Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis Genel Kurul’da “Gemilerle İlgili Harçlar ve Ücretler Değişiklik Yasa Tasarısı”na ilişkin konuştu.
Erhürman, Mağusa Limanı’nda elleçleme işi için ihaleye çıkılmasıyla ilgili bir sorunları olmadığını kaydetti.
Fakat son zeyilnamenin bir “tuhaflık” taşıdığını kaydeden Erhürman, eğer bir şirket 5 yıl süre için elleçleme ihalesini alacaksa, beklenen şeyin, 5 yıllık hesap yapıp bunun sonucunda maliyet ve kar beklentisi ile hareket etmesi olduğunu kaydetti.
Erhürman, zeyilname ile herhangi bir anda fes edilebilir ve yatırım tazmin edilebilir denilmesi durumunda ihaleye girecek bir şirket olmasının beklenemeyeceğin ifade etti.
Ancak, 5 yıl içinde öngörülebilir karı da tazmin ederim denilebileceğini kaydeden Erhürman, bunun da devleti zarara sokacağını belirtti.
Erhürman, “Burada bir ihale var ama ben bunu anlamadım” dedi.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yeniden kürsüye çıkarak “Böyle ihale olmaz” dedi. Örneğin ikinci sene bir çökme olması halinde hemen büyük ihaleye çıkılmasının mümkün olmadığını ifade eden Erhürman, kimsenin bu beklentiyle bu ihaleye girmeyeceğini dile getirdi.
Ercan Havalimanı ihalesi ve sonraki süreçte yaşananlara işaret eden Erhürman, yapılması gerekenin ilk 5 yıl için fesih şartını kaldırmak olduğunu belirtti.
Yerinden söz alan CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay fesihle ilgili anlatılan sürecin “hava parası” almak olduğunu savunarak, bunun hukuki zemini olmadığını belirtti.
“Gerçek bir kriz masası kurulmalı”
CTP Grubu adına Tufan Erhürman “Tabi ve gayri tabi afet” başlıklı konuşma yaptı. Dün yaşanan afetin ne kadar tabi olduğunun konuşulabileceğini ancak hükümetin yarattığı afetin gayri tabi olduğunu söyledi.
İklim değişikliği konusunda çalışan pek çok kişinin uzun süredir uyarılar yaptığını kaydeden Erhürman, bununla ilgili bir sistem oluşturulması gerektiğini de uzmanların ifade ettiğini anlattı.
Dün yaşanacakların önceden belli olduğunu ancak gerekli adımların atılmadığını söyleyen Erhürman, örneğin elektriği kesilenlerin elektriklerinin ne zaman bağlanacağını bilememesi yerine tek merkezden insanlara bu gibi bilgilerin verilmesi gerektiğini belirtti.
Belediyeler alarma geçerken hükümette böyle bir hareket görülemediğini dile getiren Erhürman, hükümetin ancak tespit yaptığını söyledi.
Gerçek bir kriz masası kurulması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyleyen Erhürman, bebeklerin alkollü mama sonrası öldüğü süreçte yaşanan sıkıntılara da değindi.
Hükümetin birincil görevinin tazmin değil, krizi yönetmek olduğunu dile getiren Erhürman, “İyi ki belediyeler var” dedi. Öte yandan belediyelerin koordinasyonu da hükümetin sağlaması gerektiğini anlatan Erhürman, böyle olmayacaksa hükümete ihtiyaç olmadığını ifade etti, “Sosyal medya sizden çok daha iyi yönetiyor bu süreci” dedi.
Ali Kişmir davasına da değinen Erhürman, konuyla ilgili verdikleri yasa önergesine işaret etti.
Erhürman “Düşünceyi açıklama özgürlüğü artık bu halkın karakterinin, kültürünün bir parçasıdır” dedi.
Erhürman Toplu iş sözleşmeleriyle ilgili yapılması planlanan düzenlemelere de işaret etti. Belediyelerin toplu iş sözleşmesi yapması gibi bir konuya hükümetin karışmasının kabul edilebilir olmadığını dile getiren Erhürman, bu düzenleme arayışından vazgeçilmesini istedi.
Erhürman “Yasa diye getirilen şeyin içindeki kavramlar bile belli” değil diye konuştu. Toplu iş sözleşmesi düzeninin KKTC yasalarındaki yerine bakılması ve akıl yoluna dönülmesi önerisinde bulunan Erhürman, aksi halde yasa geçirmiş ama uygulayamamış konumuna düşüleceğini savundu.
İklim değişikliği konusunun ciddi bir konu olduğunu, bu coğrafyanın iklim değişikliğinden en çok etkilenecek alanlardan olduğunu söyleyen Erhürman, bu konuda Güney Kıbrıs’la da işbirliği içinde hareket etmek gerektiğini dile getirdi.
Erhürman dün yaşananların göz önüne alınarak sonraki afetler için önlem alınması gerektiğini vurguladı.
Yorumlar kapalı.