

Murat OBENLER
Çağlayan konseptiyle düzenlenen “10. Uluslararası Halk Dansları Festivali” kapsamında gerçekleşen ve eski Çağlayanlılar’ın buluştuğu panel tam bir nostalji geçişine dönerken eski günlerin yadedildiği 2 saat boyunca zaman zaman bazı katılımcıların gözlerinin dolduğu gözlerden kaçmadı. Paneli kendisi de Çağlayanlı olan LTB Başkanı Mehmet Harmancı da ailesiyle birlikte izledi.
Çıraklı: İngiliz hükümeti Çağlayan’ı 1 numaralı bölge ilan etmişti
İlk sözü alan Çağlayan sakini Süheyla Çıraklı, 1930’lardan 1960’ların sonuna kadarki döneme vurgu yaptığı “Çağlayan Bölgesinin Tarihi” başlıklı konuşmasında hem kendi yaşamından hem de Çağlayan’dan kesitleri katılımcılarla paylaştı.
İngiliz hükümetinin tarafından kendi vatandaşlarına Lefkoşa’da 1 numaralı yerleşim bölgesi olarak önerdiği Çağlayan’ın çok canlı bir bölge olduğuna dikkat çeken Çıraklı Çağlayan’da çok mutlu bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirdiğini anlattı. 1963’te olaylar dolayısıyla Çağlayan’daki evlerini terkettiklerini kaydeden Çıraklı, o güzel günleri unutmasının mümkün olmadığını kaydetti. Çağlayanlı arkadaşları ile o yıllarda başlayan Salı geceleri buluşup tombala oynama geleneğini hala daha sürdürdüklerini ifade eden Çıraklı, o zamanlardan kalma dostlukları sürdürmeye devam ettilerini de sözlerine ekledi.
Taşçı: Sevgi ve saygının dorukta olduğu yıllardı
Daha sonra sözü alan Yıltan Taşçı “İyi ki Çağlayanlı olmuşum” diye başladığı konuşmasında bölgenin 60’lı-80’li yıllarındaki yaşamından örnekleri fotoğraflarla anlattı.
Adeta eski Çağlayan bölgesi sokaklarına fotoğraflar eşliğinde bir yolculuğu andıran sunumda Taşçı, kemerli ev diye adlandırılan kendi evleri de dahil o dönemlerde Çağlayan’dan yaşayan birçok bölge sakininin ev ile apartmanlarının görüntülerini ve buralarda yaşayan kişilerin yaşamından kesitleri aktardı.
Fikret Kürşat Bey, Bardaklar, Harmancı’lar, tenekeci Suat dayı ve eşi Dervişe teyze, Nejat dayı, Özel
Gambi(Vasıf),filmci Fadıl Salahi, Hüseyin Kanatlı gibi Çağlayan’ın tanınmış kişi ve ailelerinin yaşamlarını ile kendi yaşamından anıları harmanlandığı duygu dolu konuşmasında zaman zaman salonda bulunan eski Çağlayanlı arkadaşlarıyla birlikte yaptıkları “mızırlıkları” anlatarak karşılıklı gülüşen Taşçı, o yılların sevgi ve saygının dorukta olduğu yıllar olduğunu kaydetti.
İçindeki çocuk parkı ve küçük hayvanat bahçesi ile Çağlayan Çocuk Bahçesi, yazlık ve kışlık sinemalar, Anibal Restoran, Resa Budak Pastahanesi, Londra Pastahanesi, Enver’in Kahvesi, Çağlayan Bar, Bayram Yeri ile Çağlayan bölgesinin Lefkoşa’lıları bir mıknatıs gibi çektiğini kaydeden Taşçı, Çağlayan Bar’ın Kıbrıs’ın en albenisi olan gazinosu olduğunu da iddia etti. Nişanını da bu bölgede yaptığını ifade eden Taşçı, 1984’e Çağlayan’ı terk ettiğini ve bölgeye her geldiğinde metrup durumdaki evleri gördüğünden dolayı içinin buruk olduğunun altını çizdi. Taşçı konuşmasının sonunda Ahmet Okan’dan bir düzyazı ve Cem Karaca’dan “Ayrılık Günümüz” adlı şarkıyı salodakilerle paylaştı.
Bağışkan: Çağlayan’ın yanık evlerinin restore edilmesini ümit ediyorum
Panelde son sözü alan araştırmacı-yazar-arkeolog Tuncer Bağışkan ,”Çağlayan Mahallesi’nin Uzak ve Yakın Geçmişi” adlı konuşmasında Çağlayan’ın Osmanlı, İngiliz idaresi,Cumhuriyet yılları,karanlık yılları ve bugünlerine kadar gelen dönemde Çağlayan mahallesinde meydana gelen gelişim sürecini yazılı ve görsel belgelerle anlattı.Çağlayan’da bir festival yapılmasının ve bölgeye gösterilen ilginin kendi içinde bölgeye dair ümidi arttırdığını dile getiren Bağışkan Çağlayan’ın yanık ve yıkılmaya yüz tutmuş tarihi evlerinin restore edilmesini ümit ettiğini söyledi.1951’de yapıldığı sanılan Çağlayan Çocuk Bahçesi’nin çok ihtişamlı olduğunu fotoğraflar eşliğinde salondakilerle paylaşan Bağışkan o yıllarda Lefkoşa’da yaşayan herkesin burayla unutulmaz güzel anıları olduğunu da sözlerine ekledi.