Murat OBENLER/BERLİN
Ünlü Amerikalı aktör Willem Dafoe, “8. Uluslararası Berlin Film Festivali”nde ‘Onursal Altın Ayı’ ödülünü Festival Direktörü Dieter Kosslickve yönetmen Wim Wenders’in elinden aldı.
Usta oyuncuya saygı anlamında verilen ödül için Berlinale Palast’da düzenlenen geceye sinema dünyasının ünlüleri katıldı. Yönetmen Wim Wenders’in, Dafoe hakkındaki konuşması ve sinema kariyerinden örneklerin yer aldığı tanıtım filminin ardından Dafoe’ye onur ödülü olan Altın Ayı heykelciği takdim edildi.
Festival yarışmalarının devam ettiği Berlinale’de bu hafta Lav Diaz’ın yönettiği “The Season Of The Devil”, Gus Van Sant’ın yönettiği “Don’t Worry, He Won’t Get Far on Foot”, Erik Poppe’nin yönettiği “Utoya 22.juli -U – Jully 22” Emily Atef’in yönettiği “3 Tage in Quiberon -3 Days in Quiberon”, Rupert Everett’in yönettiği “The Happy Prince” galalar yaparak seyirciyle buluştu.
İngiliz Rupert Everett’in hem yönettiği hem de başrolü oynadığı, İrlandalı oyun yazarı Oscar Wilde’nın cinsel yöneliminden dolayı 1890’larda Paris’e sürülmesiyle ilgili bir hikayeyi biyografik olarak anlatan “Happy Prince-Mutlu Prens” Berlinale’de özel gösterimle seyirciyle buluştu. Filmin yönetmeni de olan İngiliz aktör Rupert Everett, İrlandalı oyun yazarı Oscar Wilde’nın 1890’larda sürülmesiyle ilgili bugün dünyanın bazı yerlerinde hâlâ mevcut olan homoseksüellerin trajedisinin ifadesi olduğunu söyledi.
Poppe: Katliam sağ eğilimli görüşlerin beslediği düşüncenin bir sonucu
Yönetmen Erik Poppe, 22 Temmuz 2011’de Utoya adasındaki aşırı sağ eğilimli silahlı bir kişinin gerçekleştirdiği ve birçoğu genç 69 kişinin hayatını kaybettiği “U-22 Temmuz” filminin prömiyerini Berlinale’de gerçekleştirdi.
Film ekibiyle katıldığı basın toplantısında yönetmen Erik Poppe, son filminin Norveç’in en dehşet verici olaylarından birinin sonucu olan iyileşme sürecinin bir parçası olduğunu söyledi. Bu olayın bir neo-faşizm örneği olduğunu ve bunun birkaç gün önce Norveç’in başkenti Oslo’da parlamentoya yapılan terör saldırısıyla bağlantısı olduğunu söyledi.
Dikkatleri parlamento saldırısı üzerine çekmeye çalışan karanlık güçlerin bu arada adada bir toplu katliam gerçekleştirdiğini kaydeden Poppe, adadaki katliamın travmatik etkilerinin gerek ölen gençlerin aile ve arkadaşları üzerinde gerekse toplum üzerinde hâlâ devam ettiğini belirtti. Olmuş olayları bazen kurmaca filmin belgeselden daha iyi yansıtabildiğini ifade eden Poppe, bu işin öyle bir film olabileceğini belirtti.
Utoya’ya yakın başka bir adada çekilen ve kurgusal olarak orman, kumsal ve denizde genç “Kaja”yı gösteriyor.
Yorumlar kapalı.