
Bulaştığı uyuşturucu illeti nedeniyle hayatını kaybeden Arda Erkan, ölümünün ikinci yılında Lefkoşa Kabristanlığı’ndaki mezarı başında anıldı. Tüm dost, arkadaş ve sevenleri yanında, TUFAD da anma törenine katkı koydu.
Törende Arda’nın babası Mustafa Erkan ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu konuşma gerçekleştirdi. Uyuşturucuyla ilgili yaptıkları mücadeleden söz eden Karaokçu, Arda’nın başına gelenlerin uyuşturucuyla savaşına bir ivme kazandırdığını belirtti.
Karaokçu, “Başka Arda’lar ölmesin” sloganıyla hareket etiklerini ancak Arda’nın ölümünden sonra başkalarının da öldüğünü, bu güne kadar 14 çocuğumuzu kaybettiğimizi söyleyerek, şöyle devam etti:
“Arda bizi terk edeli iki yıl oldu. Ama biz onu terk etmedik. Mustafa ve Gülseren’e ‘başka Ardalar ölmesin’ diye mesaj bıraktı. Onlar da bu misyonu yüklenerek çok büyük bir mücadelenin içerisine girdiler. Arda sadece anne, babasına değil bütün topluma mesaj bıraktı aslında.
Komisyon olarak Arda’nın mücadelede sembol olması konusunda elimizden gelen her türlü çabayı sarf ediyoruz. Komisyon ile Arda’nın ailesinin ortak düşüncesi doğrultusunda geleneksel Kite Sörf etkinliğine devam edeceğiz. Biz hiçbir çocuğumuzu uyuşturucudan kaybetmek istemiyoruz. Bu nedenle toplumsal mücadele vermezsek, bu mücadeleyi kaybedeceğimizi üzerine basa basa vurguluyoruz.”
Uyuşturucuya karşı kenetlenme ve gücümüzü ortaya koyarak gençlerimizi uyuşturucu tacirlerinin elinden kurtarma yolunda bir adım olması dileğiyle gerçekleştirilen 7 Temmuz’daki anmada babası Mustafa Erkan şöyle konuştu:
“İki yıl önce bugün buraya canımızdan bir parça olan oğlumuzu, Arda’mızı gömdük. Bir tanecik oğlumuzu gömerken eşim Gülseren ile birlikte hayatımızın tek anlamını, yaşama sevincimizi, umutlarımızı, planlarımızı, bugünümüzü, yarınımızı da gömdük. O rezil gece yaşanmasaydı, yapabileceğimiz çok şey vardı daha. Yapamadık. Çünkü onu bu yola sürükleyenler biricik oğlumuzu kurtarma umudunu da elimizden aldılar. Evet, çünkü, Arda sanıldığı gibi yüksek doz uyuşturucudan ölmedi. Uzmanlardan aldığımız görüşlere dayanarak, Arda’nın öldürülmüş olabileceği ihtimalinin yüksek olduğunu söyledik ve bunun araştırılmasını talep ettik. Onun boynundaki morluklar kimin, kimlerin eseriyse, onu kimler hırpalayıp orada arabanın içinde ölüme terkettiyse, ortaya çıksın, yargılansın istedik. Bir yere kadar geliyoruz, sonrası bulanık, sonrasını göremiyoruz. Arda’nın artık bizden isteyebileceği hiçbirşey yok, ama biz o geceyi aydınlatmamızı beklediğine inanıyoruz. O gece aydınlansın ki, başka çocuklar da aynı karanlık yollarda öldürülmesin, ölüme terkedilmesin. Arda, başka çocukların kurtulmasına vesile olsun, bu karanlık yollarda onlara ışık olsun.”
Yorumlar kapalı.