DPÖ Müsteşarı Güçlüsoy, Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın 10 yılı kapsayacağını vurguladı.
“Demografik yapı önemli”… DPÖ Müsteşarı Durali Güçlüsoy, bilimsel çalışmalarda önemli olanın nüfus sayısından çok demografik yapı olduğunu belirterek, ‘Adrese Dayalı Sayım Sistemi’ için şu an birkaç belediyenin hazır olduğunu söyledi. Güçlüsoy, bu sistem bütün belediyelerde çalışmaya başladığı zaman nüfusun demografik yapısının daha net ortaya çıkacağını açıkladı.
“Plana sadık kalınacak”… Beş Yıllık Kalkınma Planı yayınlandığında ve yürürlüğe girdiğinde planda yer alan her konunun yıl bazında DPÖ bünyesinde oluşturulan İzleme ve Koordinasyon Daire Başkanlığı tarafından takibinin yapılacağını söyleyen Durali Güçlüsoy, “Beş yıllık kalkınma planını tozlu raflarda bırakmak gibi bir niyetimiz yok.” dedi; plana sadık kalarak, beş yıllık sürenin çalışılacağını kaydetti.
“Fırsatçılık yapılıyor”… Durali Güçlüsoy, pandemi sonrası bir rahatlama sürecinin başladığı düşünülürken, yakın coğrafyada gerçekleşen savaşların olumsuz etkilerinden ülkemizin de etkilendiğini söyledi. Güçlüsoy, bunu fırsat bilip serbest piyasa ekonomisi zırhı altında fırsatçılık yapılmasının doğru olmadığını belirterek, şu an ‘fırsatçılık ekonomisi’ veya ‘vahşi kapitalizm’ uygulandığını açıkladı.
Cemre CEMALİ
KKTC’de, 2024-2028 yıllarını kapsayan Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın hayata geçirilmesi için öngörülen tarih Nisan 2024.
Plan çerçevesinde yapılacak çalışmalar kapsamında 14 adet özel ihtisas komisyonu kuruldu.
Ülkenin geleceği için çok önemli planda ek olarak eğitim, turizm, tarım gibi lokomotif sektörlere de yer verildi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) Müsteşarı Durali Güçlüsoy, dördüncü beş yıllık kalkınma planına ilişkin yürütülen çalışmaları ve hedeflenenleri KIBRIS’a anlattı.
Güçlüsoy, 1994 yılından itibaren böyle bir çalışma yapılmadığına dikkat çekerek “En önemli eksikliklerimizden biridir. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda sadece beş yıllık bir vadeyi değil, 10 yıllık bir süreci kapsayacak şekilde çalışılıyor.” dedi.
“Kalkınma Planı’nın yıllık takibi var”
Durali Güçlüsoy, kalkınma planlarının orta ve uzun vadede ülkenin ekonomik ve sosyal açıdan hangi şekillere oturtulacağı ve hangi iyileştirmeler ve hangi açılımlar ile yönetileceği konusunda çok önemli bir enstrüman olduğunu ifade ederek, “Meşakkatli ve zor bir çalışma sürecini gerektirir. 1994 yılından itibaren böyle bir çalışma yapılmadı. En önemli eksikliklerimizden biridir. Başbakanımız Ünal Üstel’in talimatlarıyla Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı çalışmaya başladık.” dedi.
Güçlüsoy, Beş Yıllık Kalkınma Planı yayınlandığında ve yürürlüğe girdiğinde planda yer alan her konunun yıl bazında DPÖ bünyesinde oluşturulan İzleme ve Koordinasyon Daire Başkanlığı tarafından değerlendirilmesinin ve takibinin yapılacağının altını çizerek plana sadık kalarak beş yıllık sürenin çalışılacağını kaydetti.
“Beş yıllık kalkınma planını tozlu raflarda bırakmak gibi bir niyetimiz yok.” diyen Güçlüsoy, hangi oranda ve ne aşamada hayata geçip geçmediğine yönelik yıllık takiplerinin yapılacağını belirtti.
“10 yılı kapsayacak”
Durali Güçlüsoy, dördüncü beş yıllık kalkınma planında sadece beş yıllık bir vadeyi değil; 10 yılı kapsayacak şekilde çalışıldığının altını çizerek, “Bundan sonraki Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı çalışılacağımızda da nasıl çalışacağımız, neleri çalıştığımız ve nelerin üzerine daha iyi gideceğimiz noktasında da ilerlemeler kaydetmek için 14 Özel İhtisas Komisyonu belirledik.” vurgusu yaptı.
Belirlenen Özel İhtisas Komisyonu’nun birinci ve ikinci oturum çalışmalarını tamamladığını kaydeden Güçlüsoy, şu an üçüncü ve son oturum toplantılarının devam ettiğini açıkladı.
Güçlüsoy, son oturum toplantısından sonra ortaya çıkacak olan ana metinlerin paydaşlarla tekrar değerlendirileceğinin bilgisini vererek, ondan sonraki süreçte yasal olarak önce konseyin kabulüne sunulacağını ardından da tekrar bir düzenleme yapılarak Bakanlar Kurulu’na, oradan da meclise sunulması gerektiğini belirtti.
Kalkınma Planı’nın hayata geçirilmesi için öngörülen Nisan 2024’e uyacak şekilde çalışmaları son hızıyla devam ettirdiklerini açıklayan Güçlüsoy, dördüncü beş yıllık kalkınma planında en fazla üzerinde durulan noktaları anlattı.
“Özel İhtisas Komisyonları 14 başlık altında belirlendi”
Durali Güçlüsoy, 14 başlık altında ayrı ayrı belirlenen bütün Özel İhtisas Komisyonlarının ülkenin geleceği için çok önemli olduğuna dikkat çekerek bunlara ek olarak eğitim, turizm, tarım gibi lokomotif sektörlere de önem verdiklerini açıkladı.
Yükseköğrenimin çok önemli ve değerli olduğunu, bu bağlamda Yükseköğretim Özel İhtisas Komisyonu oluşturulduğunu belirten Güçlüsoy, buna ek olarak ekonomiye geniş yer verildiğini, sanayi ve ticareti de çok ciddi çalıştıklarını vurguladı.
Güçlüsoy, Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın uzman ve bilirkişilerle ülkenin sanayileşmesine, ihracatına ve ticaretine yön verecek şekilde çalışıldığının altını çizerek “Ekonomi ve Enerji Bakanı, müsteşarı ve yetkililerine de teşekkür ederim. Onlar da ciddi anlamda katkılar koydu.” dedi.
Temele oturtmak istedikleri unsurun; ülkedeki üretim mekanizmalarını yeniden hayata geçirmek, şahlandırmak ve hayatta olanları iyileştirmek olduğuna vurgu yapan Güçlüsoy, böylelikle daha yüksek bir üretim hacmine dolayısıyla da ticareti de geliştirerek çalışılmasını sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
Güçlüsoy, yeni organize sanayi bölgeleri veya küçük esnaf sanayi sitelerinin oluşumunun önemine dikkat çekerek ihracata yönelik üretim bacakları geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Türkiye Cumhuriyeti’ne ya da üçüncü ülkelere ihracat gerçekleştirmek için liman altyapılarının hazır olması gerektiğini söyleyen Güçlüsoy, “Mağusa’da yeni bir liman kurulması için, Gemikonağı Limanı’nın da devreye girmesi yapılması için çalışmalar devem ediyor. Bütün bacakları çalışarak, irdeleyerek o yönde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.” dedi.
“Kendi kendine yeterliliği sağlamak çok önemli”
Durali Güçlüsoy, üretimin ilk temel taşının kendi kendine yeterliliği sağlamak olduğunu, daha sonra ise ticaretin düşünülebileceğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın elinde 2018 yılında hazırlanan Tarım Eylem Planı vardı. İyi ve detaylı bir çalışmaydı biz onun üzerine yeni üretim modelleri koyarak ilerliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen su ile iki bölgeye tarımsal amaçlı kullanabilmek için su götürülecek. Güzelyurt Ovası’na su ulaştı ve Mesarya Ovası için de çalışmalar devam ediyor.
Bununla birlikte sulu tarımın iyileştirilmesi, geliştirilmesi, üretim bantlarının önce iç piyasaya yeterli olması daha sonra da ihracat bacağını düşünmek koşulu ile çalışmalar beş yıllık kalkınma planımızda da kesinlikle var.”
Güçlüsoy, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de nüfusun sabit kalmayarak illaki artacağını dolayısıyla ülkelerin yeterliliğini ve planlarını buna göre yaptığını belirterek, “Sağlık, eğitim, gıdaya erişim gibi ekonomik hayattaki ve sosyal hayattaki gelişimizi de o paralelde yapmak zorundasınız zaten Kalkınma Planı’nda da bu unsur çok detaylı bir şekilde incelenerek hayata geçirilmek isteniyor. İhtiyaçlarınız bugün hesapladığınızdan daha düşük kalırsa, orada bir hata var demektir. Bu yanlışları ortadan kaldırmak adına, beş yıl, 10 yıl sonra doğru öngörülerle bunları yazdık diyebilmek için de bunu en önemli faktör olarak değerlendiriyoruz ve çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Verilen rakama göre hesaplamalarımızı yapıyoruz”
“İstatistik Kurumunun 2022 yılına yönelik açıkladığı projeksiyon nüfus gerçekçi bir nüfus mudur?” sorusunu da yanıtlayan Durali Güçlüsoy, “İstatistik Biriminde bir çalışma yöntemi vardır o yöntemle belirleniyor. İstatistik bilimine inancımız varsa ve istatistiği de bir bilim olarak kabul ediyorsak, verilen rakamı tabiî ki gerçekçi bulup hesaplamalarımızı ona göre yapıyoruz. Tabiî ki kesin, net bir sayı mı? Hayır değildir, zaten bunu istatistik bilimciler de söylüyor ama elimizdeki mevcut veri budur. Bu verinin üzerine çalışmamızı yapmamız da en doğru harekettir.” şeklinde konuştu.
Güçlüsoy, kalkınma planının bu veriler ışığında hazırlandığını, bunun diğer bir bacağının da belediyelerin üzerinde çalıştığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından takip edilen ‘Adrese Dayalı Sayım Sistemi’ olduğunu söyleyerek, şu an 7-8 belediyenin hazır olduğu, diğerlerinin de hazır olma noktasında son aşamaya geldiğini açıkladı.
“Bu sistem bütün belediyelerde sağlıklı bir şekilde çalışmaya başladığı zaman nüfus sayımızı sadece sayı olarak değil; demografik yapımızı da net olarak ortaya çıkarak ki bizim için en önemli veri de budur” vurgusu yapan Güçlüsoy, bilimsel çalışmalarda her şeyden önemli olanın demografik yapı olduğunu kaydetti.
“Demografik yapı sayıdan önemli”
Durali Güçlüsoy, DPÖ’nün çalışmaları tam ve doğrusal yapabilmesi için demografik yapıların sayıdan daha çok önemli olduğuna işaret ederek, bu çerçevede toplumda kaç kişinin kendi evi olduğu, kaç kişinin kirada kaldığı, kaç kişinin iş sahibi olduğu, kaç kişinin işsiz, kaç kişinin gizli işsiz olduğu, kaç tane üniversite öğrencisi olduğu, eğitim hayatına devam eden ve eğitim hayatından kopan kaç çocuk olduğunu, sosyal veya ekonomik hayata nasıl katkı koyulduğu, toplumun alışkanlıklarının ne olduğunun çok önemli unsurlar olduğunu açıkladı.
Kalkınma Planı’nda, 2022 yılında en son yapılan hane halkı alışkanlık anketinden elde edilen veriler ve ondan önceki yapılan anketlerdeki veriler ışığında bu çalışmaları yaptıklarını ifade eden Güçlüsoy, “Nihai ve en doğru bilgiyi bütün belediyelerimizin adrese dayalı kayıt sistemi bittiği zaman elde edeceğiz. Nüfus sayısından ziyade demografik yapı veya toplumun alışkanlıkları ile ilgili bilgileri İstatistik Kurumundan talep ediyoruz, çalışmalarımızı da bu yönde planlıyoruz” vurgusu yaptı.
“21 binden fazla denetim yapıldı”
Durali Güçlüsoy, piyasa denetimleri ve hayat pahalılığı ile ilgili, geçtiğimiz yılın 12 aylık verilerinin henüz ellerine ulaşmadığını ancak 2023 yılı itibarıyla sokak denetimlerinin yapıldığını ifade ederek, 1 Ocak-30 Eylül 2023 arasında Ekonomi ve Enerji Bakanlığına bağlı Ticaret Dairesi, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığına bağlı Hayvancılık Dairesi ve Veteriner Dairesi, Maliye Bakanlığına bağlı Vergi Dairesi, Turizm Bakanlığına bağlı Turizm Planlama Dairesi vasıtasıyla sokakta 21 binden fazla denetim yapıldığını açıkladı.
2024 yılı için de başbakanın talimatı ile denetimlerin arttırılarak devam ettiğini söyleyen Güçlüsoy, “Halkımızdan istirhamım şudur: ‘Denetim yapılmıyor’ veya ‘Ticari hayat denetimden yoksun bir şekilde devam ediliyor’ gibi düşünülmesin. Denetimler çok sıkı ve ciddi bir şekilde yapılıyor. Daha da fazlası yapılabilir, bununla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor.” dedi.
“Serbest piyasa ekonomisi zırhı altında fırsatçılık”
Durali Güçlüsoy, ülkemizde ‘serbest piyasa ekonomisi’ algısı olduğunu; ancak bazı kesimlerin serbest piyasa ekonomisi adı altında fırsatçılık ekonomisi yaptığına dikkat çekerek, şu an uygulananın ‘fırsatçılık ekonomisi’ ya da ‘vahşi kapitalizm’ olduğunu açıkladı.
Pandemi sonrası bir rahatlama sürecinin başladığı düşünülürken, yakın coğrafyada gerçekleşen savaşlar nedeniyle siyasi ve idari krizlerin etkisiyle her türlü olumsuzluklardan ülkemizin de etkilendiğine dikkat çeken Güçlüsoy, bu kötü etkileri fırsat bilip de serbest piyasa ekonomisi zırhı altında fırsatçılık yapılmasının doğru olmadığını belirtti.
Güçlüsoy, ahlaki değerlerin insani duyguların ön plana çıkarılması gerektiğine değinerek bu noktada denetimlerin önemine vurgu yaptı.
“Temel gıda ürünlerine narh getirilebilir”
Herhangi bir olumsuzluk tespit edilmesi halinde de Ticaret Dairesi ve Vergi Dairesi Yasalarının maddi cezaları olduğu gibi hapislik öngören cezaları da olduğuna dikkat çeken Durali Güçlüsoy, hızlı fiyat artışlarının önüne geçilemezse uygulanabilecek yöntemlerden bahsetti:
“Denetimli narh ilan etme konusu vardır. Et süt yumurta tavuk gibi en çok ihtiyaç duyulan temel gıda ürünlerini denetimli gıda statüsüne alıp bunların fiyatları ile ilgili kendi narh sistemimizi getirerek fiyatları belirleyip bu fiyatın üstünde ya da altında satılmaması koşulu ile bir düzenleme yapılabilir. Bununla ilgili de Ekonomi ve Enerji Bakanlığınca yürütülen çalışmalar var. Hızlı fiyat artışlarının önüne geçilemezse uygulanacak yöntemlerden biri de budur.”
“Eylülden sonra rahatlama öngörüyoruz”
Durali Güçlüsoy, başta ülkemiz olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’ndeki ve yakın coğrafyamızdaki bütün ekonomistlerin ortak bir hayali olduğunu söyleyerek, 2024’ün üçüncü çeyreği eylülden sonra gıda fiyatlarında veya Tüketici Fiyat Endekslerinde (TÜFE) bir rahatlama öngörüldüğünü açıkladı.
Güçlüsoy, pandemiden çıkan yaralı ekonomik bir yapı varken, 2023 yılında depremler ve savaşlar yaşandığını anımsatarak, “Umut ediyoruz ve hayal ediyoruz ki 2024 yılında böyle sorunlar yaşamayalım. 2023’te ve 2024’ün ilk aylarında yapılan bütün çalışmalar tam ve doğru bir şekilde sonuç verirse, 2024’ ün 3. çeyreğinden sonra bir rahatlama sürecine girip 2025 yılında da tam bir rahatlamanın sonuçlarını almayı öngörüyoruz. Tabiî bu süreçte, yakın coğrafyalarda ve ülkemizde siyasi hareketlilik, siyasi kriz, savaş krizi, ekonomik kriz ya da bir doğal afet krizi yaşanmamasını umut ediyoruz” vurgusu yaptı.
Yorumlar kapalı.