
Çağdaş ÖĞÜÇ / CANLI
Anastasiadis, Kuzey Kıbrıs saati ile 19:30’dan itibaren canlı yayında ulusa seslenecek. KIBRIS Gazetesi olarak, Anastasiadis’in canlı yayında yapacağı açıklamaları, son dakika gelişmeleri ile beraber saniye saniye Güney’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan siz değerli okuyucularımıza aktaracağız…
Anastasiadis, konuşmasında şunları kaydetti:
Bugünkü toplantı, 11 Şubat 2016 tarihinde Temsilciler Meclisi’nin açık oturumunda açık bir şekilde ortaya koyduklarımın detayıdır.
Bugüne kadar görüşülmüş olan ve yurttaşları endişelendiren ve ilgilendiren 4 başlıkla ilgili hususlara değineceğim.
1977’den itibaren belirlenen yeni durumda benden önceki tüm görüşmecilerin de müzakere çerçevesini teşkil ettiğini bilmekteyiz.
Bu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iç devletsel yapısının iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde, üniterden federale dönüşümü ile ilgilidir. Müzakere edilen çözümün federasyona değil, konfederasyona götüreceği iddiası yersizdir. Eğer görüşmeler bugüne kadar olduğu gibi iki toplumun liderleri arasında değil de, önceden varolan iki lider arasında yapılsaydı, böylesi bir iddianın zemini olabilirdi.
11 Şubat ortak açıklamasında denildiği gibi, federal yasa, birleşik Kıbrıs’ın iki oluşturucu devlette kurucu olacağı, meşruiyet ve yasallıklarını önceden var oldukları için değil, anayasadan alacakları 11 Şubat açıklamasında bulunmaktadır.
1960 kuruluş anlaşması ve Kıbrıs’ın BM, AB üyeliği devam edecektir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren var olan anlaşmalar devam edecektir.
Müzakereler göstermektedir ki, uluslararası hukuka göre, devletleri belirleyen 3 temel ilke; tek uluslararası kimlik, tek kimlik, tek vatandaşlık tamamen güvence altına alınacak.
Mülkiyet başlığında ilerleme az
Mülkiyet başlığında az bir ilerleme kaydedilmiştir. Kıbrıs sorununu çözmek için zaman zaman yapılan müzakerelerin ilgili hususlarına dahi, Kıbrıs halkı yararına iyileştirmektedir. İşler bir yönetim sisteminin sağlanması hedeflenmektedir.
Geniş yetkiler güvence altında
Dış ilişkiler, savunma politikası, kara deniz, hava sınırlarının denetim ve güvenliği gibi konularda yetkiler hakkında anlaşmaya varılmıştır. Federal devletlerin temel öğelerinden biri de, günlük yaşamda geniş yetkilerin güvence altına alınmış olmasıdır.
Bu çerçevede; her bir kurucu devletin kendi bağımsız sosyal sigorta sistemi, sağlık sistemi, eğitim sistemi, yerel yönetimleri olacaktır. Ayrıca; her toplumun özellikle etnik, kültürel, dini özellikleri de güvence altında olacak. Federal devletin ekonomik yaşamının güvencesi dışında, federal devletin kontrolü altında her federal devletin ekonomik yaşayabilirliği güvence altına alınması öngörülmektedir.
Bir federal devletin yarattığı ekonomik yükümlülükleri ödemeye çağırması söz konusu olmayacaktır. Girişimcilerin korunması için, hem sağlıklı rekabeti sağlayacak hem de ürün ve hizmetlerin AB kurallarına uygun şekilde belgelenmesi için sıkı kurallar olacaktır.
Her yurttaş istediği yerde yaşama hakkına sahip olacak
Çözüm çerçevesinde, her yurttaş tüm Kıbrıs’ta sınırlama olmaksızın özgür şekilde dolaşabilecektir. Her birimiz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasal yurttaşları yerleşeceği yeri seçme hakkına sahip olacaktır. İstediği yerde mülk edinme, mesleğini icra etme hakkına sahip olacaktır. İki toplumluluğun güvence altına alınmasına sağlamak olarak, bu haklara sahip olmasının, seçme hakkı olması kabul edilmiştir.
Her TC vatandaşına karşılık 4 Yunan vatandaşı
Adanın demografik karakteri, çözümün ilk gününde güvence altına alınacak. 1960 Cumhuriyeti’nin demografik yapısını koruyacaktır. En önemli olan da bu düzenleme ile, yarın da gelecek de güvence altına alınacak.
Bir TC vatandaşına Kıbrıs vatandaşlığı için önce 4 Yunanistan vatandaşına Kıbrıs vatandaşlığı verilmesi gerekecek.
İlk kez olarak, çözümün daha ilk gününden itibaren, tüm yurttaşlar lehine yararların olmasına yönelik gerçekleştirilecek diyalog ileri aşamada bulunmaktadır.
Daha ilk günden itibaren Mağusa’nın kapalı bölgesinin yasal sahiplerine verilmesi, ara bölgenin yasal sahiplerine verilmesi, işgal ordularının önemli oranda adadan ayrılması gibi konular…
Yurttaşları endişelendiren konularda genel bir değerlendirmemi sizlerle paylaştım. Anlaşmazlıklar, farklı yaklaşımlar var olmaya devam ediyor.
Ana konularda önemli ayrılıklar var
Ana konular üzerinde özlü diyalogun nesnesini teşkil etmediklerini biliyoruz. Bu iki konuda, iki tarafın tezleri arasında önemli ayrılıklar var.
Güvenlik ve garantilerde özlü ilerleme için, İsviçre’de gerçekleştirilecek müzakerelerde sağlanmasını ümit ediyorum. Olumlu sonuç için çözüm isteğinde bulunmak yeterli değildir. Kıbrıs sorununda saygın, onurlu ve herkesin kabul edeceği çözüm her iki toplumun yararına olacak. Böylesi bir çözüm Türkiye ve Türk halkının da yararına olacak. Türkiye ve Kıbrıs Türk toplumunun kararlı katkısı belirleyici olacak. Çözümün Kıbrıs halkının beklentilerine yanıt vermesi düşüncesiyle, gerekli iradeyle İsviçre’ye gidiyorum.
SORU: Toprak konusunda izleyeceğiniz çizgi ne olacak? Güzelyurt konusudaki tutum ne olacak?
Anastasiadis: Bizim hedefimiz, olabildiğince Kıbrıslı Rum’un ata topraklarına dönmesidir. Bu konuya ilişkin olarak detaylı biçimde isimler belirterek kamuya açık müzakere sürecine girmek istemiyorum. Özlü toprak ayarlamaları yapılmaksızın, mülkiyet sorunu çözümü gerçekleşemeyecektir. Yurttaşlarımız anlamalıdır ki, hukuk çerçevesine, adalet çerçevesinde gerekli toprak düzenlemesi yapılabilmesi, Kıbrıslı Rumların çözümü kabul edebilmesi için de geçerlidir.
Ben, Kıbrıs Rum Yönetimi altında olacak bölgelerden konuştum. Özel statü Karpaz bölgesinde geçerli olabilir. Talat’ın önerisi üzerinde düşünülebilecek bir öneri. Karpaz gibi bir bölge, üçüncü Viyana görüşmelerinde 23 bin Karpazlı’nın bölgede kalmasını içerecek düşünce vardı.
SORU: Bu ilerlemeyi neyle ölçeceğiz? Garanti ve güvenliklerin konuşulmasını sağlayacak olan ne?
Toprak konusunda kriterler ve anlaşmazlık olan bazı konuların çözüme kavuşturulabilmesi ve böylece oluşacak perspektifle devamında diyalogun yeni aşamasında muhtemelen arzu edilen son aşamaya ulaşılabilmesi mümkün olur diye umut ediyorum.
Toprak ve harita olmadan 5’li konferans yok
Kriterler aracılığıyla belirlenecek olan şeylerden biri haritadır. Bu konularda çok taraflı bir konferanstan söz ediyorsak, çok taraflı konferansın gerçekleştirileceği tarihi kabul etmem, toprak düzenlemelerine ilişkin ilerleme olmaksızın, bu konuda haritada belirlemeler olmaksızın böyle bir tarihi kabul etmem.
Sadece kriterler belirlenmesi yeterli ilerleme sayılabilir. Toprak konusunda sadece kriterlerin belirlenmesi değil, haritaların da ortaya konulması, bu kriterleri yansıtan bir haritaya ulaşılması önemli ilerleme olacaktır.
Çok taraflı konferansın gerçekleşmesi olasılığı bu şekilde olabilir.
Bizim görüşümüz net olarak bilinmektedir
SORU: Mont Pelerin’deki süreç belirlendi mi? Taraflar arasında ne kadar mesafe var?
Derinlemesine olmayan beyin fırtınası diye anılan bir biçimde görüşlerin dile getirildiği bir olgu söz konusu… Açık bir biçimde TV kanallarında müzakereler yapma girişiminde bulunmak diğer tarafın da benzer tutumları ortaya koymasına yol açacaktır ve müzakere sürecini bu zorlaştıracaktır. Bizim görüşlerimiz net olarak bilinmektedir. 100 bin Kıbrıslı Rum, Kıbrıs Rum Yönetimi altında, tarihsel olarak bağlantılı oldukları bölgelere dönebilme olanağına kavuşsunlar. Her bir oluşturucu devletin sahil kıyıları konusundaki öneriler sunuldu.
Bir tarafın güvenliği diğer taraf için güvensizliktir
SORU: Garantiler konusunda ısrar devam ediyor. Siz ne diyorsunuz?
Amacımız bir çözüme ulaşmak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çağdaş bir Avrupa devleti halinde, ne yabancı ordulara ihtiyacı olacağı, garantilere ihtiyacı olacağı devlet yönünde iki toplum arasında güvenin sağlanması ve birbirlerini anlayarak Akıncı tarafından söylendiği gibi; bir toplumun güvenliği diğer toplumun aleyhine olmamalıdır. Belki bazı orduların kalması bir toplum için güven sağlayabilir ama diğer taraf açısından güvensizliktir.
Tüm bunlara ilişkin olarak, biz önerilerimizde gerekli olan yerlerde ve sorun yaşandığı yerlerde, sonuç alıcı bir biçimde sorunlara karşı koyabilecek mekanizmaları içeren önerileri sunduk. Gerçek güvenliği yurttaşlarda sağlayacak olan şey bu mekanizma olacak.
Güvenlik konusu; üzerinde anlaşmaya varılacak olanların güvence altına alınması için önem taşıyor. Yeterli güvenlik olması gerekiyor. İlgili tüm taraflar, üstlendikleri taahhütleri yerine getirmelidirler.
Çözüm istiyoruz söylemiyle sınırlı kalmayacağız
Çözüm yaratıcı bir uzlaşıyla sağlanabilir. Bizim tarafımız 42 yıldır çözüm çabası içindedir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tüm liderleri, Kıbrıslı Türk ve Rumlar için olabilecek tehlikeleri dikkate alarak, ellerinden gelen tüm çabayı ortaya koyarak, çözüm için çalıştılar ve biz çözüm istediğimiz söylemiyle sınırlı kalmayacağız. Biz pratikte, hem Türkiye hem uluslararası topluma mesaj vereceğiz. Ortaya koyulan çabalarda başarısızlık, Kıbrıs Rum tarafının sırtında olmayacaktır. Endişelerimiz olduğu için felç olmuş durumda olmayacağız. Kıbrıs sorununu çözümü tüm Kıbrıs halkı için avantaj… Doğal zenginliklerimizi değerlendirmeliyiz. Ortak yaşam içinde geleceğe yönelik, gerçek perspektife sahip olabiliriz.
Çözümü başarmaya bu derece yaklaştıktan sonra, başarısızlık, başkaları üzerine düşen sorumlulukları üstlenmelidir.
Federal polis olacaktır
BM Güvenlik Konseyi’nin toprakta yapılacak düzenlemelere ilişkin olarak, Güvenlik Konseyi’nin 7’inci başlık altında bu çalışmayı üstlenebilir ve Güvenlik Konseyi yetkili kurumdur. BM, Barış Gücü’nün himayesi altındadır. Onlar gerekli çalışmaları yaparak, üzerinde anlaşmaya varacak olanların gözetimini yapabilirler. Tüm federal devletlerde olduğu gibi, güvenlik birimleri olacak. Federal polis olacaktır. Yerel polisin olmadığı yerlerde hizmetini sunacaktır. Barış Gücü’nün güçlendirilmiş misyonu olabilir. Güvenlik Konseyi’ne başvurulabilir. Bu şekilde ister bir toplum, ister diğer toplum aleyhine ortaya çıkabilecek güvensizlik durumlarında bu yapılabilir. Dönüşüm sürecindeki devletin 74’te istila, anayasal düzenin sağlanması için yapıldı. Sadece anayasal düzenle kalmadı. Bugün önümüzde üniter devletin federal devlete dönüştürülmesi süreci vardır.
Kötü çözüm de tehlikelere yol açabilir
Kıbrıs sorunun çözümü aciliyet arz etmektedir. Tehlikeler de artmaktadır. Olası bir kötü çözüm, çözümsüzlük de tehlikelere yol açabilir. Ben onurlu görüşmelerde bulunmak adına müzakerelere gidiyorum. Tehditlerde geri adım atmam söz konusu olamaz. Yurdumuzun yeniden birleşmesi, işgal ordularından kurtulması, çağdaş AB devletinin tüm yurttaşlarına saygı gösterilmesine kararlıyım.
SORU: Erdoğan, Barbaros’u Kıbrıs’a yollarsa Mont Pelerin’i terk edecek misiniz?
Ben, peşinen hükümlerde bulunmak istemiyorum. Eğer ilerleme olmazsa, ne son aşamaya ilişkin tarih olabilir, diyalog devam eder ama, diyalog bazı tutumlar sebebiyle kesilirse, her şeye zamanı geldiğinde karar vereceğiz. Karar verecek olan halktır. Halkın kendisidir.
SORU: Çok taraflı konferans konusunda söylenenler var. İyi giderse, İsviçre’de görüşmeler çok taraflı konferansa mı gideceğiz?
Haritaların sunulması ve anlaşmaya yakınlaşma yönünde ilerleme kaydedilirse, toprak dışında mülkiyet konusunda görmemiz gerekiyor. Mevcut anlaşmazlıklar ne derecede aşılabilir konusunu görmemiz gerekiyor. Çözüme yakın olduğumuzu gördüğümüzde, bize bağlı değil, Kıbrıs Türk liderliğine bağlı olacak.
Benim sahip olduğum niyete, diğer tarafın da sahip olması gerekiyor
İsviçre’de ilerleme olmazsa diyalogu kesmeyeceğiz. Herkes gibi 2016’da çözüme ulaşmayı istiyoruz. Hepimizin arzusu, olabildiğince erken çözüme ulaşmaktı. Çözüme ulaşamamanın sebebi, Türkiye’nin uzlaşmaz tutumuydu. Görüşmelerde olmasını arzu ettiğimiz olumlu atmosferi herhangi bir biçimde kirletmek istemiyorum. İstek ve irade ortaya konulması gerekiyor. Benim sahip olduğum niyete, diğer tarafın da sahip olması gerekiyor.
Biz, belirlemiş olduğumuz ilkeler çerçevesinde her şey üzerinde anlaşma yoksa, hiçbir şey üzerinde anlaşma yoktur ilkesiyle hareket ediyoruz. Sadece bir toplumun değil, diğer toplumun da endişeleri vardır. 74 sonrasında doğan durumda 74 olaylarına kimin yol açtığından bağımsız olarak…
Gereksiz yere endişe yaratılmamalı
Biz, argümanlarımızı sunarken bunların zeminleri olması lazım. Zeminsiz, gereksiz yere endişe yaratılmamalı. Zeminsiz argümanlar, şu ya da bu kesimden; tehlike tellallığı yapılarak, korkular körüklenerek bunun yapılması ülkemizin insanlarının yararına değildir. Biz tutarlılıkla, sağ duyuyla, durumu görmeliyiz.
Tüm bölgede yaşananları dikkate alarak hareket etmeliyiz. Tüm bunlar bize kötü bir çözümü kabul etmeye götürmemeli.
Kuzey’in TC’ye olan borcunu ödemeyiz
SORU: Kıbrıs Türk tarafının TC’ye olan borçları bize borç mu olacak?
Mali istikrar mutabakatı, merkezi ekonomik devletin ve federal devletlerin ekonomik dengeleri olması konusuyla ilgilidir. Toplumlardan hiçbiri, diğer toplumun yükümlülüklerini ödemesi beklememeli. Çözümü çok zor bir konu değil… Ana ve çocuk bir yerlerde ara yolu bulurlar.
Çözümün bedeli konusunda; bedelin Kıbrıslı Rumlar tarafından ödeneceği yönünde iddialar var. Tüm bu korkuların yaratılması, geliştirilmesi, ortaya konulan çabalarda olumlu katkı sunmaz.
Çözümün maliyeti yurttaşın sırtına yüklenemez
IMF’nin Dünya Bankası’nın ekonomik koşulların değerlendirilmesine ilişkin incelemenin yapılması konusunda, IMF tarafından bir girişim yapıldı. Kıbrıs Türk toplumunda ne olduğu konusunda değerlendirme gerekiyor. Dünya Bankası tarafından olası çözümün bedeline ilişkin bir araştırma söz konusu…
Gerek AB, gerekse BM sistematik olarak çalışıyorlar. Gerek AB, gerekse başka ülkeler çözüme katkıda bulunmaya adaylar… Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşları sırtına böylesi bir yükün yüklenmesi söz konusu değildir.Çözümün bedelinin ne olacağı konusunda incelemeler yapılıyor. İade, tazminat yanısıra, devletin işleyiş giderleriyle ilgili incelemeler de yapılıyor. Çözümün bedeli konusunda, her yoldan çalışmalar gerçekleştirerek, böylesi bir fonun oluşturulması, hazır olması Kıbrıs sorunun çözüm gününde hazır olması gerekiyor.
SORU: Adanın kuzeyinde kaos söz konusu… Bankaların durumu biliniyor. Siz ne diyorsunuz?
Federal sistem, üniter bir devletten daha masraflıdır. Belediyelerde danışmanlık hizmetlerine ilişkin reformda sağlanacak masraflar çözümü sağlayabilecek durumdadır. Bir dönem, federal birimlerden, merkezi federal yönetime görev aktarımı yapılması düşünülebilir. Aşamalı bir biçimde olacaktır.
Almanya, ABD da federasyon… Dünyanın bir çok zengin ülkesi federasyonla yönetiliyor. Federasyon olmanın bir bedeli de var ama bu bedel ülkemizin yeniden birleşmesi çabası önünde engel olamaz.
Çözümden edinilecek faydaları bir düşünün… İstikrarlı bir barış örneği olacak ve AB toprağı olarak Kıbrıs’a yapılacak yatırımları, ilerlemeyi, refahı düşünün…
SORU: Adadan ayrılacak yerleşiklerin sayısı ne olacak? Ayrılacak mı yoksa AB müktesebatından yararlanacak mı?
Yetki federal merkezi yönetimde olacaktır. Kıbrıs’ta kalıp çalışacak olanlara yönelik karar, federal merkezi yönetimde olacak mı. Çalışan işçilerin ikametlerinin yenilenmesi gerekecektir. Her oluşturucu devlet, bir tarafta ya da öbür tarafta var olan çalışanlar oturma izni alıp kalabilecektir.
SORU: 2004’te ‘hayır’a götüren etkenlerden biri, çözümün ertesi gününe ilişkin korkuydu. Bugün siz ub korkuyu nasıl ele alıyorsunuz?
Çözümün yaşama geçirilmesi konusunda güvencenin sağlanması gerekiyor. Çözümün yaşama geçirilmesi konusunda takvimin belirlenmesi önemli… Biz, üzerinde anlaşmaya vardığımız mantıklı geçiş dönemleri olmalıdır.
Dönüşümlü başkanlık konusu
TV kanallarından çıkıp açık şekilde, dönüşümlü başkanlığı veririz ama karşılığında şunu isterim demek söz konusu olamaz. Mutlak görüşler ortaya koymak, müzakerelere yardımcı olmuyor. TV kanallarından çıkıp, böylesi şartlar koşulması, karşı tarafı da şartlar koşmaya iter.
Annan Planı’ndan daha iyi bir plan olacak
Kıbrıs Rum toplumunun yüzde 76’sının tercihine saygımı dile getiriyorum. Gerçekçilik ve mantık çerçevesinde, Kıbrıslı Rumların endişelerine yanıt verebilecek bir çözümden söz ediyoruz. Sözünü ettiğimiz saygın onurlu bir uzlaşıdır. Ulusal Konsey’de belirlenmiş çerçevede bir çözümdür. Benim, kabul edilebilecek görmediğim bir çözüm planını halkın önüne sunmayacağım.
Annan Planı’ndan daha iyi olacak mı? Elbette örneğin, toprak üzerinde yaşanan inşai gelişmeler, değişiklikler yarattı. Bu değişiklikler mülk sahibi aleyhine gelişmeler. Annan Planına kıyasla, daha olumsuz olabilir ama, çeşitli konularda Annan Planı’ndan daha iyi bir plan olacak.
Kazanan kaybeden olmayacak bir çözüm
Biz olabildiğince daha iyi, daha güvenlik içinde, daha gelecek umut içinde hissedecekleri bir devlet için çalışıyoruz.
Ben Kıbrıs halkına seslenirken şunu tekrar ediyorum. İsviçre’ye kararlılıkla, siyasi iradeyle gidiyorum. Tüm halkın endişelerine yanıt verecek, iki toplumun karşılaştığı sorunların aşılmasına yol açacak çözüme ulaşmak için gidiyorum.
Kıbrıslı Rumlara; toplum içinde var olan endişeleri biliyorum.
Kıbrıslı Türkler ve Rumlar’a da: varılacak olan çözüm, kazananlar, kaybedenler olarak yaratılmamalı. İyi niyet, siyasi irade hem TC’den hem Kıbrıs Türk toplumundan gösterildiğinde neden olmasın?
Yorumlar kapalı.