ettim biraz da.

Gerçekleri yaz dediler’, dedim ki ‘yazamam, yazarsam taşlar yerinden oynar’..

Gökten ne zembille indim, ne de değirmende ağardı bu saçlar. Herkes alkışlarla karşılamadı, alkışlayan, arkamı döndüm gammazladı, arkamı döndüm dedikodumu yaptı. Bütün bu zorluklarla geçti yıllarım”.

Toplumun bu gerçekleri okuması gerektiğini dile getiren Günkut, “2025’lerden itibaren varım, ya da yokum ama ‘yaşa yaşat’ nasıl olurmuş görsün herkes istedim.. Bunu kitabımda da kaleme aldım. İnanmak, Kıbrıs Türk toplumunu yüceltmek amaçlı ve bir de Kıbrıs sevdalısı olmaktır hayattaki mottom. Kitabım, dinleyicim, okuyucum elbette olacak..” ifadelerini kullandı.

Kitabıyla ilgili detayları aktaran Günkut, şunları belirtti;

“Deniz Plazalar’da 13 şubede ve Işık Kitabevi’nde var, edinmek isteyen oradan temin edebilir romanımı. 200 sayfa, 70 resim karesiyle hayatımı anlatıyor. Doğduğum günden, lohusa yatağından, bugüne kadarki hayatımdan seçilmiş kareler var.”

 

“Kitaptaki en etkili anım, 66 günlük esir kampı hayatım”..

 

Kitabında yazdığı tüm anılardan okuyucunun etkileneceğini ifade eden Günkut, bir anısı hakkında şöyle söyledi;

“Ama birini seçecek olsam esaret kampı anılarımı seçerdim..

20 Temmuz 1974’ü herkes kuzeyde zafer şarkılarıyla kutlarken, çığlıklarıyla ağlayıp sarılırken, biz 350 Larnakalı erkek, terk edilmiş bir okulda, çevresi kazılmış toplu gömülmeyi bekleyen 20 yaşlarında gençtik daha.

66 günü, eylül sonuna kadar bizler hep bize döndürülmüş makineli tüfeklerin korkusuyla geçirdik. Esir kampı günlerindeki notlarımız, bize sunulan kumanya zeytinlerin çekirdeklerini parlatarak tespih yapmamız unutulmazdır, okurken okuyucu da bundan çok etkilenecektir…”

 

“Deniz kenarında, plajda okunacak bir kitap değil..”

 

70 yaş ve dolayındaki kişilerin bu kitapta kendilerinden bir şeyler bularak okuyacağına dikkat çeken Günkut, “Ben gibi, benim arkadaşlarım ve hayatta kalan benim büyüklerim, Güney’de deniz kenarındaki Larnakalılarım veya 1972’ye kadar Lefkoşa Türk Lisesi’ndeki hocalarım, arkadaşlarım..” diye devam etti.

70 yıllık ömründeki 70 yılda dokunduğu, merhaba dediği, bir restorandaki, bir marketteki rafçıya kadar herkesin kitap içerisinde kendisine sevgi dolu bir tümce bulacağını aktaran Günkut, “Yolu sevgiden geçen, sevmekle başlayan bir yolculuğun romanı bu. Deniz kenarında bir plajda okunacak kitap değil.. Alem ve ahkam romanı değildir. Bir kader mahkumunun, hastalığı olanın, yoğun duygu geçişleri yaşayan ve geçmişine meraklı kişilere tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.

 

“Okuyucunun geri dönüşü, çok güzel oldu”

 

   Kitapçılarda romanın yerini aldığı günden bu yana okurlardan çok güzel geri dönüşler aldığını kaydeden Günkut,Türkiye’nin magazin gazetecisi – yazar – televizyoncusu Bilal Özcan, kitabıma destek vererek övgülerle dolu bir paylaşımda bulundu sosyal medya hesabı üzerinden. Bunun yanında bazı ev hanımları, çalışan kadınlar kendi evlerinde mum ışıklarının veya objelerinin önünde kitabımı çekerek, ‘bu kadar güzel eskiyi, geçmişi anlatan bir kitap okumadım’ şeklinde dönüşlerde bulundu. Şu anlık dönüşler güzel” dedi.

İlk ve tek olmasını dilediği kitap ve sergi için, Gazimağusa Belediye Başkanı’ndan geri çeviremeyeceği bir teklif aldığını kaydeden Bülent Günkut,  “Gazimağusa Belediyesi, eylül veya ekim ayında, kültür merkezinde 70 kare ve imza günü düzenlememi istedi. Sergi ve kitap tanıtımı, davetlilerim arasında tüm belediye başkanları vardı, bir tek Mağusa’dan bu davet geldi. İlk ve son olmasını düşünüyordum ama bu daveti geri çeviremeyeceğim” ifadelerini kullandı.

0
mutlu
Mutlu
2
alk_
Alkış
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
Günkut: İlk ve tek olmasını dilediğim bir kitap
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.