Eski müzakereci Ergün Olgun, New York’ta gerçekleşen gayriresmi toplantıyı KIBRIS gazetesine değerlendirdi:
Türk tarafının pozisyonu net olarak masaya kondu.. Ergün Olgun, 3’lü toplantıda Kıbrıs meselesinde taraflar arasında ortak bir zemin bulunamadığının Genel Sekreter açıklamasına yansımasının kritik ve önemli olduğunu vurguladı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu net bir şekilde dile getirdiğine dikkat çekti.
Uzlaşı zemini iki devlet.. Tatar’ın Kıbrıs’ta bir uzlaşının ancak iki devlet zemininde mümkün olabileceğini net bir şekilde dile getirdiğini, izolasyonlar ve ambargolarla ilgili sıkıntıları gündeme taşıdığını kaydeden Olgun, “Cumhurbaşkanımız, Rum tarafının Kıbrıs Türk ekonomisine zarar vermek için gerçekleştirdiği hamleleri Genel Sekreter’in dikkatine sundu.” dedi
Sınır kapıları..“Yeni açılımlar mümkün” Kıbrıs Türk tarafının Haspolat ve Çağlayan sınır kapılarının açılmasını gündeme getirdiğini belirten Olgun, “Bu iki kapı Kıbrıs Türk tarafı için önemli faydalar sağlayabilir” diyerek, “Her iki kapının da askeri bir boyutu yok. Açılmaları konusunda bir engel olmadığını düşünüyorum” diye konuştu
Taha Can GÜRLEK
Eski müzakereci Ergün Olgun, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Kıbrıs Rum lideri Nikos Hristodulidis’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in himayesinde New York’ta gerçekleştirdiği gayriresmi toplantıyı KIBRIS gazetesine değerlendirdi.
Olgun, toplantıda ortak bir zemin bulunamadığının açıklanmasının kritik olduğunu vurgularken, Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu net bir şekilde dile getirdiğine dikkat çekti.
“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz vurgulandı”
Ergün Olgun, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın toplantıda Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu BM Genel Sekreteri Guterres nezdinde geniş kapsamlı bir şekilde anlatma fırsatı bulduğunu belirterek, Kıbrıs sorununun çözümünde iki devletli çözümün önemine dikkat çekti. Olgun, Tatar’ın egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü konularını öne çıkardığını ifade ederek şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanımız, Kıbrıs’ta bir uzlaşının ancak iki devlet zemininde mümkün olabileceğini net bir şekilde dile getirdi. Bunun dışında, Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlar ve ambargolarla ilgili meseleler de gündeme getirildi. Cumhurbaşkanımız, özellikle Rum tarafının son dönemde Kıbrıs Türk ekonomisine zarar vermek için gerçekleştirdiği hamleleri Genel Sekreter’in dikkatine sundu.”
“Ambargoların ve izolasyonların vurgulanması çok anlamlı”
BM Genel Sekreteri Guterres’in daha önceki raporlarında, Kıbrıs’ta ekonomilerin dengelenmesi gerektiğini ifade ettiğini hatırlatan Olgun, izolasyonların bu bağlamda ele alınmasını çok anlamlı bulduğunu belirtti. Olgun, “Cumhurbaşkanımız, ambargoların ve izolasyonların adil olmayan bir şekilde Kıbrıs Türk halkına uygulandığını belirterek, bu konuyu güçlü bir şekilde gündeme getirdi” dedi.
Ayrıca, Rum tarafının Kıbrıs Türk ekonomisini baltalamaya yönelik girişimlerinin, Guterres’in raporlarında da vurgulanmasının önemine dikkat çeken Olgun, “Genel Sekreter’in, Kıbrıs Türk tarafının haklarını savunmaya yönelik bu girişimlerini değerlendirmesi ve bu doğrultuda bir rapor hazırlanması, adanın ekonomik dengesi açısından oldukça kritik” dedi.
“4’lü toplantı önerisi yerinde ve isabetli”
Kıbrıs Türk tarafının, Türkiye ve Yunanistan’ın da yer alacağı genişletilmiş 4+1 toplantısında konuyu yeniden gündeme getirme planının isabetli olduğunu belirten Olgun, Kıbrıs meselesinde harekete geçmesi gereken tarafın Rum yönetimi olduğunu söyledi.
Olgun, “Kıbrıs konusunda hareket etmesi gereken taraf artık çok açık: Kıbrıs Rum tarafı. Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak yalnızca eşitliğimizin saygı görmesini talep ediyoruz” dedi ve ekledi:
“Eşitliğimizin saygı görmediği bir ortamda ilerleme beklemek yanlıştır. Kıbrıs Türk tarafının haklarını savunması, adil bir çözüm için tek yol.”
“İngiltere’nin rolü artık anlamsız”
Kıbrıs meselesinde İngiltere’nin rolünün geride kaldığını savunan Olgun, adadaki görüşmelerde İngiltere’nin tarafsızlığını kaybettiğini ve masadaki varlığının dengeyi bozacağını belirtti. Olgun, “1960’larda İngiltere’nin bir rolü olabilir, ancak artık öyle bir aktöre Kıbrıs’ta ihtiyaç yok” diyerek, İngiltere’nin sürece katkı sunmak yerine engel teşkil edebileceğini ifade etti.
“Sınır kapıları konusunda yeni açılımlar mümkün”
Olgun, Kıbrıs’ta yeni sınır kapılarının açılması konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Kıbrıs Türk tarafının iki yeni sınır kapısının açılmasını gündeme getirdiğini belirten Olgun, “Haspolat kapısının ticari araçlar için değil, tüm araçlar için açılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Çağlayan bölgesinde de yeni bir sınır kapısının açılması gündemde. Bu iki kapı Kıbrıs Türk tarafı için önemli faydalar sağlayabilir” dedi.
Rum tarafının askeri maksatlarla bir sınır kapısı açma talebinin ise dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Olgun, Kiracı köyden Akıncılar’a doğru açılması planlanan bir sınır kapısının askeri nitelik taşıdığını ve bu konuda hassas olunması gerektiğini vurguladı. Olgun, “Haspolat ve Çağlayan kapılarının askeri bir boyutu yok, bu nedenle açılmalarının önünde bir engel olmadığını düşünüyorum” diye ekledi.
“Pozisyonumuzu korumalıyız”
Son olarak, Kıbrıs Türk tarafının mevcut pozisyonunun erozyona uğramaması gerektiğine dikkat çeken Olgun, “Bu süreçte pozisyonumuzu korumak çok kıymetli. Yapılacak her adımda dikkatli ve stratejik olunmalı. Müzakere sürecinde sağlam durmak, ilerideki görüşmelerde elimizi güçlendirecektir” dedi.
Yorumlar kapalı.